Libya 2011 devriminden bu yana en kötü şiddet dalgasının içerisinde. Ülke sıkıntılı geçiş sürecinde yeni bir şiddet safhasına sürükleniyor ki ABD'nin başına yeni sorunlar açılabilir.

Doğu aşiretlerinden, eski subaylar ve laik politikacılardan oluşan bir koalisyona liderlik eden emekli bir general, Halife Haftar, Bingazi'deki İslamcı militanlara saldırdı. Hava kuvvetleri, şehrin karizmatik özel kuvvetler komutanı da onun tarafına geçti.

Şiddet çok geçmeden Trablusa sıçradı. Haftar'ın başkentteki müttefikleri ülkenin meclisine saldırdı ve kapatılmasını talep etti. Libya'nın batısındaki İslamcı düşmanı Zintan aşiretine bağlı milisler, Haftar'ın kuvvetlerine katıldı. İslamcı hâkimiyetindeki meclis ise savunma için Misurata'daki müttefik milislerden yardım istedi.

Ülke şimdilik topyekün bir iç savaştan uzak kalmışa benziyor. Misurata'daki güçlü joker milisler taraf tutmadılar. Varılan anlaşmaya göre 25 Haziran'da yeni meclis seçimleri yapılacak.

Ancak Libya darbe siyasetine ve asker kontrolüne geçtiği için tehlikeli bir emsal de oluşmuştur. Haftar'ın kampanyası, terörle mücadeleye ve yeni bir Libya ordusu kurmaya odaklanmış Amerikan politikasına karşı büyük sorunlar yaratabilir.

Libya'daki bölünme derin ve çok boyutludur. Liberal-İslamcı anlatısı göründüğü gibi değildir. Bingazi'deki dostlarım şehirdeki tükenme ve terörden bahsediyorlar. Diğerleri ise İslamcıların hâkim olduğu meclisten umutlarını kesmişler. Haftar'ı ülkeyi şiddet kapanından kurtaracak ve demokratik yola koyacak bir kahraman gibi görenler de var popülist dalga üstünde iktidara yürümeyi bekleyen güçlü adam (diğer Arap ülkelerindeki gibi) olduğunu düşünenler de var.

Mısır'daki Sisi'yle olan benzerlikleri açıktır her ne kadar abartmamak gerekirse de. Ben Kasım ayında Bingazi'deyken Sisi gibi birilerinin çıkıp gelmesi ve ülkeyi İslamcıların elinden kurtarması gerektiğini söyleyenler vardı. Haftar bu talebe cevap veriyor gibidir: Kır saçlı general, Libya'yı Müslüman Kardeşler'den ve teröristlerden “temizleme” niyetinde olduğu ilan etti; ismi Mısır'dan ödünç alınma olan Yüksek Askeri Konsey adına konuştu. Oybirliği/fikirbirliği oluşturma alışkanlığının olduğu bir ülkeye “temizlikten” ve “taviz vermemekten” bahseden bir söylem getirdi. Libya'nın istikrarı adına hayra alâmet değildir bu.

ABD'nin Bingaz'i ye cevap olarak yeni bir ordu kurma ve İslamcı terörü kuşatma çabasına ayar vermelidir. Bugün Libya'da ordu ve milis karşıtlığından bahsetmek mümkün değildir. Artık birden fazla ordu var ve her biri meşruiyet ve otorite iddiasındadır. Son şiddet dalgasından önce ABD-İngiltere-Türkiye-Fas ve İtalya'nın düzenli ordu kurup eğitme planı ordunun komposizyonu, misyonu ve sivil nezaret konusundaki bilinmeyeler yüzünden sıkıntı yaşadı. Libya'daki kutuplaşmaya bakınca, bu ordu Haftar gibi hırslı bir liderin saray muhafızı veya özel milisine dönebilir.

Şu an ihtiyaç duyulan şey, Libya'nın güvenliğine bütüncül bir yaklaşımdır. İstikrar, yeni ordunun eğitilmesi ve teçhizatlandırılmasından ibaret değildir. Ulusal güvenlik konseyi benzeri bir yapı ister; milislere masa altında ödeme yapılmasına son verilmesini, ordu ve polis'e maaş artırımı ister; yeni kuvvetin hizbi veya bölgesel fay hatlarına paralel olarak çözülüp gitmesini önleyecek altyapı iyileştirmeleri ister.

Fakat Libya güvenlik sıkıntılarının nihâi çözümü siyasette yatar. Anayasa hazırlanmalı, meclis reformdan geçirilmeli ve mevcut ulusal diyalog süreci içerisinde varılacak bir ulusal uzlaşma gereklidir. Bu dönemde ABD ve diğer dış aktörler tavsiye vermeli ve dengeli yardım sağlamalı ancak nihâi yükü Libyalılar taşımalıdır.

Daha önemlisi, Washington, Libya'nın Haftar figüründe ete kemiğe bürünen otoriter yönde sürüklenişini görmezden gelmemelidir. Libya'nın uzun vadeli geleceğine, ABD değerlerine ve itibarını zarar veren bir şeytanla pazarlık olur bu.

Kaynak: Los Angeles Times
Yazar hakkında: Carnegie Vakfı Ortadoğu Programı Araştırmacısı
Dünya Bülteni için çeviren: Turgut Fidan