Yürü be Baykal'ım ben onları oyalarım


Başlığa bakıp da istihfaf veya ironi falan aranmasın. Sayın Baykal'ın çarşafa rozet açılımı yolunda hiç durmadan ilerlemesini can u gönülden diliyorum.

Tamam, başlık pek ağırbaşlı değil; biraz hafifmeşrep duruyor; lakin fena halde ciddiyim.

Hayır, çelişki yok.

Mahut başlığı seçmekle "Sen git ben onları oyalarım!" repliğini çağrıştırsın istedim. (Hani, kuşatma altındaki kahramanın fedakârlığını gösteren Türk sinemasının vazgeçilmez repliğiydi.)

Çünkü Sayın Baykal'ın kahramanı olmaya talibim.

"Kahraman" olmaya talip olmak da takdir edersiniz ki, fevkalade ciddi bir iştir.

En azından ortamın kahramanlık yapmaya müsait olup olmadığını fehmetmeyi gerektirir.

Çarşafa rozet açılımı vesilesiyle sağdan, soldan Baykal'a "salvolar" göz önüne alınırsa, şartlar müsait demektir.

Demem o ki, şartlar müsait olacak ki kahramanlığa soyunacaksın.

Durduk yere de kahramanlık yapılmaz, değil mi?

Yapılsa da ona kahramanlık değil, şaklabanlık denir. (Aman Allah ırak etsin!)

Böyleleri yok mu, var. Sürüsüne bereket.

Bunlar genellikle yazıları "ciddi" kendileri "gevşek" insanlardır.

İmdi, çarşafın çekilip yırtıldığı dönemi "asrı saadet" belleyip sımsıkı sarılan bir başyazarın şu satırlarını birlikte okuyalım:

"Örneğin 'türban'ın (veya çarşafın) CHP kimliğinin temel çizgisi olan Atatürk devrimleri ile çatışan bir boyutu bulunmadığı sonucuna varılmışsa bu politika değişikliği – kanımızca savunulması imkansız olsa da –anlaşılır. Nihayet 'CHP ile AKP arasında fark kalmadı' der, bitirirsiniz…"

CHP ile AK Parti arasındaki farkı çarşafa indirgeyen bu satırlarda herhangi bir ciddiyetsizlik var mı?

Bence yok.

Öyle ciddi ki, bir bakıma formülü keşfetmiş: CHP artı çarşaf eşittir AKP veya AKP eksi çarşaf eşittir CHP.

Hazretin kavlince, Cumhuriyet mitinglerinde yükselen "Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye" sloganından özelleştirmeye, IMF'den Kıbrıs'a kadar ne varsa hepsi fasa fiso.

Varsa yoksa çarşaf:

Turnusol kağıdı gibi mübarek; batırıyorsun AKP, çıkarıyorsun CHP…

Neyse lafı daha fazla uzatmayalım da, Baykal'ın samimiyetini sorgulayanlardan başlayalım "kahramanlığa".

Her şeyden evvel, samimi olmadığını nerden biliyorsunuz?

Hani niyet okumaya karşıydınız? Elinizde "niyet ölçer" mi var?

Siz tesettüre sahip çıkınca erdem, benim Baykal'ım sahip çıkınca niçin samimiyetsizlik oluyor?

Yok efendim, çok değil 6 ay önce başörtüsünden sebep kıyametleri koparıyordu; şimdi ne oldu da çarşaflılara rozet takıyor?

Ne olduysa oldu, size ne?

Keyfinin (yahut politikasının) kahyası mısınız?

İsterse Kuran Kursu törenine de katılır, İmam Hatip'lilerin haklarını da savunur, size ne?

Müslümanlık sizin tekelinizde mi?

Hayır yani, size gelince "değişim", Baykal'a gelince niçin "samimiyetsizlik" oluyor?

"Atatürk çarşafa karşı büyük bir mücadele verdi… Bu açılım CHP'nin tarihsel çizgisine ve kimliğine uymuyor…" diyen CHP milletvekiline, çarşafı rahibe örtüsü addeden CHP il başkanına, "Sümerlerde fahişeler örtünmüş…" diyerek başörtülülere hakaret eden CHP'lilere rağmen malum "çarşaf açılımını" yapıyor; siz hâlâ samimiyet testi yapıyorsunuz!

Ayıptır, günahtır!

Hele, madem çarşaflıları üye kabul ediyor, aday da göstersin demeye getirmeniz yok mu?!

Oldu olacak, başörtülü milletvekili, başörtülü memur, başörtülü üniversite öğrencisi, hulasa, tesettüre "kamusal alanda" alabildiğine özgürlük de talep edin bari!

Açık konuşun; derdiniz ne?

Baykal, hazır çarşafa dolanmışken CHP'yi, laikliğe aykırı fiillerin odağı olmaktan kapattırmak mı?

Gelgelelim Rasim Özdenören'in "CHP'nin gelip dayandığı çarşaflı kadınların çarşafı üzerine 6 oklu rozetleri takarkenki hâlihazır durumunu onun ıslah olduğuna mı yormalı, yoksa 80 yıllık kültür bunalımının yokuş aşağı doludizgin sürüklendiğine mi?" Fakat bu soruya CHP'nin cevap verme hakkı yok. Bu sorunun muhatabı CHP olamaz; çünkü o, sorunun konusudur…" şeklindeki yaklaşımına da bir şeycikler diyemem.

Eh yani, kahramanlık, kahramanlık da bi yere kadar.

 

 

Kaynak: Yeni Şafak