Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ bu yakınlarda yine basına, gazeteci milletine giydirdi.
“Mütareke basını” dedi.
“Vatan hainleri” dedi.
Tepki gösterdik.
Bir meslek büyüğümüz, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi’ye gelince...
Dedi ki:
“Orgeneral Başbuğ’un sözleri, bir kısım medya mensupları tarafından kabul edilmese, yahut tepkiyle karşılansa bile, ifade özgürlüğü çerçevesi içinde değerlendirilmesi gereken düşüncelerdir.”
Basın Konseyi Başkanı böyle buyurmuş, üstelik Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle söylemiş bunları...
Şaşırtıcı değil.
Çünkü, bizim memlekette genelkurmay başkanları gerçekten özgürdür.
Darbe yapmakta özgürdür.
“Asmayıp da besleyelim mi?” demekte özgürdür.
Postmodern darbe yapmakta özgürdür.
Kendi yaptıkları anayasalara koydukları maddelerle darbecilikten hesap sorulmasını önlemekte özgürdür.
Muhtıra yazıp gece yarısı genelkurmay sitesine koymakta özgürdür.
Kimin cumhurbaşkanı seçilip kimin seçilemeyeceğine karışmakta, hatta bazen son sözü söylemekte özgürdür.
Evet, Genelkurmay Başkanı paşalar özgürdür bizim memlekette.
Gazetecilere hakaret etmekte özgürdür.
Siyasetçilere hakaret etmekte özgürdür.
Başbakanlara hakaret etmekte özgürdür.
Başbakan yardımcılarını ‘onursuzluk’la suçlayabilecek kadar özgürdür.
Partilerin kapısına kilit vurmakta, liderlere siyaset yasağı koymakta özgürdür.
Evet, bizim memlekette genelkurmay başkanları özgürdür.
Mahkemede kabul edilmiş iddianameleri beğenip beğenmemek konusunda özgürdür.
İddianamesini beğenmedikleri savcıları yerlerinden, mesleklerinden uçurmakta özgürdür.
Ucu, kendi generallerine dokunan iddianameleri yerin dibine batırmakta özgürdür.
Bir numaralı ‘terör sanığı’ olarak iddianamade yer alan komutanlarını kamuoyu önünde savunmakta özgürdür; yasalara aykırı olmasına rağmen onları görev başında tutmaya devam etmekte özgürdür; komutanlarını bu davalarla ilgili olarak ifade vermeye göndermemekte özgürdür.
Hatta o kadar özgürdürler ki, ilk duruşmanın yapıldığı gün F-16 savaş uçaklarına mahkemenin üzerinde ‘eğitim uçuşu’ yaptırabilecek kadar özgürdürler, bizim memleketin genelkurmay başkanları...
Evet, bizim memleketin Genelkurmay Başkanları özgürdür.
Terörle, darbeyle ilgili davalarda baş sanık olarak yargılanan general arkadaşlarıyla dayanışma gösterisi yapmakta özgürdür.
Ertesi gün iddianame konusu, dava konusu olacak bir takım belgeleri ‘kâğıt parçası’ diye nitelemekte de özgürdürler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanına “Pezevenk!” diyen generali bir üst rütbeye terfi ettirmekte özgürdür.
Askeri cezaevinde işkence yapmakla suçlanan subayını terfi ettirip, hatta general yapıp adli müşavirliğe getirmekte de özgürdür.
Evet, özgürdür bizim memleketin genelkurmay başkanları...
Gazetecilere vatan haini derken de özgürdür.
Basına mütareke basını derken de özgürdür.
Ama Genelkurmay başkanlarının bu kadar özgür oldukları bir memleket özgür müdür?..
Genelkurmay başkanlarının böylesine bir ifade özgürlüğüne sahip bir ülke özgür müdür?..
Hadi, Allahaşkına düşünün biraz.
Genelkurmay başkanlarının bu kadar özgür olabildikleri bir ülkede demokrasi ve hukuk devleti yaralıdır.
Gazetecilere vatan haini diyebilen genelkurmay başkanı bir paşanın ifade özgürlüğünden dem vurabilmek ise en azından acıklıdır.
Kaynak: Milliyet