İşgalin yedinci yılına giren Irak, demokrasi ve özgürlüğün değil, mezhepçiliğin ve aşırılığın modeli oldu. Ümitsiz durumdaki ülke kendisini birleştirecek bir yönetime muhtaç.

Irak ABD işgalinin yedinci yılına girdi. İşgal projesinin ürünü olan hükümet güvenlik ve ekonomi alanlarında ilerleme kaydedildiğine dair artan açıklamalar yapıyor, ancak şartlar hâlâ trajik. Gerçekler bu açıklamalardan farklı bir tabloyu yansıtıyor: Elektrik ve su neredeyse tamamen kesilmiş durumda. İşsizlik artıyor. Güvenlikse en zayıf düzeyde. Eylemler durmadı ancak dozu düştü ve başkentten başka kentlere, özellikle de kuzeye taşındı.
BM 4,5 milyondan fazla Iraklı'nın göç ettiğini ifade ediyor. Bu kişilerin en az yarısı ülkeyi tamamen terk edip Suriye ve Ürdün gibi komşu ülkelere gitmiş. Irak kendi bölgesinde ekonomik rahatlığın ve demokrasinin modeline değil, mezhepçiliğin ve aşırılığın modeline dönüştü. Şu an bile ulusal uzlaşı sağlanmış değil. Parlamento hâlâ başkansız ve Iraklıları birleştiren ulusal kimlik hâlâ yok.

Kaide'nin faaliyetlerinin gerilediği doğru. Aynısı bazı ulusal direniş grupları için de söylenebilir. Fakat bu gerileme güvenlik şartlarının iyileşmesinin değil, ABD güçlerinin artırılması, Kaide'nin bazı tekfirci uygulamaları, Sünni bölgelerde bazı yasalar dayatması, patlamalarla Şiileri hedef alması gibi bir dizi etkenin sonucu. Kaide'nin bu uygulamaları, Sünni Sahva güçlerinin ortaya çıkmasına yol açtı. Bu güçler Amerikan veya Arap ülkelerinden gelen paralarla teşvik edildi.

Yeni ABD yönetimi savaşın kazanılamayacağını itiraf etti. Bu nedenle kaybı azaltmak ve kötüleşen saygınlığını kurtarmak için en fazla üç yıl içinde çekilme kararı aldı. İşgalin altı yılı ABD'ye 800 milyar dolardan fazla bir tutara mal oldu. 4 binden fazla askerini kaybetti ve 30 bini yaralandı. Bu kayıp rekor düzeyde; Irak'ı istikrarlı, Amerikan ve Batı müttefiki bir devlet haline getirmekteki başarısızlık artıyor. ABD çekilse ve Irak hükümeti güvenlik sorumluluğunu taşısa bile tablo belirsiz kalacak.  Sonuçlarını kestirmenin zor olduğu bir sınav bu. Ulusal uzlaşının yokluğu, ordu dahil devlet kurumlarının mezhep temelli olması, bizi daha da ümitsiz hale getiriyor. Irak işgalden altı yıl sonra daha kötü durumda; egemenliği, kimliği ve rolü kaybolmuş, eklemleri kesilmiş görünüyor. Kendisini birleştirecek, saygınlığını geri getirecek bir yönetime muhtaç. (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 20 Mart 2009)

Kaynak: Radikal