İranlılar Nevruz Bayramı'na, Musavi'nin adaylığının netleşmesinin hemen ardından Hatemi'nin de adaylığını geri çektiği şeklindeki önemli haberlerle girdiler. Siyaset meydanında karışan dengelerle ilgili tartışmalar, uzun bayram tatili sırasında yatışacak.
Haziran ayında yapılacak cumhurbakanlığı seçimleri için bugüne kadar reformist kesimde üç siyasetçi adaylığını açıklamış oldu: Milli İtidal Partisi Lideri Mehdi Kerrubi, eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ve devrimi izleyen yıllarda iki dönem başbakanlık konumunda bulunmuş olan Mir Hüseyin Musavi.
Geçen Pazartesi günü Hatemi Musavi'ye destek vermek için adaylıktan çekildiğini açıkladı. Reformist lider, büyük ısrar üzerine Şubat ayı başlarında cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olacağını bildirmişti. Bu adaylığın nihai bir durumu yansıtmadığını yazmıştım Taraf"ta yayınlanmış olan "Hatemi'nin Seçilme Şansı' başlıklı yazımda. Çünkü erken açıklanan adaylığı, Hatemi'nin muhafazakar hasımlarınca yıpratılmasına yönelik kampanyaların da tezlikle başlatılması anlamına geliyordu. Nitekim öyle de oldu ve Hatemi'nin siyasi açıdan önemli kararlar almakta zorlanan zayıf bir kişiliği, ayrıca ilmi seviyesinin de bildirilenden farklı olduğu şeklinde iddialar atıldı ortaya. Seçmenler nezdinde, "İyi adam, ama önemli kararlar alamıyor" şeklinde bir yargıyı güçlendirecek şekilde akmaya başladı, fısıltı gazetesinden yayılan haberler.
Hatemi'nin Haziran seçimlerinde adaylığını koymaya çok da gönüllü olmadığı biliniyordu. Zorunlulukla aday olacağını sıklıkla dile getiriyor, "Musavi gelmeli" ya da "Musavi aday olursa, ben olmayacağım" şeklinde açıklamalarda bulunuyordu. 16 Mart tarihinde adaylığını açıklayan Musavi'nin de Hatemi'ye rakip olmayı istemediği başından beri biliniyor. Aynı isteksizlik, Hatemi için de geçerli.
Musavi adaylığını açıklayınca Hatemi geri çekildi ve bu kararının kendisi için ahlaki bir kaygıyla ilgili olduğunu belirtti. Reformist lider bu açıklamasıyla özellikle reformist kesimde büyük bir takdir topladı.
Hatemi adaylıktan çekildiğini bildirmeden önce yaptığı bir konuşmada, Ahmedinejat yönetiminden rahatsızlık duyan pek çok muhafazakarın Musavi'ye oy vereceğini, ama kendisine vermeyeceğini ifade etmişti.
Musavi ise adaylığını geri çekmesi üzerine Hatemi'ye gönderdiği mesajda, şartlar farklı olsaydı, seçimlerde destekleyeceği tek ismin reformist haraketin temellerini atan kişi olarak kendisi olacağını ifade etti. Her iki lider de yaptıkları açıklamalarda gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin reformist hareketin hedeflerini gerçekleştirmesi konusundaki önemini dile getiriyorlar.
Yukarıda sözünü ettiğim yazıda Hatemi ile Musavi'nin seçim tarihi yaklaşırken dayanışma içine girebileceğine dair bir görüş belirtmiştim. İki yakın siyaset adamı, kültürel konulara ilgileriyle de benzeşiyorlar. Musavi siyasetten uzak olduğu yıllarda mimarlık mesleğinin yanı sıra resim sanatıyla da ilgilendi. Hatemi ise cumhurbaşkanlığı döneminde "Medeniyetlerin Konuşması" girişimini başlattı.
Musavi zor geçen savaş yıllarındaki başarılı icraatıyla halkın kalbinde taht kurmuş bir siyasetçi. Hatemi ise, bir savaşla önü kesilmiş olan İran'ın önünü açan reformist hareketin mimarı.
Reformist hareketin umulduğu ölçüde amaçlarını gerçekleştirememiş olması büyük ölçüde, İran'daki siyasal sistemin seçilmişlerle ilgili elemeci yapısından kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı iki dönem boyunca Hatemi'nin meclisten geçirdiği pek çok tasarı bu eleyici kurumlardan geri döndürüldü. İran'ın Rehberlik etrafında şekillenen kurumsal yapılarla örülü mevcut siyasal yapısı içinde Hatemi ve Mir Hüseyin Musavi bir dayanışma içinde reformist hareketin amaçlarını gerçekleştirme doğrultusunda yol alabilirler; bugün, bu böyle görünüyor. Hatemi'nin barışçıl mizacı Mir Hüseyin Musavi'nin kararlı tavrıyla dengelenecek. Mir Hüseyin Musavi 80'li yıllarda, halihazırda rehberlik konumunda bulunan Seyyid Ali Hamaney'in cumhurbaşkanı olduğu iki dönem boyunca başbakan olarak görev yapmıştı. Bu iki siyasetçi arasındaki gerilimlerin Ayetullah Humeyni'nin araya girmesiyle yatıştığı biliniyor.
Hatemi ise, Musavi hükümetlerinin birincisinde Kültür ve İrşad Bakanı olarak görev yapmıştı. Musavi cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandığı takdirde Hatemi'nin barışçıl kişiliğinin, onunla Rehber Hamaney arasındaki ilişkileri dengelemede önemli bir rol oynaması beklenilebilir.
Siyasal gözlemcilere göre, Hatemi üç reformist adayın katılacağı Haziran seçimlerinde kazanma şansına sahip bir aday olduğu halde adaylığını geri çekti. Hatemi'ye geri çekildiği için sitem eden kimi taraftarları, aday olması için reformist dönemin içişleri bakanlarından Abdullah Nuri'ye çağrıda bulundular. Bu çağrı, Hatemi'nin taraftarlarının bir kısmının, İran'daki demokratik açılımlar konusunda Mir Hüseyin Musavi'den daha farklı bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor.
Musavi sıklıkla hem devrimin temellerine, hem de reformist hareketin amaçlarına bağlı olduğunu dile getiriyor. Bu yaklaşım Hatemi tarafından da dillendiriliyor. Buna karşılık Musavi konusundaki güvensizlik, bu siyasetçinin uzun zamandır siyaset sahnesinden uzakta olmasından ileri geliyor. Savaş yıllarının olağanüstü şartlarının başbakanının, Rehber Humeyni'nin desteğini yanı başında bulmadan muhafazakarların baskısı karşısında nasıl bir politika izleyeceği merak konusu.