Kırım parlamentosu geçen hafta oy birliğiyle Rusya’ya bağlanma kararı aldığı zaman yarımadadaki Rus nüfus sevindi.
Yarımadada Rus nüfustan beş kat küçük Kırım Tatar nüfusu ise korktu.
Yarımadanın yerli Müslüman sakinlerinin Rusya’yla kanlı ve sıkıntılı bir geçmişleri var. Onlara Rus çarları tarafından asırlarca zulmedildi. Josef Stalin yönetiminde 1944’te bunların tüm nüfusu, Nazilerle iş birliği yaptıklarına dair uydurma bahaneyle Orta Asya’ya sürüldü. Sovyetler Birliği’nin çökmesinden bu yana çoğu Tatar yarımadaya döndü. Yüksek doğum oranlarıyla da bunların nüfusunun sadece 13 senede Kırım’daki Rusların sayısını geçmesi bekleniyor.
Ama şu an için Kırım ve parlamentosu tamamen Rus yanlısı durumda. Vladimir Putin’in etnik Rusları korumak için gerekli olduğunu söylediği Rus istilası Rus çoğunlukla Tatar azınlık arasında uzun süredir içten içe kaynayan anlaşmazlıkları alevlendirdi. Natalia Antelava isimli Kırımlı bir Tatar, The New Yorker’daki ifadesinde “Bu bizim için ne manaya geliyor? Bizi kim koruyacak?” diye sordu.
Yarımadanın güney komşusu koruyabilir.
Türk haber kuruluşu Anadolu Ajansı’nın İngilizce yayınına göre Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta Tatar nüfusu terk etmeyeceklerini duyurdu. O, Putin’le konuştu ve “Ona, Rusya’nın Rus çoğunluk ve Kırım’daki diğer azınlıklar gibi Kırım Tatarlarının da haklarını koruması gerektiğini söyledi.“
Türk televizyon istasyonu TRT Haber de Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun cuma günü düzenlediği basın toplantısında, Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olduğunu söylediğini bildirdi. O, "Ukrayna’nın toprak bütünlüğü Türkiye için en önemli meseledir” dedi, ülkesinin Kırım’daki Tatarları korumak üzere her türlü hakka sahip olduğunu da ekledi.
Kuzeyinde devam etmekte olan krizle meşgul olmak Ankara için an meselesiydi. Türkiye, Ukrayna’daki Tatarlarla kuvvetli kültürel bağlarını sürdürüyor. Kırım, 18. asırda Rusya tarafından ele geçirilmesinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun bir eyaletiydi. 2. Dünya Savaşı sırasındaki kitlesel göçte 4 milyon ila 5 milyon arasında Tatar kaçarak Türkiye’ye gitti ve bunların çoğu orada kaldı. Geçen sene bir Türk kurumu, yarımadanın eğitim, turizm ve tarım sektörlerinin gelişimine katkı yapma amacıyla Kırım hükümetiyle iş birliği anlaşması imzaladı.
Ama Türkiye’nin yapabileceği ancak bu kadardır. Yigal Schleifer, EurasiaNet.org’da, devam etmekte olan kriz konusunda Türkiye’nin tutumunun, 2008’de Gürcistan ve Rusya arasındaki savaş sırasındaki rolünün bir yansıması olduğunu açıkladı. O zaman Ankara, Türkiye’nin Rusya’yla olan iktisadi bağlarını tehlikeye sokmamak için, kısmen de Türkiye’nin NATO üyeliği sayesinde Rusya’nın askeri eylemlerine olan tepkilerini dizginlemek zorunda kalmıştı. Türkiye, Kırım konusunda da arabulucu olarak rol oynayabilirdi ama doğal gazının yarısından fazlasında Rusya’ya olan bağımlılığı, bir denge kurmasını müşkül hale getiriyor.
AFP, Tatar topluluğunun üyelerinin, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesini protesto etmek için geçen hafta sonu Ankara ve İstanbul’da gösteriler düzenlediklerini bildirdi. Türk hükümetinden ismi açıklanmayan bir kaynak, geçen hafta bu haber kuruluşuna "Tatarları hatırlamak bizim önemli bir vazifemizdir. İhtilafın silahlı bir çatışmaya dönüşmemesi için ilgili taraflarla görüşmeler halindeyiz” açıklamasında bulundu. “Biz orada olanlara sadece seyirci olarak kalamayız.”
Kırım’daki Tatar toplumu yeni geçici Ukrayna yönetimini tanıyor ve Putin’i bölgeden uzak tutmak istiyor. Kırım Tatar televizyon istasyonunun bir muhabiri, Antelava’ya “Bizim için Avrupalı bir Ukrayna, insan olarak hayatta kalmayı temin etmemizin tek yoludur” dedi. “Kimliğimizi korumamız için Avrupa’nın kanunlarına ihtiyacımız var. 1944’te olanlardan sonra biz asla Ruslara güvenemeyiz.”
Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olmayı isteyip istemediğini belirleyecek referandumun 16 Mart’ta yapılması planlanıyor. Çoğu Tatar, sonuçları boykot etmeye hazır ama bunlar, direnişin ne kadar tehlikeli olacağını biliyorlar.
Ukrayna'da Orta Doğu Araştırmaları Kurumu’nun yöneticisi İgor Semyvolos, perşembe günü Kiev’de McClatchy'den Matthew Schofield’e, “Kırım’da bir savaş çıkacağı aşikar hale geliyor. Bu savaş Ukrayna’nın bağımsızlığı için yapılacak” dedi. “Ukrayna’nın bu savaşta Amerika Birleşik Devletleri’nin yardımına ihtiyacı olacak.”
Muhtemelen Ukrayna, sadece sembolik de olsa ABD’den yardım alacak. Başkan Obama cuma günü yayımladığı açıklamasında, Kiev’deki yeni yönetim ve Batılı güçlerin hissiyatını yansıtarak Kırım’ın geleceği konusundaki referandumu kınadı. Şimdi Türkiye’nin de dahil olmasıyla, referandum çok daha fazla muhalefetle karşı karşıya kalabilir.
Kaynak: National Journal
Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya