Yük Gemisi Partisi

 

Önce tarihten bir ders:
1930'ların sonu...
Ticaret Bakanı Hüsnü Çakır, Zonguldak'ta özel sektörün elinde bulunan birkaç kömür ocağının devletleştirilmesini kararlaştırıyor.
Savaş, Türkiye'nin kapısında olduğundan, kararın yadırganacak bir yanı yok.
Yalnız şöyle bir sıkıntı var:
Devletleştirilecek ocaklardan birini Rıza İnönü işletiyor.
Rıza İnönü, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün kardeşi...
Yıllardır işlettiği ocağın elinden alınacağını duyunca yıkılıyor. Ankara'ya gelip çare aramaya başlıyor. Bakanla, yetkililerle konuşuyor. Sonuç alamıyor.
Tabii bu arada evinde kaldığı ağabeyine de açıyor konuyu...
Yine sonuç yok.
İsmet Paşa, devletleştirmeden zarar gören ve o yaştan sonra yeni bir işe girişmesi zor olan kardeşi için "kılını kımıldatmıyor."
Hatta yaverinin anılarından öğrendiğimize göre, Ticaret Bakanı'nı çağırıp "Kardeşim burada... Bu kararı değiştirmeye uğraşıyor. Sakın kolaylık göstermeyin" diye tembihliyor.
Başta anneleri olmak üzere evde herkes üzülüyor, ama karar değişmiyor.
Yıllar sonra bu konuyu Erdal İnönü'ye sorduğumda şöyle demişti:
"Babam ticareti bilmezdi. Ayrıca Türkiye'de ticaretin devlet parasıyla yapıldığına inanırdı. 'Ticaretle zengin olanlar esasen devlet kaynaklarını kullanmışlardır' diye düşünürdü. O bakımdan böyle işlere hep kuşkuyla yaklaşırdı."
* * *
Dünkü Vatan'da 2 hafta sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün damadı olacak Mehmet Sarımermer'in 4 arkadaşıyla birlikte bir teknoloji ve bilişim şirketi kurduğu haberi vardı.
Şirket, teknoloji ürünleriyle ilgili olarak her türlü resmi ihaleye girebilecekmiş.
Şirketin ana sözleşmesindeki bir maddede "şirket için gerekli taşıtların (gemi dahil) alınması" da etkinlikler arasında sayılıyormuş.
Gazete, "Acaba Gül'ün damadı da mı armatörlüğe merak sardı?" diye sormuş.
Malum, Başbakan'ın oğlu da bu yıl başında "uygun fiyata" bir kuru yük gemisi almış ve CHP, seçim kampanyasında bu konuyu meydanlara taşımıştı.
Başbakan'ın "gemicik" tanımından mülhem, gemicik rozetleri takılmıştı sol yakalara...
* * *
Denilebilir ki, "Ticaret kötü bir şey mi? Cumhurbaşkanının, başbakanın yakını olmak, ticaret yapmaya engel mi?"
Engel değilse de kamu vicdanını ilgilendiren, ciddi bir etik sorunudur.
Çünkü biraz önce İsmet Paşa'ya atfen belirtildiği gibi, bizim ticarette siyaset kaynakları kıymetlidir.
Öyle olduğundan da siyasetin ticarete yönelik kayırmalarına, iltimaslarına sık rastlanılır.
"Damat", yarın alnının teriyle bile bir resmi ihale alsa, gözlerin Çankaya'ya çevrilmesini engelleyemez.
Geçmişte Turgut Özal'ın kızı ile damadına hediye edilen bir arabayı protesto için kurulan "Jaguar partisi" gibi yakında bir "Yük Gemisi Partisi" kurulmasını istemiyorsa, attığı her adıma dikkat etmeli, 2 hafta sonra herhangi bir genç kızla değil, "Cumhurbaşkanı'nın kızı"yla evleneceğini fark etmelidir.

Kaynak: Milliyet