Lübnan'da 14 Mart grubunun muhalefeti kışkırtmaya yönelik açıklamaları, olsa olsa ABD'nin iç savaş çıkarma planına hizmet eder
Şu günlerde Lübnan'da, (öldürülen eski başbakan Refik Hariri'nin oğlu Saad'ın başını çektiği ve Suriye karşıtı olarak bilinen) çoğunluktaki 14 Mart grubunun muhalefetin yanı sıra Suriye ve İran'a karşı sert söylemlerle gerginliği artırması dikkat çekiyor. Bu beklenmeyen durum, birçok soru işareti yarattı.
14 Mart grubunun liderlerinden Velid Canbolat dün bütüngeleneklerin dışına çıktı ve kameralar önünde muhalefete karşı "Karmaşa istiyorsanız buyrun. Savaş istiyorsanız, haydi savaşa. Cumhurbaşkanlığı boşluğunun sürmesi herkesi karmaşaya sürükleyecek ve biz elimiz kolumuz bağlı durmayacağız" diye konuşarak bütün kırmızı çizgileri aştı.
Canbolat'ın açıklamaları Lübnan'ın rekor düzeyde bir hızla iç savaş cehennemine yaklaştığını gösteriyor. Böyle bir durum istisnasız herkes için tehlikeli. Lübnanlılar iç savaşın acısını ve yıkımını hâlâ unutmadı; maddi ve psikolojik etkileri varlığını sürdürüyor.
Canbolat'ın meydan okumayla dolu yeni üslubunun, Washington ve Suudi Arabistan'a yaptığı geziler sonrası gelmesi dikkat çekici. Canbolat Suudi Kralı Abdullah ve ileri gelen emirlerle bir araya gelmişti. Dört aydır sessiz kalan ve özel konutuna çekilmeyi tercih eden Canbolat'ın, 14 Mart koalisyonunun sadece mali ve siyasi açıdan değil, askeri anlamda da desteklenmesini amaçlayan açık ve güçlü planlara vakıf olması uzak ihtimal değil.
Arap Birliği Genel Sekreteri Emir Musa'nın Lübnanlı siyasilere sunduğu Arap dışişleri bakanları girişiminin her taraftan muhalefete toslaması sonrası, Batı'da Lübnan'daki şartların çıkmaza girdiğinden söz edenler ve kesinlikle bir patlamanın meydana geleceği öngörüsünde bulunanlar var.
İsrail'in Temmuz 2006'daki Lübnan savaşında sergilediği başarısızlıklarla ilgili Winograd raporu satır aralarında, İsrail ordusunun savaş nedeniyle maruz kaldığı olumsuz etkilerden kurtarılması yönünde bir girişimde bulunma eğilimini gözler önüne seriyor. Bu, yeni bir savaşa girmek ve Hizbullah liderliğindeki İslami direnişten intikam almaya çalışmak anlamına geliyor.
ABD İsrail'e askeri yardımlarını son aylarda dikkat bir biçimde yoğunlaştırdı, İsrail ordusunu yeraltındaki hedefleri vurabilecek füze ve bombaların da aralarında bulunduğu modern silahlarla donattı.
Kuveyt'i de kullanmışlardı
ABD Başkanı Bush'un İran'a karşı savaş ihtimalinin gündemde olduğunu ve iki ay önceki bölge turunda Arap ülkelerini 'İran tehlikesinin boyutuna' inandırma başarısı gösterdiğini ifade etmesinin yanı sıra Lübnan parlamentosunda çoğunluk lideri olan Saad Hariri'nin de İran'a benzeri görülmemiş ifadelerle saldıran açıklamaları şu çıkarıma götürebilir: Tıpkı Kuveyt'in Irak lideri Saddam Hüseyin'ini avlamak için kullanılması gibi, bölgedeki yeni savaşı patlatmanın unsuru da İran ve Suriye'yi savaşa çekmek için Lübnan olabilir.
Hizbullah'ı bitirip ardından Suriye'yle İran'a geçmek için Lübnan'daki şartları karmaşıklaştırma amaçlı bir Amerikan planı var olmasaydı, 14 Mart grubunun İran ve Suriye'ye dil uzatması imkânsızdı.
Kaynak. Radikal