Kübra Demiray-Dünya Bülteni / Tarih Servisi

Narh,bir mal veya hizmet için resmi makamların tespit ettiği fiyattır.

Yiyecek ve diğer tüketim mallarına konulan fiyat sınırı, sınırlandırma ve kontrol altında tutma, sabit fiyat tesbit etme. Devletin piyasadaki eşyâya fiyat koyması. Âzamî satış fiyatını belirleme.

Narh, lügatte, kânunun yetkili kılmış olduğu, resmî makamlar tarafından, bir kısım malların, özellikle tüketim ve ihtiyaç maddelerinin satış fiyatları için tespit edilen ve uyulması kanun gereği mecburi olan azami sınırdır. Narh koymak, ihtiyaç maddeleri için sabit, azami fiyat tespit etmektir.

Narh kavramını değerlendirirken iki noktaya değinmek gerekiyor. 1- İslam hukukunda “narh”a dair izahlar, 2- Devlet sisteminde narhın idari işleyişi.

İslam hukukunda narha dair değerlendirmeler, mevcut hadisler ve halifelerin yaptığı açıklamalar üzerinden yapılmıştır. İslam alimleri, aşağıda nakledilen bazı örnekler çerçevesinde narhı caiz görenler ve görmeyenler olarak iki farklı bakış açısı oluşturmuşlardır.

Enes b. Mâlik (r.)'ten rivayet edilmiştir. Rasûlüllah (sav) zamanında Medine'de fiyatlar pahalandı. Bunun üzerine halk:


-Ya Rasulallah, fiyatlar pahalandı, bize narh koysan, dediler. Rasûlullah (sav) da:
-Hiç şüphe yok ki, fiyat tayin eden, (az vererek) kısan, (çok vererek) yayan, rızıklandıran ancak Allah'tır. Ben, can ve mal hususunda bir zulümden, dolayı sizden hiçbiriniz beni arayıp sormaz bir halde, Allah'a kavuşmamı pek arzu ederim." Buyurdular.

Hz. Ömer (r) da narh aleyhinde bulunmuştur. İmam-ı Şâfiî'nin "el-Ümm" isimli kitabında deniliyorki: "Birgün Hz. Ömer (r.) "Sûku'l-Musallâ" ismindeki çarşıdan geçerken Medyen ahalisinden Hâtıb namında birisinin elinde iki çuval içinde kuru üzüm görür ve fiyatını sorar. Satıcı iki müddünün bir dirhem olduğunu söyler söylemez Hz. Ömer (r): Yahu tâ Taiften kuru üzüm getiren deveciler bile senin piyasam nazar-ı itibara mı alacaklar? Bu olmaz. Ya Taifin piyasasına göre piyasanı düzelt veyahut üzümü evine götür. Orada istediğin fiyata sat dedi. Fakat Hz. Ömer bilâhare bu mes'eleyi vicdanen düşündüğünde hata ettiğini anlayarak hemen Hâtıb'in evine giderek: "Sana söylediğim söz ne bir maksat tahtında ve ne de kat'î hükümdür. Yalnız belde halkı lehine düşündüğüm bir fikre müsteniddir. Binaenaleyh nerede ister isen ve nasıl arzu edersen Öyle sat" diye izin verdi.

İmam-ı Şafiî bu hâdiseyi zikrettikten sonra: "İnsanlar kendi mallarını istedikleri gibi kullanabilirler. Kendilerinin izni olmadan kimse onların mallarından birşey alamaz" demiştir .

Bu olayda Halife söz konusu iki zarardan ötürü narh koymamıştır:
a) Eğer Hâtıb'ın fiyatını diğer mal sahipleri emsal kabul ederlerse bu onlara zarar verir.
b) O fiyatı halife yükseltecek olursa o zaman da müşteriler zarar görecektir.

Devlet sisteminde narhın işleyişi:
 

Narh, genellikle azami fiyat tespitini ifade etmekle birlikte, haksız rekabeti önlemek, üreticiyi korumak gibi sebeplerle taban fiyatının tespiti amacıyla da kullanılabilir. Narh, bir idari işlemdir.

Narhın işleyiş biçimi öncelikle, Selçuklu devletinde ticaretin, “esnaf birlikleri” halinde teşkilatlanıp sistemleşmesiyle kendini göstermiştir. Hatta Nizam-ül Mülk’ün Siyasetnamesi’nde “narh” başlıklı bir bölüm bile mevcuttur.

Osmanlı sanayisi ve ticareti de Selçukludan gelen fütüvvet ve ahilik geleneğine göre teşkilatlanmıştır. Bu fütüvvet ve ahilik teşkilatları esnafın kendi içinde kendini denetlemesi gibi bir otorite oluştururken aynı zamanda bu otorite devletin işleyişini de kolaylaştırıyordu. Çünkü bu sistemde işleyen manevi otorite kalite kontrolünü, fiyat istikrarını, işsizliğin önüne geçmeyi, aşırı üretimi kontrol ediyordu.

Narhlar,bir kazada kadının başkanlığında esnaf temsilcileri, ayan ve vucüh-ı memleketten oluşan meclis tarafından yılda iki defa (daha fazlada olabilir) verilen fiyatlardır.

Osmanlı devlet yapısında, piyasadaki fiyat artışları, devleti ve halkı ilgilendiren konuların başında gelmiştir. Bu yüzden, XIX. asrın ikinci yansına kadar bu devlette, her türlü eşyâ ile yiyecek maddelerinin ve hizmetlerin fiyatları, en büyük resmî makamlar tarafından düzenlenmiştir.

Narh sisteminin isleyişini bakan en yetkili kişi sadrazamdır.Ancak narhın düzenlenmesi ve tespiti kadıların işidir.

Günün şartlarına göre tespit edilen narhlar kadılar tarafından seciye sicillerine işlenir, özellikle narh fiyatlarını içeren listeler sicillerin baş tarafına, kolaylıkla görülebilecek şekilde kaydedilir. Narh veren kadının kimliği ve narh tarihi belirtilir. Kadının başkanlık ettiği komisyonda ayan ve ulema ve esnaf bulunur, tespit edilen fiyatlar daha sonra münadiler tarafından halka duyurulur.

Narh tespitleri mevsimlere göre, esnafın uygun bulduğu zamanlara göre veya kadının belirlediği zamanlara göre yapılır.

Bu tespitlerde günün para değeri, ürünün azlığı çokluğu, askeri siyasi gelişmeler dikkate alınır.

Narh sistemi ticari hayatın vazgeçilmez bir unsurudur. Ancak sanayi devrimiyle esnaf birliklerinin işleyişi değişmiş tüm ortaçağ boyunca hüküm süren narh sistemi bu devrimle varlık sahnesinden silinmeye başlamıştır. En son Sultan Abdülaziz döneminde, ekmeğin dışında kalan bütün mallardan narh kaldırılmıştır.

Narh sisteminin önemine binaen:Sistemin işleyişi o denli önem kazanmıştır ki padişahların fiyatların indirilmesiyle halkın duasını alması büyük bir icraat ve başarı göstergesi olmuştur. Narhın kontrolü sadrazamın görevlerinden sayılmış, narhın karşısında olanlar tenkit edilirken narhı destekleyen sadrazamların da mevkilerini koruma yollarından biri olmuştur.