Zor zirve

Dün başlayan NATO'nun tarihî Bükreş Zirvesi'nin ittifakın 59 yıllık tarihinin en zor, en problemli, en tartışmalı zirvesi olacağı hemen hemen kesin sayılır.
Zirvede ele alınacak ana konular Genel Sekreter Scheffer'in de açıkladığı gibi operasyonlar (Afganistan, Kosova), genişleme, ittifakın yeni dünya şartlarına göre dönüşümü ve ortaklık ilişkileri. Bunlara ilaveten Amerika'nın Avrupa'da kuracağı füzesavar sistemi ve Rusya ile ilişkiler de görüşülecek.

Afganistan konusu, şüphesiz bu ülkeye yeni takviye güç ve malzeme gönderilmesi üzerinde yoğunlaşacak. Bu çerçevede üye ülkelerden muharip güçler istenecek. Bu konuda bugüne kadar sadece Fransa'nın 1.000 kadar ek asker gönderme niyetini açıkladığı söylenebilir. Türkiye ise bu konuya soğuk. Nitekim Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin muharip güç gönderme niyeti olmadığını açıklamış bulunuyor. Diğer ülkelerin tavrı ise bilinmiyor; ancak bu konuda tartışmaların olacağı da bugünden belli.

Diğer yandan, genişleme konusunda da hararetli tartışmaların yaşanacağı da muhakkak.

Özellikle de Ukrayna ve Gürcistan'a NATO üyelik kapısının açılıp açılmayacağı bu zirvede ya bir karara bağlanacak ya da konu ertelenecek.

Esasen Ukrayna ve Gürcistan kendilerine üyelik kapısını açacak olan Üyelik Eylem Planı (MAP)'nın kabulü için NATO nezdinde resmî başvurularını da bir süre önce yapmışlardı. MAP malum üye olmak isteyenlere NATO'nun siyasi ve askerî standartlarına uyum sağlamaları için tanınan takvime bağlı bir hak.

Ukrayna ve Gürcistan'ın MAP başvurusu NATO'da ciddi görüş ayrılıklarına, hatta bölünmeye yol açmış bulunuyor. Bazı üyeler Gürcistan'a zirvede MAP statüsü tanınmasını şimdiden isterlerken bazıları da buna karşı çıkıyor.

Bugün itibarıyla Gürcistan'a ve Ukrayna'ya MAP statüsü tanınmasını isteyen 10 üye ülke var. Bunlar şunlar: Bulgaristan, Estonya, Litvanya, Latvia, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti ve Kanada. Bu 10 üye ülke, NATO Genel Sekreteri Scheffer'e yazdıkları mektupla zirvede Ukrayna ve Gürcistan'a MAP statüsü tanınmasını resmen talep etmiş bulunuyor.

Ukrayna ve Gürcistan'a MAP statüsünün tanınmasına karşı olanların başında ise Almanya, Fransa, Yunanistan, İtalya, Norveç ve İspanya geliyor. Bu ülkeler Ukrayna ve Gürcistan'a NATO üyeliğinin kapısının açılmasının Rusya ile ilişkileri zora sokacağını, bu aşamada Rusya'yı karşıya almanın uygun olmayacağını savunuyorlar. Macaristan ise bu konuda sessizliğini koruyor.

Özellikle Almanya, bu karşı ülkelerin lideri olarak beklenmeyen çıkışlar yapmış, MAP statüsüne karşı kendine has bazı görüşler ortaya atmış bulunuyor ve bununla kararsız ülkeleri kendi yanına çekmeye çalışıyor. Esasen Almanya'nın Ukrayna ve Gürcistan'ın üyelikleri konusundaki tavrı, bugün çok iyi bir durumda bulunan Almanya-Rusya ilişkilerinden kaynaklanıyor. Esasen Fransa da benzer görüşte; hatta daha da ileri giderek Başbakan Fillion'un ağzından önceki gün Ukrayna ve Gürcistan'ın üyeliklerinin Avrupa ve Rusya arasındaki güçler dengesini bozacağını açıklamış bulunuyor. Bu ülke de Rusya ile ilişkilerin zarar görmemesi için Almanya'nın yanında yer alıyor. Bu bakımdan hem Almanya'nın ve hem de Fransa'nın zirvede bu tavırlarını devam ettireceği, geri adım atmalarının pek mümkün görülmediği şimdiden söylenebilir.

Diğer yandan NATO'nun en büyük gücü Amerika'nın, Ukrayna ve Gürcistan'ın üyeliklerine tam destek verdiği, Amerika'nın bundan vazgeçmeyeceği de bugünden belli. Nitekim, en son olarak Başkan Bush önceki gün Kiev'de iki ülkenin üyeliklerini sonuna kadar destekleyeceğini söylemişti.

Ukrayna-Gürcistan konusuna ilaveten tabii bir de Makedonya'nın üyelik durumu var. Yunanistan isim dolayısıyla bu ülkenin üyeliğini veto edebilir. Kısacası, tartışma ve bölünmelerin hâkim olacağı zirve, gerçekten de zor bir zirve olacak.

 
Kaynak: Zaman