Senatör McCain ve Lindsey Graham'ın Mısır ziyareti ve bu ziyaret sırasında yaptıkları değerlendirmeler Amerikan idaresi tarafından sahiplenilmediği gibi Mısır darbecilerini de veya darbe saflarındakileri de küplere bindirdi. Açıklamalar hoşlarına gitmedi.  McCain, Mısır'da yaşananların darbe olup olmadığına dair bir soruya şu karşılığı vermiştir, ''Buraya sözlük açıp siyasi kaynaklardan söz etmeye gelmedik. Ördek, sadece ördek diye tanımlanabilir. Başkanları indirmek darbedir, her ülkeyi yasalara uymaya çağırıyoruz ancak geçmişe bakmak için gelmedik.''  Batılılar ne Türkiye ne de Mısır karşısında yeteri kadar açık sözlüler. İçlerindekileri gizliyorlar.  Özleri ile sözleri arasında açık ve fark var. Bundan dolayı Sarkozy belki de Türkiye karşısında net olmanın ve artık gerçekleri konuşmanın vakti geldiği kanaatine vararak gizlediklerini bir benzetmeyle açığa vurmuştur: Biz kediye kedi deriz!  Mısır'da da bunu Senatör McCain ve arkadaşı yapmıştır.  Bu açıklama Amerikan hükümetini hiçbir şekilde bağlamasa da herkesi rahatsız etmiştir.

Birincisi:  Amerikan hükümeti bu açıklamalardan rahatsızlık duymuştur. Zira resmi söylemle gayri resmi söylem arasında bir açık ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, Amerikan idaresinin ihmal ettiği boyutu veya halkla ilişkiler diplomasisini McCain'in kendi veya ülkesi adına gündeme getirdiği de varsayılabilir. Dolayısıyla Amerikan idaresi hem nalına hem mıhına vurmuş olabilir.  Bununla birlikte, McCain Suriye'ye müdahale veya en azından muhaliflerin silahlandırılması konusunda iki yıldır Amerikan idaresini ikna edemedi. Laf anlatamadı.  Bu itibarla, McCain en fazla  kendisinin sözcüsüdür.  Biraz olsun bununla Amerikan idaresine yönelik öfkeleri de dindirmektedir.

İkincisi:  Amerikan idaresinin gerçek tavrını John Kerry Pakistan'da dile getirmiştir.  Kerry ördeğe ördek demediği gibi darbecileri de demokrasiyi tesis edenler olarak selamlamıştır. Ülkeyi darbeler dönemine ve istibdat dönemine döndüren Sisi ve arkadaşlarını demokrasiyi restore edenler olarak takdim ve takdir etmiştir.

Üçüncüsü:  Darbecileri açığa çıkarsa da McCain İhvan'ı kayırmış falan değildir ve 3 Temmuz yani darbe gününü milat olarak kabul etmiş ve şiddetten bahsetmiştir. Bu şiddet suçlaması zımni olarak İhvan'a bir göndermedir.  Halbuki, şiddet uygulayan taraf bellidir ve bu tarafa ördek diyememiştir.

McCain'e asıl öfke darbeciler tarafından gelmiştir. Darbeci basın da McCain'i oyun bozan veya pişmiş aşa su katan kişi olarak görmüştür. Bunlardan birisi El Hayat gazetesinden Ragide Dergam'dır.  El Hayat gazetesi adına Washington'ın nabzını tutan ve bu yönüyle bir zamanların Yasemin Çongar'ına benzeyen  Ragide Dergam McCain'in bu yöndeki açıklamalarıyla birlikte  İhvan'a cesaret verdiğini ve inat ve dirençlerini artırdığını ileri sürmüştür. Suud sermayesiyle çıkan El Hayat gazetesi bunu hep yapmaktadır.  Velinimetinin çizgisinden dışarı çıkamamaktadır.  Daha darbenin ilk günlerinde kıdemli yazarlardan Cihad Hazin ABD'nin Mısır'a müdahale etmemesini istemiştir. Burada  Hazin'in bahsettiği Amerikan müdahalesini nasıl anlamak gerekir?   Herhalde Dergam'ın kastettiği anlamda anlamak gerekir. Yoksa Amerikan idaresinin darbeciler lehine müdahalesi sonuna kadar serbest ve zaten yaşanmıştır.  Amerikalılar yeşil ışık yakmasalardı Sisi darbe yapamazdı.  Lakin darbecilerin isteklerini karşılamak ve onları tatmin etmek de hiç kadar kolay değildir. Baltacı kimliğindeki darbeciler tam ve kesin bir suç ortaklığı istemektedirler. Kaçamak tavırlara tahammülleri yoktur. Darbeciler ABD'nin dünyadaki imajına falan bakmazlar. Varsa yoksa kendi çıkarları!  Veya ABD'nin imajını hesaba katması gerektiğini de anlamıyorlar.  Bunda dolayı ABD'nin yaklaşımını karmaşık buluyorlar.  Bu da onları rahatsız ediyor. İstiyorlar ki, darbeye şartsız ve mutlak destek versin ve ara sıra tribünlere oynamaktan da vazgeçsin.

Bu nedenle ABD özüyle sözü arasında açığa düşmüştür.  ABD haklı taraf ile hem haksız ve hem de akılsız taraf arasında kalmıştır.  Darbeciler ABD'nin bütün kartlarını aynı sepete koymasını istiyor. Ona manevra alanı bırakmak istemiyorlar.  Böylece sırnaşık halleriyle ABD''nin fiyakasını bozuyorlar.  Bundan dolayı da tabir caizse Sam Amca ne İsa ne de Musa'ya yaranabilmiştir. Onun ötesinde onca makyaja rağmen foyası yani gizli darbe destekçiliği ortaya çıkmıştır. ABD bütün tarafların öfkesini üzerinde hissetmektedir. İlkeli durmayışının sonucu budur. Durum FRANCE 24'un bir haberinde özetlediği gibidir:  US caught between rival camps in Egypt. ABD, Mısır'da rakip kampların tutsağı haline gelmiştir. Hayır! ABD ilkesizliğinin tutsağı haline gelmiştir. Beter olsun.

Not. Okurlarımın ramazan bayramlarını tebrik eder;  Rabbimizden hepimizi nice asude bayram iklimlerine kavuşturmasını niyaz ederim. Allah İslam dünyasına birlik beraberlik ruhu bahşetsin.