Libya başbakanı, 11 Ekim gecesi bir milis güç tarafından Trablus'ta birkaç saatlik bir süreyle kaçırılışını bu bir "darbe girişimi"dir diyerek kınadı. Ali Zeydan cesur ve ehil bir insan fakat teşhisinde hatalı. Hükümet darbesi olması için öncelikle bir hükümet olması lazım.  Libya, Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinin üstünden iki yıl geçtiği halde merkezi yönetime sahip değil.

Libya milis güçlerin hüküm sürdüğü bir odak. Libya "patlamak üzere" diyordu bu hafta İtalya Başbakanı Enrico Letta. Yaklaşık iki yüz bin silahlı kişinin, bölgesel veya kabilevi farklılıkları olan milis güçlerin, demir attığı ülke endişe verici bir emniyetsizlik ortamı haline geliyor.

Soyuyor, adam kaçırıyor, uyuşturucu ve silah kaçakçılığını tertip ediyor, başkentin su ve elektriğinim kesiyor, yönetim üzerinde baskı kuruyor ve diplomatik faaliyetlere karşı giderek artan saldırılarda bulunuyorlar. Yabancı yatırımcıları ürkütüyor ve daha da önemlisi ülkenin yegâne gelir kaynağı petrol ihracatına gem vuruyorlar. Financal Times bu hafta, bu sapmaya dikkat çekti: Afrika'nın en büyük petrol rezervini işleten Libya hidrokarbon ithalatçısına dönüştü!

Başbakan, kaçırılışından iki gün önce makamının halkın parasını talep eden bir milis güç tarafından işgal edilerek alt üst edildiğine tanık oldu. Bu talihsiz olayların geldiği son nokta İslamcı eğilimden başka bir milis gücün hoşnutsuzluğuna atfedilebilir.

Ali Zeydan, 5 Ekim'de Trablus'ta Ebu Enes El Libi'nin yakalanması için Amerikan gizli servisine yeşil ışık yakmakla suçlanıyor olabilir. El Kaide üyesi olduğu varsayılan El Libi, 1998'de Kenya ve Tanzanya büyükelçiliklerine yönelik saldırı girişimine katılmış olduğu kuşkusuyla ABD tarafından aranıyordu.

Fakat elbette bu son olaylar bir darbeye işaret ediyor. Bu darbe, altı milyonluk nüfusa sahip Libya'da, herhangi bir iktidarın herhangi bir şekilde bölgeci güçlerin yerine geçemediği bu ülkede, merkezi otoritenin olmayışıdır. Acımasız diktatör Kaddafi zamanında (1969-2011), her bir milis güç, her bir kabile kendi askerine sahipti ve ülkeyi kanlı kaprislerine göre "yönetiyorlardı".

Kaddafi'nin devrilmesine katkısı az olmayan ABD, Fransa ve İngiltere Libya ile ilintilerini kesebilecekler mi? Cevap "hayır". Bir ülkeye askeri müdahalede bulunmak "sonrasında" olacaklardan belli oranda sorumluluk almayı gerektiriyor.

Avrupalılar bu durumdan çok kaygı duyuyorlar. Libya'da büyüyen sorunlardan biri illegal göçmen trafiği. Milis güçler, Sahra altı Afrika'dan kaçmaya aday kişileri derme çatma yolcu teknelerine istif eden şebekeleri koruyorlar. Avrupa Birliği bu soruna karşı mücadele etmek için bizzat Libya'da teşkilatlanma yoluna gidiyor. Avrupa, Mağrip pazarında bir tür Somali oluşmasını göze alamaz.

Le Monde, Başyazı