Murat Ülker, Serdar Turgut, “Trump ve Zamanın Sonu” isimli kitabını inceledi önemli detayları kamuoyuyla paylaştı. Kitapta yer alan önemli bir detay göze çarpıyor: Suriye ve İsrail'de yaşananların 30 yıl öncesinden planlandığı...
Turgut kitabında, Donald Trump’ın iktidara gelişinin bir sebep değil, bir sonuç olduğunu ifade etti.
Turgut’a göre Trump’ın yükselişi, yalnızca kişisel özellikleriyle değil, onu destekleyen farklı grupların stratejik tercihleriyle de açıklanıyor. Bu gruplar arasında Neokonlar, Evanjelistler ve ABD bürokrasisindeki bazı çevrelerin yer aldığı belirtildi.
Turgut, bu yapıların karmaşık bir ittifaklar ağı kurduğunu, farklı çıkarlarla benzer hedeflere yöneldiklerini vurguladı.
PENTAGON’DAKİ HARİTAYLA BAŞLIYOR
Turgut, kitabına 1994 yılında Pentagon’da gördüğü bir haritayı anlatarak başlıyor. Bu haritada, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırına paralel şekilde uzanan bir Kürt devleti çizildiğini ve sınırlarının net bir şekilde belirlendiğini aktarıyor.
Daha özel bir görüşmede ise kendisine, İsrail’de yaşanacak bir ayrışma, ardından büyük bir savaş, geçici bir barış süreci ve nihayetinde Türkiye sınırında bir Kürt devletinin kurulmasının öngörüldüğü bir senaryo sunulduğunu ifade ediyor.
Turgut, bu anlatının kendisine o anda “pek akla yatkın” gelmediğini, ancak zamanla bu kehanete inanan çok sayıda Amerikalı bulunduğunu ve bu inancın bazı dış politika kararlarında etkili olduğunu gözlemlediğini belirtiyor.
KIYAMET SENARYOLARI VE EVANJELİST İNANÇLAR
Turgut, bazı Evanjelik grupların ve İsrail’deki dinsel çevrelerin, Türkiye ile İsrail arasında çıkacak bir savaşın kıyamet senaryosunun başlangıcı olduğuna inandığını kitabında aktarıyor.
Bu çevrelerin, Armageddon’un Meggido Tepesi’nde başlayacağına, Türkiye’nin İran’la birlikte İsrail’e karşı bir koalisyon kuracağına ve bu savaşın GOG-MAGOG anlatısıyla örtüştüğüne inandıklarını vurguluyor.
Turgut, “Bütün bunlara inanıp inanmamanız önemli değil… Ben de saçma buluyorum bütün bunları… Asıl önemli olan, Amerikan başkanlığı gibi bazı önemli konumdaki insanların bunlara inanması ve bu yönde bazı adımlar atmaya çalışacak olmalarıdır” ifadelerine yer veriyor.
Yazar, kitabı kaleme almasının en önemli nedenlerinden birinin, bu anlatıları tarihe belge olarak bırakmak olduğunu belirtiyor.