ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Çin ile ilişkilerde rekabetin ve gerilimlerin arttığı dönemde, iletişim kanallarını açık tutmak, sorunların ve farklılıkların yönetilebileceği mekanizmaları oluşturmak hedefiyle Pekin'i ziyaret ediyor.

Blinken, iki günlük resmi ziyaret için bu sabah Çin başkentine gitti.

Pekin'de Çin Dışişleri Bakanı ve Çin Komünist Partisi Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü ile görüşmeler gerçekleştirecek.

Blinken, ABD Başkanı Joe Biden'ın göreve başlamasından bu yana Pekin'e yapılan en üst düzey ziyaretçi ve 5 yıl sonra Çin'e gelen ilk ABD Dışişleri Bakanı oldu.

Ziyaret, ABD ile Çin arasındaki ilişkilerdeki gerilimin yanı sıra iletişim kopukluğunu aşma çabalarının bir parçası olarak önem taşıyor.

İki ülke arasında birçok sorunlu konu bulunuyor, bu da ziyaretin çözümler getirmesi beklenmeyen bir ziyaret olduğunu gösteriyor.

Bununla birlikte, iletişimin yeniden kurulması ve gerilimlerin azaltılması için bir adım olarak önemli bir rol oynayabilir.

Tayvan Boğazı ve Güney Çin Denizi'nde askeri gerilim

Diplomatik iletişimi yeniden kurmaya yönelik adımlar, balon krizindeki iletişim kopukluğu ile açığa çıkan askeri gerilimlerin kısa zamanda çözülebileceği anlamına gelmiyor.

ABD Savunma Bakanı Llyod Austin ile Çin Savunma Bakanı Li Şangfu'nun haziran başında katıldıkları Asya-Pasifik'in en önemli güvenlik forumu Shangri-La Diyaloğundaki konuşmaları, iki ülkenin bölgesel güvenlik vizyonları arasındaki rekabeti ve sürtüşmeyi bir kez daha gözler önüne serdi.

ABD'li Bakan Austin'in Çinli mevkidaşı ile Singapur'da düzenlenen forumda yüz yüze görüşme isteği Çin tarafından reddedilirken, forum öncesinde bir Çin savaş jetinin Güney Çin Denizi'nde ABD donanmasına ait devriye uçağına yönelik tehlikeli manevrasından iki ülke savaş gemilerinin forum sırasında Tayvan Boğazı'ndaki tehlikeli karşılaşmasına dek, iki ülke arasındaki askeri gerilimler tartışmalara damga vurdu.

ABD Hint-Pasifik Kuvvetleri Komutanlığı (INDO-PACOM), 26 Mayıs'ta Çin'e ait bir J-16 savaş uçağının, 26 Mayıs'ta Güney Çin Denizi'nde ABD'ye ait RC-135 keşif uçağının burnunun önünde manevra yaparak kuyruk türbülansında kalmasına neden olduğunu duyurmuştu.

Forumdaki konuşmasında olayın, "Çin'in agresif ve profesyonellik dışı manevralarının" bir örneği olduğu yorumunu yapan Austin, "Her ülkenin uluslararası hukukun izin verdiği her yerde hareket etmesini, yelken açmasını ve uçmasını güvenceye alma konusunda kararlıyız." dedi.

ABD Savunma Bakanı'nın konuşmasından saatler sonra Çin'e ait savaş gemisinin, Tayvan Boğazı'dan geçen ABD'nin Chung-Hoon muhribini taciz ettiği, pruvasından yaklaşarak yolunu kestiği bildirildi.

Çin Savunma Bakanı Li, forumda ertesi gün yaptığı konuşmada, olayla ilgili ABD tarafını suçlayarak, geçişin amacının "seyrüsefer serbestisi" değil "seyrüsefer hegemonyası" olduğunu savundu.

Li, "Neden bu hadiselerin hepsi Çin'e yakın bölgelerde oluyor? Neden diğer ülkelerin yakınında olmuyor? Çünkü Çin savaş uçakları ve gemileri, diğer ülkelerde seyrüsefer hegemonyası eylemlerinde bulunmuyor." ifadelerini kullandı.

Ekonomik rekabet ve teknoloji alanındaki kısıtlamalar

Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki rekabet, son yıllarda Washington'ın Çin'e teknoloji alanında getirdiği yaptırımlar ve ihracat kontrolleriyle giderek tırmanıyor.

Önceki ABD Başkanı Donald Trump döneminde, iki ülke arasında ticaret savaşının başlangıcı olarak görülen gümrük tarifelerindeki artışların büyük bölümü hala geçerliliğini koruyor.

Öte yandan Washington yönetiminin, ulusal güvenlik, insan hakları sorunları ve Amerikan teknolojilerinin askeri alanda kullanılmasını önleme gerekçeleriyle yatırımlar veya ihracat kontrolleri uyguladığı Çinli şirketlerin sayısı 1000'i aşmış durumda.

ABD, son bir yılda özellikle ileri teknoloji çiplerin ve donanımların ihracatında Çin'e uyguladığı kontrollerle Pekin'in bu alandaki teknolojik gelişimine ket vurma niyetini ortaya koydu.

Washington yönetimi, çip sektöründe Tayvan, Japonya ve Güney Kore ile oluşturmaya çalıştığı "Çip Dörtlüsü" ittifakıyla bölge ülkelerini de Çin'e karşı konumlayarak çip imalatını ve tedarik zincirlerini kontrol etmeye yönelik ciddi adımlar attı.

ABD'nin son dönemde çip üretim donanımlarının ihracatına yönelik kısıtlamalarına Japonya ve Hollanda gibi bu alanda kilit üreticilere ev sahipliği yapan ülkelerin katılması Washington'ın bu çabalarında başarılı olduğunu gösterdi.

Bugüne dek kısıtlamalara karşı tedbir almayan Pekin yönetiminin, ABD'li mikroçip üreticisi MicronTechnologies hakkında yürütülen siber güvenlik soruşturmasının ardından, 22 Mayıs'ta şirketin, kritik altyapı projelerini yürüten Çinli şirketlere çip ve entegre devre satışı yasaklaması bu alandaki engelleyici rekabetin daha uzun süre devam edeceğinin gösterdi.

Blinken'ın ziyaretinde, ajandasında diplomasi, güvenlik ve ekonomi alanlarında uzun bir sorunlar listesi olacak. Ancak bunlardan herhangi birinde kalıcı bir çözüme götürecek bir açılım olması muhtemel görünmüyor.

İran 16 günde 500 bin Afgan'ı sınır dışı etti
İran 16 günde 500 bin Afgan'ı sınır dışı etti
İçeriği Görüntüle