Ali Şükrü Bey bey kimdir, ne zaman kim tarafından öldürüldü soruları son dönemlerde merakla soruluyor. "Ali Şükrü Bey, Meclisin en sert üyesi ve özellikle Atatürk'e karşı son derece insafsız ve kırıcı ifadeler ve hareketlerle muhalefet eden bir unsuru idi." İsmet İnönü 1968 yılında Ulus Gazetesinde tefrika edilen hatıralarında, Ali Şükrü Bey'i bu cümlelerle zikretmekte idi. Peki, Ali Şükrü Bey kimdir? Ali Şükrü Bey'i kim kim, neden öldürdü?

ALİ ŞÜKRÜ BEY KİMDİR?

Ali Şükrü Bey; 27 Mart 1923 günü Mustafa Kemal'in özel muhafız alayı komutanı olan Topal Osman tarafından öldürülmüştür. Bu cinayet Türkiye'nin ilk siyasi suikastlarından biri olarak bilinmektedir. Ali Şükrü Bey'in neden öldürüldüğü hala bilinmemekte ve ölümünün arkasındaki sır perdesi hala açılamamaktadır. Lakin Rıza Nur'un, Mahir İz'in hatıratları ve Mecliste yaşanan bazı hadiseler olay hakkında ipuçları sunmaktadır.

Ali Şükrü Bey, Trabzon Mebusu sıfatıyla mecliste bulunmakta idi. Arkadaşları ondan "Birinci Meclisin en hareketli ve en renkli simalarından biri idi." diye söz etmektedirler. Meclise "Men-i Müskirat Yasasını (alkollü içeceklerin yasaklanması)" o sunmuş ve kabul edilmesi için çok emek sarf etmiştir. Ancak meclisteki en ciddi muhalefetini Lozan Barış Antlaşması'na karşı yaptığını görmekteyiz. Lozan hakkında söylediği "cephede kazanılanı masada heba etmek" sözü muhalefetinin sebebini ortaya koymaktadır.

Kendisi hep Atatürk'e karşı kurulan meclisteki ikinci cephenin lideri sıfatı ile anılmıştır. Mecliste yapılan tartışmalarda Atatürk'ün konuşmalarını sık sık keserek ateşli tartışmalar yaşanmasına sebep olmuştur. Bu tartışmaların birinde on beş defa kürsüye çıkmıştır. Ardından bir kez daha kürsüye çıkmak istemiş, lakin Rauf Bey'in belinden tutarak; "Şükrü yeter artık söz alma" demesi üzerine, cevaben; "Rauf, ben bu işin fedaisiyim anladın mı?" demiş ve bir kez daha kürsüye çıkmıştır.

Mecliste muhaliflerin başını çekmesinin sebebi; savunmuş olduğu fikirlerin M. Kemal'in fikirleri ile örtüşmemesinden ve de fıtratı gereği doğru bildiği şeyin arkasından sonuna kadar gitmesi sebebiyle verilmiştir. 

Ankara'da çıkardığı "Tan Gazetesi" dahi, Atatürk'ü ve Atatürk'ün faaliyetlerini destekleyen "Hâkimiyet-i Milliye" mecmuasına karşı çıkartılmış bir yayın organı olmak sıfatı ile nitelendirilmiştir.

Ayrıca kendisi İslamcı sıfatı ile bilinen Said Nursî ile çok yakın arkadaş idi. Hatta onun bazı kitaplarını kendi matbaasında bastırmıştır.

Ali Şükrü Bey, 27 Mart tarihinde öldürülmüş olmasına rağmen kaybolduğu ancak üç gün sonra anlaşılmıştır. Meclis kaynamaya başlamış ve bulunması için çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Ancak cenazesi bir çobanın onu sineklerin üzerinde kümelendiği bir arazide bulmasıyla ile ortaya çıkarılabilmiştir.

Ali Şükrü Bey'in cenazesi bulunduğunda avucunda Topal Osman Ağa'nın evindeki sandalyelerden birinin hasırından bir parça bulunmakta idi. Ayrıca öldürüldüğü tarihte Osman Ağa'nın evinden şiddetli gürültülerin geldiği bildirilmekteydi.

Kısa bir araştırma neticesinde Ali Şükrü Bey'i Osman Ağa'nın öldürdüğü anlaşılmış ve hakkında yakalanma ve idam kararı verilmiştir.

2 Nisan'da jandarma girdiği çatışma sonucu Osman Ağa'yı ölü olarak ele geçirmiş ancak hakkında idam kararı olduğundan cesedi Ulus Meydanında darağacına asılmıştır.

İlerleyen günlerde ise bu hadisenin üstü örtülmüş ve gündeme gelmesine müsaade edilmemiştir.

Dikkat çeken hususlardan biri de Mustafa Kemal'in "Nutuk"unda Ali Şükrü Bey'den hiç bahsetmiyor olmasıdır.