Analiz

ABD-Ukrayna Mineraller Anlaşması: Neleri Kapsıyor?

Washington ve Kiev arasında imzalanan yeni anlaşma, ABD’ye Ukrayna'nın stratejik madenlerine öncelikli erişim sağlarken, Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşasına yönelik ortak bir yatırım fonu kurulmasını öngörüyor.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile Ukrayna Başbakan Yardımcısı Yulia Svyrydenko tarafından Washington’da imzalanan anlaşma, ABD’ye Ukrayna'daki yeni doğal kaynak ruhsatlarında öncelikli erişim hakkı tanıyor.

Buna karşılık ABD, Ukrayna’ya askeri ve mali yardım sağlayacak ve savaş sonrası yeniden inşa sürecine katkı sunacak. Anlaşma kapsamında, eşit ortaklık temelinde yönetilecek ABD-Ukrayna Yeniden Yatırım Fonu kurulacak.

Ukrayna, doğal kaynaklarının mülkiyet ve kontrolünü tamamen elinde tutacak. Hangi kaynakların nerede ve nasıl çıkarılacağına Ukrayna karar verecek.

Ukrayna Ekonomi Bakanlığı, ABD’nin fona doğrudan katkı yapacağını veya yeni askeri yardımlar üzerinden katkıda bulunacağını duyurdu. Kiev ise yeni ruhsatlardan elde edilen gelirlerin %50’sini fona aktaracak. Bu gelirlerin büyük kısmı, kritik materyaller, petrol ve doğalgaz alanlarından sağlanacak.

Ukrayna tarafı, fonun ilk on yıl boyunca elde ettiği kârların ülke içinde yeniden yatırım olarak kullanılacağını açıkladı.

UKRAYNA’NIN KRİTİK MİNERAL KAYNAKLARI

Ukrayna, Avrupa Birliği tarafından "kritik" olarak sınıflandırılan 34 mineralin 22’sine sahip. Bunlar arasında titanyum, zirkonyum, grafit ve lityum gibi metaller yer alıyor.

Ülkede ayrıca 17 nadir toprak elementi (REE) rezervi bulunuyor. Bu mineraller, savunma sanayii, havacılık, elektronik ve yenilenebilir enerji sektörleri için hayati öneme sahip.

Birleşmiş Milletler verilerine göre, Ukrayna’nın kritik mineral rezervleri 2022 itibarıyla küresel arzın yaklaşık %5’ini oluşturuyordu. Titanyum üretiminde ise küresel payı %7 seviyesinde.

Tahminlere göre, Ukrayna'nın lityum rezervi Avrupa’nın en büyüklerinden biri ve yaklaşık 500 bin ton civarında.

SİYASİ VE EKONOMİK YANSIMALAR

ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmayı savunarak bunun ABD’nin Ukrayna için yaptığı harcamalara karşılık olduğunu söyledi. Trump, ABD'nin bugüne kadar Ukrayna’ya 350 milyar dolar harcadığını iddia etse de, ABD Savunma Bakanlığı’na göre bu rakam 2022-2024 arasında 182,8 milyar dolar seviyesinde.

Anlaşma, Trump yönetimi ile Ukrayna arasında aylardır süren yoğun ve zaman zaman gergin müzakerelerin ardından sağlandı.

Kiev’de anlaşmayı “eşit, yapıcı ve faydalı” olarak nitelendiren Başbakan Denys Shmyhal, ABD’ye geçmişte sağlanan yardımlar için borç yükümlülüğü doğmamasını önemli bir kazanım olarak değerlendirdi.

GÜVENLİK GARANTİSİ İÇERİYOR MU?

Anlaşma, doğrudan bir güvenlik garantisi içermiyor. Ancak analistler, ABD’nin Ukrayna’ya yönelik bu stratejik ilgisinin gelecekteki olası saldırılara karşı caydırıcı etkisi olabileceğini ifade ediyor.

Quincy Institute for Responsible Statecraft’tan Anatol Lieven, anlaşmanın ABD’yi Ukrayna’ya “yatırım yapmış bir taraf” hâline getirdiğini, bunun da yeni bir savaş durumunda Washington’un askeri ve ekonomik müdahalesini kaçınılmaz kılacağını belirtti.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Ukrayna Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor. Ancak daha önemlisi, anlaşmanın uygulanabilirliği için ülkede barış ortamının sağlanması gerekiyor.

Yatırımların özel sektör tarafından yapılacak olması, potansiyel yatırımcılar için güvenlik ve siyasi istikrarın belirleyici unsur olacağını ortaya koyuyor.

Analistlere göre, bu anlaşma diplomatik bir başarı olsa da, ekonomik getirisinin gerçekleşebilmesi için çatışma koşullarının sona ermesi ve yatırım ortamının iyileşmesi gerekiyor.