Yunanistan'ı Sarsan 10 gün

Ben 1-10 Kasım günlerini özetlemeye çalışacağım, siz de olayların trajik ve komik yanını seçmeye ve yaşanan gerilimi hayal gücünüzle tamamlamaya çalışın.

Bu on gün hem yeni, iyimser, siyasî bir rotanın işareti, hem bir çöküşün son çırpınışları olabilir. Ama hiç şüphe yok ki daha önceleri, savaş halleri dışında, Yunanlılar haberleri böylesine kesik nefesle izlememişti. Daha önce Drahmi'ye [Yunanistan'ın Euro'dan önceki para birimi] dönülüyor paniği içinde birkaç günde bankalardan milyarlarca Euro çekilmemişti. Bu kadar kısa bir dönemde bu boyutta yalan ve ahlaksız haber etrafa sızdırılmamıştı. Ve siyasilerin prestiji yalnız on gün içinde böylesine beş paralık olmamıştı.

Yunanistan, malum, iflas etmiştir. Troyka'nın (yani IMF, AB Merkez Bankası ve AB) şartlı yardımı ile krizi atlatmaya çalışıyor. 26-27 Ekim tarihlerinde Yunanistan'ın borçlarının büyük oranda "affedilmesine" ve yeni bir tedbirler paketinin yürürlüğe girmesine, karşılıklı bir anlaşma sonucu, karar verildi. Bu anlaşmanın kapsamında "6. Paket" denen ve milyarlara varan nakit Yunanistan'a verilecek, memur maaşları ve emekli maaşları gibi acil ihtiyaçlar karşılanacaktı.

Ama Başbakan Yorgo Papandreu, 1 Kasım günü bu son anlaşmayı referanduma sunacağını sürpriz bir biçimde ilan etti. Nedeni tahmin etmek zor değil: Seçmenler kemer sıkma politikasına karşıydı, sokak gösterileri ve hele siyasilere aleni saldırılar inanılmaz boyutlara varmıştı. Sendikalar direniyordu. Cumhurbaşkanı bile küfürlü saldırılara uğramış, (milli bayram olan) 28 Ekim tarihinde birçok şehirde resmigeçitler yapılamaz olmuştu. Belki daha kötüsü, bütün muhalefet partileri "troykanın" önerdiği ve Yunan hükümetinin uygulamaya çalıştığı ekonomik tedbirlere karşıydı. Anamuhalefet partisi, hem reçetenin hem uygulamasının yanlış olduğunu, iki sol parti de genel olarak AB'ye ve tabii ekonomik politikasına ilke olarak karşıydı. İktidarın siyasî meşruiyetini kaybettiğini iddia ediyor, seçimlere gidilmesini istiyorlardı.

Ancak referandum kararının büyük bir hata olduğu hemen belli oldu. Troyka, büyük zorluklarla oluşturabildiği ve uygulanmasını beklediği anlaşmanın şimdi halkın oyuna götürüleceğini görüyordu. Yani kesin sayılan anlaşmanın kesin olmadığı haberi gelmişti. Papandreu, güvenilmez bir muhatap sayıldı. Bu durum, ortaklar arasında daha önceleri yaşanmamış bir güven krizini tetikledi. Papandreu'nun onayı ile de varılmış olan anlaşmanın gerçek ve nihai bir "anlaşma" olmadığına öfkelenen Troyka restini çekti: Durum açıklık kazanana kadar 6. paket verilmeyecek. Verilmesi için de, istikrarın ve garantinin bir işareti olarak Yunanistan'da iktidar ile anamuhalefetin ortak çalışmasını ve anlaşılanlara harfiyen uygulanmasını (2/11).

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ