Gürcü siyasilerin ve uzmanların son günlerde yaptıkları açıklamalar Güney Kafkasya'da rahatsızlıkla karşılanıyor. İran'a karşı savaş ve Gürcistan'ın İran aleyhindeki ittifaka destek verebileceğine dair haberler tekrar gündeme taşındı.
Bu endişeler temelsiz sayılmaz. Gürcistan üst düzey devlet yetkililerinin açıklamaları incelendiği zaman İran'a saldırı yapılması durumunda Tiflis yöneticilerinin tutumunun nasıl olacağı anlaşılabilir. Hatta bu konuda kuşkuların da bulunmayacağı söylenebilir. Gürcistan şu anda ABD'nin yanında yer almak isteyen Güney Kafkasya'nın tek ülkesi konumunda. Son dönemdeki tercihleri bunu kanıtlıyor. Davet edilmesi durumunda Gürcistan bunu hemen kabul edeceğe benziyor. Bu çok tehlikeli bir hazırlık... Gürcistan iktidar partisi Milli Harekat'ın yöneticileri savaş durumunda ülkelerinin tarafsız kalamayacağını belirtiyor. Komşu ülke yöneticilerinin açıklamaları ile kıyaslandığı zaman bu gaçıklamalar hayretle karşılanıyor.
NATO üyesi Türkiye, ABD'nin İran konusundaki adımlarının tamamını desteklemiyor. İran ile zaman zaman önemli sorunlar yaşayan Azerbaycan iktidarı da – bazı milletvekillerinin açıklamaları göz önünde tutulmazsa– bu konuda çekimser açıklamalar yapıyor. Ermenistan ise İran'a karşı savaşın imkansız olduğunu ifade ediyor. Hiç kimse ABD'nin İran'a saldırmak için Ermenistan'dan izin alacağını beklemiyor. Ancak buna rağmen Erivan yönetiminin mantıklı olduğu söylenebilir. Ayrıca bu yaklaşım bölge güvenliği ve yakın komşuluk ilişkilerinin de olumlu geleceğinin habercisi olarak görülebilir.
Gürcistan devlet borcunun altı milyar doları geçtiği öne sürülüyor. Bu durumda Washington'un Tiflis'e mali destek sağlaması Gürcistan'a tercih yapma şansı tanımıyor. Gürcistan'ın İran konusundaki açıklamalarını sadece işbirliği yaptığı büyük güce hizmet etme anlayışı gibi izah etmek en azından saflık olurdu. Bu konuda çok sayıda yorum ve analizler yapılabilir. Gürcistan iktidarı dünyanın en güçlü devletleri ile aynı safta yer almayı, ABD ile müttefiklik ilişkilerini daha da kuvvetlendirmeyi, bununla da kuzey tehlikesini azaltmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra toprak bütünlüğü gibi sorunlarının da ABD ile ittifak sonucunda çözülebileceği düşünülüyor. Bu analizlerin sayısı daha da artabilir. Ancak tahminlerin ötesinde Gürcü devleti tarafından kontrol altında tutulan televizyon kanallarında toplumun bölgesel savaşa hazırlandığı açık bir şekilde görülebiliyor. Savaş programları Gürcistan'ın ABD'nin isteği doğrultusunda savaşa ortak olacağını kanıtlıyor.
Gürcistan'ın çeşitli bölgelerinde hastanelerin açılış törenleri düzenleniyor ve bu törenlere bizzat Devlet Başkanı Saakaşvili'nin kendisi katılıyor. Hastaneler modern taleplere uygun bir şekilde düzenlenmesine rağmen fiyatları vatandaşların kullanımını imkansız kılıyor. Gürcistan sadece hastane inşa ederek ABD'ye destek olamaz. Destek olabileceği diğer alanlar da bulunuyor. Ayrıca Mihail Saakaşvili'nin birkaç yıl önce başkanlık yarışı sırasında "bir yıl içerisinde 100 hastane inşa edileceğine" dair vermiş olduğu sözün de unutulmaması gerekiyor. Gürcü devlet başkanı bu sözünü tutmak için de hastaneler inşa edebilir. Her ne kadar bir yılı aşkın bir süre geçse de hastaneler inşa edilmeye devam ediyor.
Gürcistan'ın desteği Türkiye'nin takip edeceği politikaya bağlı bir şekilde gelişecek. Ankara yönetiminin savaş konusunda tutumunu değiştirmemesi durumunda Gürcistan askeri havaalanları ABD ve müttefiklerinin hizmetine sunulacak. Havaalanlarının yanı sıra alt yapı çalışmalarının yapıldığı limanlar da müttefik güçler tarafından kullanılabilir. Bunun yanı sıra Gürcistan askeri destek de sağlayabilir. ABD'nin talep etmesi durumunda Gürcistan bölgeye asker göndermeyi kabul edebilir. Müttefik ülkelerin savaşlara asker gönderme konusunda isteksiz davranması Washington yönetiminin Tiflis'ten asker talep edebileceğine dair iddiaları kuvvetlendiriyor.
Dünya Bülteni için İbrahim Ali tarafından tercüme edilmiştir.