Karşılıklı suçlamalar, bildiriler, açıklamalar şimdilik sona erdi. Yaşanan tam bir söz savaşıydı. Toplum operasyonun başarısını kutlayamadan Genelkurmay-muhalefet hattında bugüne kadar hiç eşine rastlanmayan anlamsız kavgaya tanık oldu. Fırtına dindi mi peki?

Hayır, ortalık bir nebze yatıştı sadece. Geri adım atan yok. Herkes sözlerinin arkasında. Üstelik aynı kararlılıkla. Başa dönmek öyle sanıldığı gibi kolay değil. Açıklamalarda üslup sert, içerik ağır. Bu herkesi yaraladı.

Genelkurmay'ın CHP ve MHP'ye 'hainden beter' çıkışı yıllar yılı unutulmayacak. Bu iki partinin bu suçlamaya cevabı da... Karşı açıklamalar da çok sert. Sertlik sertliği doğurdu. Muhataplarını yaralayıcı bu üslubu doğru bulmadığımı söylemeliyim. Eleştiri olağan. Hiçbir kişi ve kurum eleştiriden muaf değil. Tartışma belli sınırlar içinde yürürse yararlıdır. Burada sınırlar aşıldı maalesef. Genelkurmay'ın yaptığı da yanlış, muhalefetin iktidara dönük eleştirilerine askeri alet etmesi de. Bilhassa Genelkurmay'ın açıklamasına kurumunun ağırlığı ve vakarı yansımalıydı. TSK bir siyasi parti değil çünkü.

Şimdi Ankara'da en çok merak edilen, CHP ile MHP'nin askerle ilişkisinin bundan sonra nasıl seyir izleyeceği... Acaba zihinlere kazınan 'CHP-Ordu' formülü tarihe mi karıştı? Her iki partinin askere yakın durduğunu bilmeyen yok. Hele de CHP'nin. Kısa açıklamasında, tarihe dönerek ta köklerine referans yapması boşuna değil. Çok değil, daha bir yıl önce '27 Nisan e bildirisinden' ne kadar hoşnut olduğu unutulmuş değil. CHP'li sözcülerin muhtıravari bildiriye arka çıkan açıklamaları arşivlerde duruyor.

Biraz kulak kabarttım, Ankara'da 'CHP ile Genelkurmay arasındaki sıcak ilişki bundan sonra eskisi gibi olmaz.' diyenlerin sayısı hayli fazla. Bu soğukluk Yaşar Büyükanıt'ın göreviyle sınırlı kalmaz. Sonrasına da taşınır. Malum, Büyükanıt'ın 6 aylık süresi kaldı. Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda son ayları yani, emeklilik hesapları yapmaya başlamış olmalı. Teamüller gereği bugün yarın veda ziyaretlerine çıkar. CHP lideri Baykal dün Vatan gazetesine Büyükanıt için 'Rahat değil, çok duygusal ve alıngan bir ruh hali içinde savunma yapıyor.' dedi. Genelkurmay'ın açıklamasını Büyükanıt'ın romantik ruh haline bağlamak doğru olmasa gerek.

Bu gibi hallerde ısrarla vurgulanır: Tepki kurumsal, şahsi değil. Anlaşılan o ki CHP ile asker arasındaki vazo çatladı. Neresinden bakılırsa bakılsın askerin gölgesinde siyaset yapan bir parti için yeni bir durum bu. Rakiplerini askerin gücünü arkasına alarak köşeye sıkıştırmayı politika yöntemi olarak belirleyen CHP'nin bundan sonra izleyeceği çizgi merak konusu. Vazoyu onararak Ankara kurumlarından beslenmeye mi devam edecek yoksa halka mı açılacak?

MHP de, CHP kadar olmasa da askerle ilişkiyi her zaman iyi tutmaya özen gösteren bir parti. Geleneksel olarak çizgisi bu... Ancak son dönemde askerin iç siyasete uluorta müdahale etmesinden pek de memnun olmadığını herkese hissettirmeye başladı. Asker veya askere yakın çevrelerden yüklenen misyonu elinin tersiyle itti. 22 Temmuz seçimlerinden sonra yaşananlar ortada. Kendisinden beklendiği gibi krizi derinleştiren değil aksine ortadan kaldıran parti oldu. Tavrını ülkenin normalleşmesinden yana koydu. Siyaset dışı odakların oyunlarına alet olmadı. Bu süreçte doğrudan iç dinamikleriyle politika üretti. Askerle MHP arasında soğukluk mevcuttu. Bildiri MHP için ciddi bir kırılmaya neden olmaz. Bildiği yolda yürüyüşünü aynen sürdürür.

Asker açısından bakıldığında ise artık siyasette doğal müttefiki durumundaki partileri kaybetmekte olduğu pekala söylenebilir. Bu ise Türkiye için, normalleşme için sağlıklı hal demektir.

 
Kaynak: Zaman