İstanbul kimi zaman şiir gibi semt isimleri gibi zaman tekerlemeyi andıran kelimelerden oluşan semt isimleri. Aslında hepsinin bir insan hayatı gibi bir hikayesi var. Her bir sokağı her bir semti tarih kokan İstanbul’un semt isimlerinin hikayelerini sizler için derledik…

Aksaray: Bir yerleşim politikası olarak Fatih Sultan Mehmet zamanında, İç Anadolu Bölgesi’ndeki Aksaray ele geçirilmiştir. Daha sonra Anadolu’dan bu bölgenin insanları İstanbul’a getirilerek yerleştirilmiştir. Böylece Aksaray’dan gelen insanların yaşadığı yer anlamında bu bölge yeni adını kazanmıştır.

Laleli: Rivayete göre “Laleli Baba” ismindeki bir dervişin burada yaşamış olmasından dolayı bölgeye Laleli denildiği söylenir. Ayrıca bu dervişin padişah III. Mustafa tarafından çok sevildiği ve padişahın da ona saygı gösterdiği bilinir. Bu yüzden bölgeye yapılan camiye Laleli Baba adı uygun görülmüştür.

Aşiyan: Aşiyan sözcüğü kuş yuvası anlamına gelmektedir. Servet-i Fünun dönemi şairi Tevfik Fikret’in Farsça’da kuş yuvası anlamına gelen ‘Aşiyan’ isimli evi dolayısıyla semtin adı da Aşiyan olarak kalmıştır.

Bakırköy: Bakırköy’ün isminin tarihi Bizans’a dayandırılır. Bizans döneminde “Makri Hori” olarak adlandırılan bölge Osmanlı devrinde “Makriköy” olarak anılır. 1925’te ise Türkçeleşme çalışmaları sırasında yabancı kökenli kelimelerin değiştirilmesi esasına uygun olarak ilçe Atatürk’ün uygun görmesi ile bugünkü adını kazanmıştır.

Beşiktaş: Semtin adını Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini bağlamak için diktirdiği beş taştan aldığı görüşü baskındır. Ayrıca bir papazın bu bölgede yaptırdığı kiliseye Kudüs’ten getirdiği beşik taşını yerleştirmesinden kaynaklandığı da anlatılır.

Beykoz: En tarihi semtlerden biri olan Beykoz ilçesinin Antik çağdaki adı “Amykos”tur. Bu bölge Yıldırım Beyazıt tarafından fethedildikten sonra “Amikos” ismi Beykoz olarak değiştirilmiştir. Ayrıca “kos” Farsça bir sözcüktür ve köy anlamına gelir. Buna bağlı olarak burada “bey” konumunda varlıklı kişilerin yoğun olarak yaşaması dolayısıyla da böyle bir isimlendirme almış olabileceği düşünülür.

Beyoğlu:Beyoğlu’nun adını nerden aldığı hakkında birçok rivayet mevcuttur. Bunlardan birine göre, ismini, İslamiyet’i kabul edip burada yaşamaya başlayan Pontus Prensi’nden almıştır. Diğer bir görüşe göre, ‘Bey Oğlu’ diye anılan Venedik Prensi’nin burada oturmuş olmasıdır. Son bir rivayet de, burada oturan Venedik elçisine, resmî kayıtlarda, “Beyoğlu” diye hitap edilmesi şeklindedir

Bomonti: Fabrikalaşmanın İstanbul’daki bir erken dönem yansıması olarak 1902’de Bomonti kardeşlerin burada açtıkları bir bira fabrikası dolayısıyla bölgenin adı Bomonti olarak kayıtlara geçmiştir.

Çemberlitaş: İstanbul tarihi dikili taşları ile meşhurudur. Bizans döneminin en önemli meydanlarından biri olan Constantinus Forumu’nun bulunduğu yerde büyük sütunlar vardır. Onlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verir.

Eminönü: Halicin kıyısındaki bu bölgede tarihin eski dönemlerinden beri çarşı kurulurdu. Çarşı esnafını denetlemekle görevli olan kişilere Osmanlı devrinde ‘Emin’ denirdi. Bu bölgede kurulan ‘Gümrük Eminliği’ semtin de “Eminönü” adını almasını sağlamıştır. ÇATLADIKAPI: Bu bölgede 1532 tarihinde büyük yıkıcı bir deprem meydana gelmiş ve o zaman Bizanslıların eskinden Sidera ismini verdikleri sur kapısı çatlamıştır. Bundan sonra bölgenin Çatladıkapı olarak anılmaya başlandığı söylenir.

Galata: Galata’nın adını Rumca “süt” anlamına gelen “gala” sözcüğünden aldığı söylenir. Burada bulunan süthaneler dolayısıyla “Galata” denildiği tahmin edilir. Ayrıca İtalyancza’da ‘denize inen yol’ anlamında kullanılan “galata” sözcüğünün de bölgeye ismini verdiği rivayetleri vardır.

Kadıköy: Kadıköy ilçesi derin bir geçmişe sahiptir. Bir rivayete göre bu yerleşim bölgesi 8. yüzyılda Megara’lı göçmenler tarafından “Khalkedon” adıyla kurulmuştur. Bir başka rivayete göre, Fatih Sultan Mehmet, burayı fethettiğinde bölgenin bakımsız durumunu iyileştirmesi için bir kadı atamıştır. Bu yüzden ilçenin adı “Kadıköy” olarak belirlenmiştir

Sütlüce: Burada eskiden Süt Menbat isimli bir Rum köyü kurulmuştur. Ve bu köyün bir köşesine memelerinden su akan bir kadın heykeli dikilmiştir. Bu suyun, kadınların sütünün gelmesini sağladığına inanılmıştır. Dolayısıyla semt de Sütlüce olarak adlandırılmıştır.

Şişli: Bir aileden adını alan bölgelerden biridir. Burada yaşayan ve Şiş yapımıyla uğraştıkları için Şişçiler lakabını almış bir aile vardır. Bu ailenin konağı ‘Şişçilerin Konağı’ olarak anılırken zamanla ‘Şişlilerin Konağı’ şeklinde teleffuz edilmeye başlanır. Dolayısıyla semtin adı da bu aileden gelmektedir.

Tahtakale: Tahtakale isminin sözlük anlamı ‘kale altı’ olan Taht-el-kale yani ‘kale altı’ anlamına gelen ifadelerden gelir. Zamanla ses düşmeleri ve bozulmalar yaşayarak Tahtakale halini alır. Mercan bölgesinin alt kısımlarında bulunan eski sur yapısının aşağısında bulunması dolayısıyla bu ismi aldığı düşünülmektedir.

Teşvikiye: Osmanlı döneminde bu bölgede yerleşimi geliştirmek için Sultan Abdülmecit’in bir mahalle kurulması yönünde teşvikte bulunması dolayısıyla semtin adı Teşvikiye olarak anılmıştır. Bu bilgi bölgedeki taş yazıtlarda da kayıt altına alınmıştır.

Veliefendi: Osmanlı zamanında bu bölge Şeyhülislam Veli Efendi’nin sahibi olduğu topraklar üzerinde kurulduğundan semtin adı da Veli Efendi’yle özdeşleşmiştir.

Ahırkapı: Tarihi isimlerden biri olan Ahırkapı padişahın atlarının bakıldığı yer olmasıyla dikkat çekmiştir. Osmanlı döneminde Marmara Denizi’nin kenarında yedi ahır kapısı vardır. Bunlardan birisi olarak Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer alması dolayısıyla bölgeye Ahırkapı adı GALATA: Galata’nın adını Rumca “süt” anlamına gelen “gala” sözcüğünden aldığı söylenir. Burada bulunan süthaneler dolayısıyla “Galata” denildiği tahmin edilir. Ayrıca İtalyancza’da ‘denize inen yol’ anlamında kullanılan “galata” sözcüğünün de bölgeye ismini verdiği rivayetleri vardır.

Unkapanı: Bu bölgede yapılan ticarette Arapça ‘Kabban’ denilen büyük teraziler kullanıldığı için bölge, Kapan adını taşırdı. Dahası sahil kısmında tahıl gemileri demirlediğinden, semtin adı Unkapanı halini almıştır.