Ortadoğu

Mehmetçik 107 yıl aradan sonra Filistin'e geri dönüyor

Yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı egemenliği altında kalarak bir şehir hüviyyeti kazanan Gazze'ye 107 yıl aradan sonra Mehmetçik tekrar geri dönüyor.

İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes anlaşmasına göre, ilk 72 saatte hava gözetimi askıya alınacak; esir değişimi medya süreci olmadan gerçekleşecek. Türkiye, ABD, Katar, Mısır’la oluşturulan ortak komitede insani yardım, kayıpların tespiti ve ateşkesin denetimi alanlarında görev üstlenecek.

TİK ATILAN MADDELER VE İŞLEYİŞİ

Anlaşmaya göre; ilk 72 saatlik dönemde, İsrail ordusunun geri çekildiği bölgelerde hava gözetimi faaliyetleri askıya alınacak. Esir değişimi herhangi bir tören ya da medya kapsamı olmadan yapılacak. Sürecin denetimi, ABD, Katar, Mısır ve Türkiye’den oluşacak bir ortak komite tarafından yürütülecek.

TÜRKİYE’NİN GÖREV PAYI

Türkiye, Gazze’de kurulacak uluslararası görev gücünde aktif rol üstlenecek. Bu görev gücünde, insani yardım, kayıpların tespiti ve ateşkesin denetlenmesi gibi alanlarda Türkiye’nin yer alacağı belirtiliyor. Yapının ağırlıkla sivil unsurlardan oluşacağı, ancak belirli oranda askeri personelin de sürece dâhil edileceği aktarılıyor.

ATEŞKES PLANI: ÜÇ AŞAMALI MODEL

Anlaşmada öngörülen plan üç aşamadan oluşuyor:

  • İnsani aşama: Yardım koridorlarının açılması, yardımların Gazze’ye ulaştırılması, altyapı onarımı, enkaz kaldırma ile kayıp cesetlerin bulunması bu aşamaya dâhil.

  • Siyasi aşama: Yeni bir yönetim mekanizması olarak Gazze Uluslararası Geçiş Otoritesi (GITA) kurulması gündemde. ABD bu yapının başına Tony Blair’i düşünürken, Türkiye’nin bu modele temkinli yaklaşıp alternatif model önerisi üzerinde çalıştığı belirtiliyor.

  • Askeri denetim aşaması: Güvenlik girişimi gerektiğinde Birleşmiş Milletler ya da NATO mekanizmalarının devreye girmesi planlanıyor.

DENEYİM VE STRATEJİK ÖNEM

Türkiye’nin daha önce BM Barış Gücü operasyonlarındaki tecrübesi, bu süreçte bir avantaj olarak gösteriliyor. Hem sivil koordinasyon hem de askeri denetim süreçlerinde Türkiye’nin etkin rol oynaması bekleniyor.

Modern dünya tarihinin ilk büyük soykırımının yaşandığı Gazze'nin yüzü, Osmanlı'nın yıkılmasından sonra bir daha gülmedi. Osmanlı'nın egemenliğine girdiğinde bir köyden ibaret olan kent, 400 yıllık Osmanlı egemenliğinde Şam-Kahire ticaret yolunun önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmişti. Ancak Osmanlı'nın yıkılmasından ve bölgenin İngiliz işgali altına girmesinden, Avrupa'daki Yahudilerin İngiliz gemileriyle bölgeye taşınmasından sonra Gazze'nin yüzü bir daha da gülmedi. İşte Gazze'nin kısa tarihçesi:

Osmanlı Öncesi Dönem (MÖ 3000 – 1516)

Gazze, 5.000 yıllık geçmişiyle dünyanın en eski şehirlerinden biridir.

Antik çağlarda Mısır, Asur, Pers, Yunan ve Roma gibi büyük imparatorlukların hâkimiyeti altında kaldı.

İslam ordularınca 635’te fethedildikten sonra bir ilim merkezi haline geldi.

Selahaddin Eyyubi döneminde Haçlılardan kurtarıldı, ardından Memlûkların eline geçti.

1516’da Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferiyle Osmanlı topraklarına katıldı.

Osmanlı Dönemi (1516 – 1917)

Gazze, Osmanlı döneminde Şam eyaletine bağlı bir sancak merkeziydi.

17. yüzyılda Rıdvan Paşa ailesi yönetiminde şehir ticari açıdan gelişti ve refah yaşadı.

Evliya Çelebi Gazze’yi “camileri, hamamları ve pazarlarıyla canlı bir şehir” olarak anlatır.

1839'da Avrupalı bir gezgin tarafından çizilmiş Gazze tablosu

Ancak 18. yüzyıldan itibaren Bedevî akınları, veba ve savaşlar şehrin gerilemesine yol açtı.

1799’da Napolyon kısa süreliğine işgal etti, ardından Osmanlı egemenliği yeniden kuruldu.

Harry Fenn'nin Osmanlı dönemine ait bir tablosu

1830’larda Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın hâkimiyeti altına girip tekrar Osmanlı’ya döndü.

İngiliz Mandası Dönemi (1917 – 1948)

I. Dünya Savaşı sırasında Gazze’de üç büyük muharebe yaşandı.

Türk birlikleri iki kez direndi ama 1917’de şehir İngilizlerin eline geçti.

Böylece Gazze, İngiliz Mandası altındaki Filistin topraklarının bir parçası oldu.

Bu dönemde şehir, misyoner faaliyetleri ve dış yardımlarla kısmen modernleşti.

Ancak İngiliz yönetimi boyunca Arap-Yahudi çatışmaları arttı.

Mısır Yönetimi (1948 – 1967)

1948 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra Gazze Şeridi Mısır kontrolüne geçti.

İsrail işgalinden kaçan binlerce Filistinli bölgeye sığındı; nüfus bir anda 100 bini aştı.

Cemal Abdünnasır döneminde şehirde okullar, kolluk kuvvetleri ve yeni yerleşimler kuruldu.

Ancak Filistin devleti kurulamadı; Gazze fiilen mülteci kampına dönüştü.

İsrail İşgali (1967 – 1994)

1967’deki Altı Gün Savaşı sonrası İsrail, Gazze’yi ve Şeridi’ni işgal etti.

Bölge, 27 yıl boyunca askeri kontrol altında kaldı.

Filistinliler üzerindeki baskılar, 1987’de İlk İntifada’nın (direniş hareketi) başlamasına neden oldu.

Ekonomik durum kötüleşti, şehir sık sık askeri operasyonlara sahne oldu.

Filistin Ulusal Yönetimi Dönemi (1994 – 2007)

1993 Oslo Anlaşması’yla İsrail askerleri Gazze’den çekildi.

Yaser Arafat önderliğinde kurulan Filistin Ulusal Yönetimi, merkezi Gazze’ye taşıdı.

1996’da Filistin Meclisi ilk kez Gazze’de toplandı.

Ancak İsrail’in hava saldırıları ve iç siyasi rekabet istikrarı engelledi.

Hamas Dönemi ve Abluka (2007 – Günümüz)

2006 seçimlerini kazanan Hamas, 2007’de Gazze’de kontrolü tamamen ele geçirdi.

Bunun üzerine İsrail kara, hava ve denizden tam abluka başlattı.

2008–2009’da “Dökme Kurşun Operasyonu” adlı saldırıda 1.400’den fazla Filistinli öldü.

2010’da Mavi Marmara baskını, Türkiye-İsrail ilişkilerini dondurdu.

Sonraki yıllarda da aralıklarla İsrail operasyonları sürdü; Gazze büyük yıkımlar yaşadı.

7 Ekim 2023 Sonrası

Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırının ardından İsrail, Gazze’ye en büyük bombardımanını başlattı.

Hastaneler, okullar, ibadethaneler vuruldu; altyapı çöktü.

2024 başı itibarıyla 23 binden fazla Filistinli, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere hayatını kaybetti.

Güney Afrika, İsrail’i soykırım suçu iddiasıyla Uluslararası Adalet Divanı’na taşıdı.

Bugün Gazze, insani felaketin ve 21. yüzyılın en yıkıcı abluka savaşının simgesi durumunda.