Dünya Bülteni / Tarih Dosyası 

2700 yıllık bir şehir olan İstanbul, tarih boyunca bir çok milletin hayalini süslemiş 5.yy’a gelindiğinde bir dünya kenti olmuştu. Karadeniz’in zenginliklerini toplayan ve Akdeniz ticaretini kontrol eden İstanbul bunu yalnızca coğrafi konumuna borçlu değildi. Haliç gibi doğal bir limana sahip olması da bunda etkiliydi. Galata’daki dünyanın ilk bankerleri ve borsasıyla etrafına kendi parasını kabul ettirecek güce sahip oldu. 

Tarih boyunca çok kültürlü bir yapıya sahip olan İstanbul, Yahudileri, Hristiyanları,Arapları,Türkleri misafir etti. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi İstanbul’un tarihinde de yeni bir sayfa açtı. Fatih için İstanbul dünya imparatorluğunun başkentiydi. Fatih İstanbul’u bilimin, sanatın, çok kültürlülüğün merkez haline getirmek için çalışmalarda bulundu. Bunun için Rum,Ermeni veYahudi cemaatlerinin merkezlerinin İstanbul’da bulunmasını isteyecekti. Fatih İstanbul’un fethinden sonra şehri terk etmiş olan Rum,Venedik ve Cenevizli tüccar ve bankacıların tekrar işlerinin başlarına dönmelerine teşvik edecek bunların cemaat teşkilatı kurmalarına,örf ,adet ve dinleri kadar iktisadi faaliyetlerini de serbest bir şekilde gerçekleştirmesine izin verecekti. Birçok bilim adamını ,ressamı,mimarı,sanatkarı himayesine aldı. Venedik’ten Ceneviz’den sanatkarları İstanbul’a davet etti. Fatih’in ölümünün ardından başa geçen oğlu II.Beyazıd’da ilme,sanata önem veren bir padişahtı. Başta Beyazıd Camii ve külliyesi  olmak üzere birçok önemli eser bıraktı. İlim adamlarını, sanatkarları  himayesine aldı onları destekledi. 

 
  

II.Beyazıd’ın hayal ettiği ve hikayesi günümüze dek uzanan bir projesi vardı. Haliç’e bir köprü yaptırmak, İstanbul ile Galata’yı birbirine bağlamak. Ancak bu proje o günün imkanları ile gerçekleştirilebilecek bir proje değildi. Nitekim böyle bir projeyi yapabilecek herhangi bir mimar bulunamadı. İşte Leonardo Da Vincinin Haliç’e yönelik köprü projesi böyle başladı.

  
  

Leonardo Da Vinci çok yönlü bir kişilik olarak tarihe geçen dahi insanlardan biriydi. Sanatçı,bilim adamı mucit,mimar,mühendis,botanikçi,geometrisyen,Anatomi uzmanı,heykeltıraş ve ressamdı. Yapılamayanları deneyen, çağının sınırlarını zorlayan zamanın ötesinde hayal eden bir kişilikti. Venedik’in mimarisi kültürüyle ayrı bir özelliğe sahip olan ticaret ve turizm şehri Floransa’da yetişen Da Vinci buradaki eğitiminin ardından Milano’ya geçti. Uzun yıllar Milano dükünün himayesinde çalıştı. Resim,heykel dışında birçok kale,köprü bina tasarımı yaptı. Bilim adamı olarak baskı makineleri, projeksiyon cihazı, kara ve deniz ulaşım araçları, savaş araç gereçleri projelendirdi, şehir planlaması yaptı. Birçok eser verdi birçoğunu ise bu geniş çalışma alanından ötürü yarım bıraktı.

Tarihin en büyük sanatçılarından Da Vinci’nin hayalinde İstanbul’a gelmek ve eserleri ile İstanbul’u süslemek vardı. Sultan Beyazıd’ın Haliç’e bir köprü yaptırmak istediği haberi onun için büyük bir müjde olarak gözüktü. Bu ona İstanbul’un kapılarını açacaktı ve padişahın himayesinde İstanbul’a eserler verebilecekti. Osmanlı devletinin ticaret yaptığı önemli merkezlerden biri olan Venedik’te 1500 yılında II.Beyazıd’ın temsilcileri ile bu konuda bir görüşme yaptı.Bu görüşmenin ardından Haliç’e köprü projesi  hazırlamaya koyuldu. Amacı  dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük ve en güzel köprüyü inşa etmekti. 

 
  

 

Da Vinci hazırladığı köprü projesini bir mektupla  1502 yılında padişaha ulaştırdı. Da Vinci’nin Sulatan Beyazıd’a gönderdiği mektup şöyleydi:

 

‘Ben kulunuz değirmen konusunu düşündüm ve Allah’ın inayeti ile suya gerek kalmadan, sadece rüzgârdan güç alan bir değirmen yapmanın yolunu buldum. Şükürler olsun ki, gemilerden ip yada halat kullanmadan, sadece kendi kendine devir yapan bir hidrolik makine kullanarak, su çıkarmanın yolunu bulmayı Allah bana nasip etti. 

Ben kulunuz, İstanbul’dan Galata’ ya uzanan bir köprü yapmak isteğinizi, yapabilecek biri bulunamadığı için köprüyü yapamadığınız duydum. Ben kulunuz nasıl yapılacağını biliyorum. Köprüyü bir bina kadar yüksek yapacağım. Çok yüksek olduğu için, üzerinden kimse geçmeye razı olmayacak. Öyle bir köprü yapacağım ki, yelkenleri fora olsa bile, bir gemi altından geçebilecek. İsteyenleri Anadolu kıyısına geçirecek bir asma köprü yapacağım. Allah sizi bu sözlere inandırsın. Bu kulunuzun, her zaman hizmetinizde olduğunu bilin…”

 
  

Leonardo Da Vinci çalışmalarını ve çizimlerini deftere kaydetme alışkanlığına sahipti. Bu çizimler ve defter sayfalarının bir kısmı günümüzde Paris’teki Fransa Enstitüsünde bulunuyor. Da Vinci bu deftere Vera’dan ( Galata) Constantinapolis’e uzanacak köprüyü  40 braccia genişliğinde, sudan 70 braccia yüksekleğinde, 600 braccia uzunluğunda, yani denizin 400, karanın 200 braccia üzerinde olacak şekilde  tasarlayacaktı.( Braccia yerel bir ölçü birimi. 1 metre, 1,64 braccia ) 

 
  

Leonardo Da Vinci’nin tasarladığı, çizimini yaptığı bu köprü projesi dönemin teknik imkanlarının kısıtlılığından ya da bilemediğimiz başka sebeplerden yalnızca bir tasarı olarak kaldı. Mektuba cevap verilip verilmediği, mektubun dikkate alınıp alınmadığı da bilinmemekte. Ancak hem Sultan Beyazıd’ın hem de Leonardo Da Vinci’nin İstanbul’u, Haliç’i süsleyecek bu projesi geçmişten günümüze bir arzu olarak kaldı.

 

Kaynaklar: 

 

Cengiz Özdemir, Da Vinci Köprüsü; Belgesel,

Yalçın Gürkan,Evrensel İnsan Leonardo Da Vinci