Zihinsel perestroykaya doğru mu?

Alışacaksınız, diye seslenen ses, mezarından başını uzatan rahmetli Özal'ın sesi değil.

Ezberleri bozmamız gerekiyor, diye hitap edilenler, bizler değiliz. Baykal, grubuna sesleniyor. Grup, Baykal'ın ses tonundaki vurguya bakarak yer yer alkışlıyor ama, ne söylendiğinin acaba farkında mı?

Bu bir perestroyka çağrısı.

Gorbaçov'un Sovyetler'de tekerleği yeniden döndürmeye başladığı eylemin adı: Yeniden yapılanma... Bu, bir zihinsel yeniden yapılanma çağrısı. O cenah, "Mustafa" travmasını yeni yaşadı.

-Ne oluyoruz, dedi Can Dündar'a... Bizi arkadan mı vuruyorsun?

Baykal, çarşafa rozet taktığında da şaşkınlık yaşandı. Bizler bu işin samimiyetini sorgularken, o cenah "Aman samimi olmasın! dileklerine yoğunlaşmış olmalıydı. Sadece bir seçim kullanımından ibaret kalsın!" Oysa Baykal, grupta gürlüyordu:

-21'inci yüzyılda Tek Parti uygulamasını mı getireceğiz? O zihniyete mi döneceğiz?

O zaman, Aşık Veysel'e uygulanan şey de içine sinmemişti. Koca Aşık Veysel, Sivas'tan çıkıp Ankara'ya Mustafa Kemal'i görmeye ve ona destan okumaya gelmiş, ayağında potur var iye Kızılay'a sokulmamıştı.

-Bu halk bizim, diyordu Baykal. Adı üstünde halkın partisiyiz. Tabii, "Tek Parti yönetimi" de CHP'nin yönetimi idi. Ve bugüne kadar CHP'nin, "Tek Parti yönetimi" ne ilişkin en küçük bir sorgulaması olmuş değildi. Baykal, büyük bir iş yapıyordu.

Domino taşlarından birini devirmiş oluyordu. Bu, Türkiye'deki ana tartışmaların merkezinde bir taşı yerinden oynatmaktı. Baykal eğer, "Tek Parti" uygulamalarının tamamına yönelik bir sorgulamayı başlatıyorsa, bu, CHP'nin bugünkü konumunu da kökten sorgulamaya başlamış olduğu anlamına gelmekteydi. Baykal grupta " Ne yani, diyordu, kılık kıyafet tüzüğü mü ilan edeceğiz?"

25 yıldır, üniversiteleri başörtülü öğrenciler için cehenneme çeviren kılık - kıyafet yönetmeliğinin arkasında Çin Seddi gibi duran, bugünkü CHP'den başkası değildi oysa.

Tek Parti demek, "Halka rağmen" demekti. "Jakobenlik" demekti. Birileri "Jakobenlikse Jakobenlik" diyerek kutsamıştı Tek Parti uygulamalarını... Baykal, bugün neyine karşı çıkmaktaydı Tek Parti döneminin?

Gerçekte, Türkiye'nin, çok partili hayata geçtikten sonra da, derinden akan bir Tek Parti uygulamasına tabi olduğu bilinmekteydi. Bunun bekçisi CHP idi. Partiler, halka verdikleri sözü tutmak için Tek Parti zihniyetinden azıcık koptuklarında başlarına gelmeyen kalmıyordu.

Başbakanların başlarının alındığı dönemlerde, "CHP artı..." denklemleri kuruluyordu. Askeri müdahalelerde perde gerisi suflörlük, hep CHP'nin inisiyatifindeydi.

Anayasaların ruhu CHP'nin "Halka rağmen..." ci ruhu idi. Partiler hep biraz CHP'lileşmek zorunda bırakılıyorlardı. Bürokratik yapı, CHP zihniyeti etrafında, halk iradesini gözetleme ve denetleme misyonu ile donatılmıştı. Şimdi Baykal ne diyordu?

Acaba bir "Tek Parti uygulamaları ve mevcut sistem" başlığı altında bir envanter çıkarmaya var mıydı?

CHP, Tek Parti zihniyetinin hangi alanlarından kopmuş olmaktaydı? Baykal'ın Salı günkü grup konuşması, bana biraz, muhafazakar çevreleri ikna çabasından çok, CHP kitlesine yönelik bir terapi uygulaması niteliğinde göründü. "Mustafa"dan sonra bir zihinsel travma daha yaşamasınlar, çabası vardı.

"Çarşafa rozet" konusunu izah için, Tek Parti zorbalıklarına atıf yapması gerekmeyebilirdi.

Ancak onu yaparak, adeta bir darbe tesiriyle, kendi cenahının zihinsel kodlarını sarsmayı tercih etmesi anlamlıydı. Ben Baykal'ın "çarşafa rozet" çıkışının samimiyetini sorgulayanlardan oldum.

Ama, Baykal'ın, tek parti uygulamasını, kolaylıkla "reddi miras" gibi nitelenebilecek şekilde kötü bir örnek olarak sunması, seçim hesabından daha öte bir mahiyet taşıyor.

Parti içinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, dense haksız olmaz. Yakın zamanda, bu Tek Parti sancısının, CHP içinde Kemalist bir ayrışmayı getirmesi kaçınılmaz görünüyor.

Kaynak: Bugün