Yeni soğuk savaşın siperlerinde

 

Garip bir şekilde, Rusya; eski başkan Boris Yeltsin"in kararsız mirası üzerinde düşünürken, ABD savunma bakanı Robert Gates"in Moskova"ya ilk resmi ziyareti için gittiği gün; Rusya"nın geleceğini belirleyen bir gündü.

Ajan şefi John le Carre'nin “gülümseyen insanlar”ından biri olan Gates, Kremlin"e, hassasiyetlerinin bir öneminin olmadığını ve Washington"un Rusya sınırları boyunca füze savunma sistemi konuşlandırmakla kendi planına göre ilerlediğini Moskova"nın bilmesini sağlama görevindeyken Sovyet sonrası Rusya “batıcılığı”nın tipik sembolü olan Yeltsin vefat etti. Gates Ruslara 1991"de Sovyet Birliği"nin çökmesinden bu yana ne kadar az değişimin olduğunu hatırlattı.


Gates"in izlediği Sovyetler Birliği"yle mukayese edildiğinde Rusya ne kadar farklıydı? Yeltsin Rusya"nın kahramanlarının son durağı olan Moskova"daki Novodevichy mezarlığında, Yeltsin"in en ciddi politik düşmanı olan Mihail Gorbaçov"un eşi olan Raisa Gorbacheva"nın mezarının yanına gömülüyordu—Sovyet tarihinin kayıtlarında tasavvur edilemeyecek bir kavgaydı bu düşmanlık.

Gates'in misyonu yeterince açıktı. Ruslar; Gorbaçov"un Varşova Paktı"nı tavsiye etmesinden ve Yeltsin"in Sovyetler Birliği"ni dağıtmasından bu yana geçen 20 yıllık sürede Rusya"nın, batının ortak evine asla girmediğini, giremediğini ve giremeyeceğini fark etmeliler—post modern Avrupalıların kullanması için Amerikan dekoruyla adam akıllı tamir edilene kadar böyle bir ev kesinlikle yoktu.

Savunma füzeleri ihtilafı sadece bir ABD—Rus tartışması olmanın ötesine geçmiş durumdadır. Bu tartışma üç sacayaklıdır. İlki, silah kontrolüyle ilgili derin sorunların; güvenlik politikalarında nükleer silahların rolünün belirginleşmesinin eşliğinde tekrar tırmanışa geçmesidir. Kesin olarak ihtilaf, Birleşik Devletler"in soğuk savaş sonrası dönemde Trans-Atlantik liderliği ile ilgilidir. Ve son olarak, bu ihtilaf ABD"nin, Avrasya tiyatrolarında düzeni şekillendiren küresel üstünlüğü ile ilgilidir.

Füze Savunma Sisteminin Abcsi 

Washington"da, Nisan 18"de ABD dışişleri bakanlığı, ABD"nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti"nde konuşlandırmayı düşündüğü sistemlerin teknik parametrelerinin ayrıntılandırıldığı “plan özeti”ni yayınladığında füze savunma sistemi ihtilafı kendisine bir yer ve ad buldu. Bu “plan özeti”, ABD"nin Ortadoğu"da giderek büyüyen füze saldırısı tehdidini bertaraf etmek üzere Polonya"da 10 adet uzun menzilli füzesavar üssü ve Çek Cumhuriyeti"nde bir adet radar üssü kurmayı planladığından söz etti.

Plan özeti, Polonya"daki her bir savunma füzesi üssünün büyüklüğünün 275 hektar, Çek Cumhuriyeti"ndeki radar üssünün büyüklüğünün ise 30 hektar olacağını ve her savunma füzesi sitesinde 200 Amerikalı sivil ve askeri personelin çalışacağını, radar üssünde ise bu sayının 150 olacağını açıklığa kavuşturdu.

Belge, savunma füzelerinin Polonya"da yer altı silolarında depolanacağını ve her üssün; elektronik donanım, güvenli iletişim, füze montajı, depolanması, bakımı ve güvenliği için gerekli ekipmana sahip olacağından söz etti. Belge “onlar (füzeler) savaş başlıkları taşımayacaklar bunun yerine gelen savaş başlıklı füzelere çarpıp onları yok etmek için sadece kinetik enerjilerine dayanacaklardır. Silolar saldırı amaçlı füzelerden oldukça küçük olan füzesavarların konuşlandırılmaları için inşa edildiler. Herhangi bir dönüştürme girişimi çok fazla değişiklik gerektirecektir böylece siloların saldırı füzeleri için kullanımı önlenmiş olmaktadır” diyor.

Plan özeti, tehdit olan savaş başlıklarının büyük bir çoğunluyla çarpışmanın çok yükseklerde gerçekleştiğini (atmosferin üstünde) ve füzesavarın atmosfere girişinde yanan küçük parçalara bölündüğünü açıkladı. “Birkaç küçük parça kalabilir fakat bunlar insanlar ve tabiat için çok az tehlikeli olurlar. Bir füzesavardan dolayı zarar görme veya yaralanma olasılığı çok düşüktür. Avrupa füzesavarları uçuş testi için kullanılmadı ve sadece Birleşik Devletler ve Avrupa"ya gerçek bir saldırı durumunda kullanılacaklardır” dedi.

ABD bildirisi füze savunma sisteminin 16 uçuş testinin 15"inden başarılı olarak geçtiğinden, etkili olduğu konusunda ısrar ediyor.

Plan özeti, füze savunma sistemi ihtilafındaki ana ABD argümanlarını kanıtlamaya çalıştı, bu argümanlar: a) Avrupa füze kalkanı; İran ve Kuzey Kore"den gelebilecek olası saldırılara karşı koruma anlamına gelmektedir; b) Avrupa"nın merkezine konuşlandırılacak roketler Rusya"nın cephanesine denk olmadığından ABD, Rusya"nın endişesi karşısında şaşkındır; c) Rusya"nın kendisi de “serseri devletler”den gelebilecek füze tehdidinden kaygı duymalıdır; d) ABD füze savunma sistemi meselesinde Rusya ile işbirliğine hazırdır; e) ABD füze kalkanını Rusya"nın sistemiyle birleştirme düşüncesine açıktır; f) Rusya böyle bir işbirliğini dikkate almayacak gibi görünmesine rağmen ABD, Moskova"nın Ar-Ge"de rol almasını istemektedir; g) ABD “şeffaf” olmaya gayret ediyor ve Orta Avrupa"daki füze konuşlandırmasını açıklamak için Rusya ile müzakere halinde olmaya hazırdır.

İlk bakışta ABD"nin duruşu kesin olarak makul ve uzlaştırıcı görünmektedir. Fakat Ruslar; başkan George W Bush"un 1972 Anti-balistik Füze Anlaşması"ndan ABD"nin tek taraflı çekilişini ilan ettiği 13 Aralık 2001"den beri Washington"un Rusya sınırları boyunca füze saldırısını tespit edebilen ve füzesavara hedef bilgileri gönderebilen radarları yerleştirmeye yoğun bir şekilde devam ettiğini vurguluyorlar. (bu tarz radarların ilki kod adı Have Stare olan radar sistemi Norveç"e kuruldu.)

Rusya bu konuşlandırmaların; Bush"un “şer ekseni” tezi veya İran gibi “serseri devletler”in tehdit olarak algılanmasından çok önce gerçekleştirildiğini söylüyor. Rus uzmanlar; ne İran"ın ne de Kuzey Kore"nin 20–30 yıldan önce ABD"ye ulaşabilecek kıtalararası füzeleri (ICBMs) üretebilecek bilimsel ve teknolojik kapasiteye ulaşma olasılığının olmadığını belirtiyorlar. Bu yüzden Moskova, ABD füze konuşlandırmasının amacının Urallar"a kadar gelen Rusya"nın Avrupa sınırları içindeki bölümünü kapsam alanına almak olduğu sonucuna varıyor.

Rusya"nın Reaksiyonları

Eski savunma bakanı ve şimdi de birinci başbakan vekili olan Sergei Ivanov geçen hafta gerçekleştirdiği bir mülakatında Financial Times"a “Kuzey Kore ve İran"dan gelebilecek herhangi bir kıtalararası füze olmadığından, olamayacağından bu sistem kime yönelik? Sadece bize yönelik” dedi.

Perşembe günü Rusya; Sovyet döneminde NATO ve Varşova Paktı"nın soğuk savaşın sonunda konvansiyonel silahlı güçlerini azaltma konusunda anlaştıkları Avrupa"da Konvensiyonel Güçler Anlaşması"ndan çekilmeyi düşündüğünü ilan etti. Başkan Vladimir Putin NATO"nun anlaşmaya uymadığını söyledi ve bunun için Rusya"nın bu anlaşmadan tek taraflı çekileceğini belirtti. Putin, ABD"nin savunma sistemini “doğrudan bir tehdit” olarak tarif etti.


Moskova, ABD"nin Rusya ile işbirliği halinde olma vaatlerinden şüphe ediyor. İvanov, füze savunma sistemiyle ilgili ABD-Rusya işbirliğinin mantığına göndermede bulunarak “işbirliği için hiçbir neden görmüyorum” dedi. Dışişleri bakanı Sergei Lavrov, Salı günü Lüksemburg"da bir basın konferansında “biz Avrupa"yı birileri için bir oyun alanına dönüştürmek isteyen her öneriye karşıyız. Bu oyunları oynamak istemiyoruz” dedi.

Açıkçası, Ruslar aynı zamanda Orta Avrupa"daki konuşlandırmaların iddiasız olduğu şeklindeki ABD ısrarına da inanmadılar. Göze çarpan Rus yorumcu olarak Viktor Litovkin (Rus yayını olan Bağımsız Askeri Dergi"nin editörü) “Washington"un arzularını Polonya ve Çek Cumhuriyeti"yle sınırlandıracağını düşünmek veya şu an konuşulan şeyin iddiasızlığını düşünmek saflık olur” diyerek durumla ilgili düşüncelerini açığa vurdu.

Litovkin, “hiç kimse 20, yüz veya daha fazlasının konuşlandırılmayacağını veya bunların yerine ABD"de geliştirilen bir üst versiyonlarıyla yer değiştirmeyeceğini garanti edemez” diyerek yorumuna devam etti. Dahası Rus uzmanlar, ABD"nin bu sistemi; deniz-üssü unsurları ve uzaydan gözetleme araçlarını da içerecek şekilde genişleteceği sonucuna vardılar.


Rusya hava kuvvetleri komutanı General Boris Cheltsov"un sözleriyle ifade edersek, ABD"nin konuşlandırma önerileri “Rus stratejik nükleer kuvvetlerini onarılamaz düzeyde yok etme potansiyeli taşıyor: daha başlangıçta giderek artan bir potansiyel.”

Son haftalarda; sıvı yakıtlı Rus füzelerini katı yakıtlı füzelere dönüştürerek hız kazanma aşamasını kısaltmayı; yatay ve dikey düzlemlerin her ikisinde de füzelerin manevra kapasitesini geliştirmeyi; atmosfer yoğunluğunun üstüne asla çıkmayacak olan yükseklikleri düşürülmüş yörüngeler kullanmayı vesaireyi içerecek şekilde ”asimetrik” bir karşı hamle Rus uzmanlarınca tartışılıyor.


Salı günü Putin ile görüşen Gates, Moskova"yı füze savunma sistemi ile ilgili olan birçok meselede işbirliğine davet etti. Basın açıklamasında Gates, Kremlin"deki müzakereleriyle ilgili pozitif bir bildirimde bulundu. Ziyaretini “çok olumlu bir biçimde” sonlandırdığını söyledi. “Biz, Rusları kaygılandıran sistemin teknik özellikleriyle ilgili bazı yanlış anlamaları gidermede ilerlemeler kaydettik” dedi.

Fakat Rusya"nın üst düzey yetkilileri ABD"nin Orta Avrupa"daki konuşlandırmalarının Rusya"yı hedef aldığı düşüncesinin devam ettiğini ve herhangi bir uzlaşma alanının çok zor olduğunu söyleyerek Gates"in olumlu tonuna hemen tepki gösterdiler. Rus genelkurmay başkanı General Yury Baluyevsky “ABD konuşlandırmasının gerçek amacı; ABD"yi Rusya ve Çin"in nükleer füze potansiyelinden korumak ve Birleşik Devletler"in yenilmezliği için şartlar yaratmak olduğunu” söyledi.

Baluyevsky, Moskova"nın ABD konuşlandırmalarını yakından takip edeceğini söyledi ve “eğer biz bu kurulumların Rusya"nın ulusal güvenliği için bir tehdit olduğunu görürsek, onlar güçlerimizce hedef alınacaklardır. Saldırı olarak neyi—strateji, nükleer ve diğer—kullanacağımız ise teknik bir meseledir” dedi.

Yine de Rusların reaksiyonu sınırlandırılıyor. Kremlin"in zihninde pragmatik bir diplomasi stratejisi var gibi görünüyor. Putin"in, Rusların reaksiyonu “asimetrik” fakat çok etkili olabilir demesi bu stratejinin varlığına delildir. Açıkçası; Putin Washington"la bir çatışma düzeyine gelmeye karşıdır. Şu an onun önceliği; Rusya"nın ekonomik büyümesine ve ilerlemeyi etkileyen vahim sosyal problemlerine odaklanmış olarak kalmaktır. Başkanlığının son yılında Putin politik mirasının bilincindedir.

Rus politikaları artan bir şekilde gelecek Mart"ta Kremlin"de liderliğin değişmesi etrafında dönüyor. Bu arada ABD başkanlık kampanyası başladı. Moskova"nın da göreceği gibi Rusya"ya karşı “aşırı sağcı bir politika” ABD Cumhuriyetçi Partisi"ne çok fazla destek kazandıracaktır.

Objektif olunursa Rusya-ABD ilişkileri; soğuk savaş döneminde olduğu gibi bozulmaya doğru gitmek için hiçbir sebebe sahip değil. Her iki ülke de birbirine düşman değil. Tersine; terörizm ve aralarında İran ile Kuzey Kore meselelerinin de olduğu nükleer silahlanmayı engelleme gibi ortak çıkarları için işbirliğine ihtiyaçları var. Ekonomik ilişkileri de gittikçe artmaktadır.

Yine de Rusya-ABD ilişkilerindeki çatlaklar ve füze savunma sistemi ihtilafından dolayı; İngiliz gazetesi Guardian"dan alıntılarsak “soğuk savaşın sona ermesinden bu yana Rusya ile ilişkiler en düşük seviyeye indi.” Gates"in Moskova ziyareti sırasında esen uzlaşmacı rüzgârın arka yüzünde farklı bir tablo vardı, ismi verilmeyen ABD"li yetkililerden şöyle alıntılar yapıldı: “Biz Rusya ile uzlaşmacı olma çabalarımıza devam edeceğiz fakat şunu iyice anlamış bulunuyoruz; Rusya bizimle işbirliği yapacak mı yapmayacak mı bu tamamen Rusya"ya kalmış bir şeydir.” Moskova"daki duygu ise ABD"nin, Sovyet Birliği"nin çöküşünden sonra soğuk savaş politikalarını terk etmek için bir anlaşmadan vazgeçtiği duygusuydu.

ABD, Avrupa"nın desteğini arkasına aldı

Moskova, ABD diplomasisinin NATO"yu hedefleri doğrultusunda konumlandırmada başarılı olduğunu söylemeye cesaret edememektedir. Hemen sonrasında NATO-Rusya görüşmesinin gerçekleştiği Brüksel"deki NATO karargâhında gerçekleşen, Washington"dan üst düzey temsilcilerin katıldığı 19 Nisan özel görüşmesinden sonra NATO"nun ortak bir füze savunma sistemi yaklaşımına sahip olduğu ilan edildi: bütün üye ülkelerin hâkimiyet bölgeleri füze tehdidine karşı korunacaktır; füze saldırı tehdidi gerçektir ve ABD"nin Orta Avrupa"daki konuşlandırmaları “Rusya ile olan stratejik dengeyi etkilemeyecektir” prensipleri ortak yaklaşımın ana sacayaklarıydı.

Tabiî ki birlik görüntüsünün altında farklılıklar olduğu görülüyor. Alman dışişleri bakan vekili Gernot Erler; Almanya"nın da aralarında olduğu en az altı NATO müttefikinin 19 Nisan NATO özel görüşmesinde proje ile ilgili şüphelerini ifade ettiklerini Çarşamba günü Berliner Zeitung gazetesine söyledi.

Fakat NATO müttefikleri arasındaki tartışma artık; Rus yorumcularının inanmamızı istediği gibi “yeni” ve “eski” Avrupalılar arasındaki tartışma değildir. Alman gazetesi Handelsblatt şimdiki meselenin; planlanan ABD sisteminin bütün Avrupa"yı koruyup koruyamayacağı meselesi olduğu yorumunda bulundu. Ve bu yorumuna şunu ekledi; “şimdiye kadar korumadı… fakat eğer ABD, Güney Avrupa"yı da içerecek şekilde uygun bir bedelle aktif bir füze kalkanı önerebilirse pek çok Avrupa ülkesindeki karşıtlık oranı düşecektir.”

Aslında, Bill Clinton döneminde görev yapmış bir silah test ve değerlendirme uzmanı olan Philip Coyle gibi ABD füze savunma sistemiyle ilgili olarak “golf oyununda delik saatte 15,000 mil (24,000 km/s) hızla giderken topu deliğe sokmaya çalışmak gibi bir şey… sanki delik ve çim 15,000 mph hızla gidiyor, çim siyah dairelerle kaplanıyor ve siz nereyi hedefleyeceğinizi bilemiyorsunuz” şeklinde duygulara sahip dikkate değer bir şüpheciler grubu var. Yine Coyle “eğer Rusya, Kanada ve Küba"da füze savunma sistemi kursaydı, biz (Washington) aynı şekilde tepki verecektik. Onları kuşatıyoruz ve gittikçe sınırlarına yaklaşıyoruz” itirafında bulundu.

Öte yandan Washington, Avrupa politikalarındaki sağa yönelim üzerinde hesap yapıyor. Nicolas Sarkozy"nin Fransa"nın devlet başkanı olarak Jacques Chirac"ı izlemesi Moskova için büyük bir dezavantajdır. Bu Roma"da Romano Prodi"yi Moskova safında yalnız bırakacaktır. Moskova, Almanya Şansölyesi Angela Merkel"in zamana oynadığının bilincindedir. Merkel, füze savunma sistemi ihtilafının içine çekilmeyi reddediyor. Ezcümle o, daha yakın bir Trans-Atlantik işbirliğinin karlı olacağına inanıyor.

Geçen hafta Der Spiegel, Merkel, Bush ve AB komisyonu başkanı Jose Manuel Barroso"nun; AB ve ABD arasında “gümrük tarifelerinin olmadığı bir ticareti hedefleyen” geniş kapsamlı bir ekonomik ortaklık oluşturma konusunda anlaştıklarını duyurdu. Alman gazetesi “yeni bir Trans-Atlantik ekonomik ortaklığını” kuran ve gelecek hafta Washington"da yapılacak olan AB-ABD zirvesinde imzalanacak  bir anlaşma ile ilgili olan gizli bir taslağı ortaya çıkardı.

Washington merkezli inisiyatifin arkasındaki mantık; batılı hükümetler Çin (kara süper güç) ve Asya"nın yükselişine müdahale etmek için hızlı hareket etmelilerdir mantığıdır. Der Spiegel"den alıntılarsak “bir askeri tehditler çağında NATO tarafından icra edilmiş olan rol, bu günün ekonomik meydan okuma çağında Trans-Atlantik serbest ticaret bölgesi tarafından oynanabilir. İki ekonomik bölge—AB ve ABD (belki de Kanada"yı da ekleyerek)—birleşik güçlerle batılı Pazar gücünün küçülmesine set çekebilirler. Avrupalılar ve Amerikalılar bir arada hala hesaba katılabilir bir güçtür. Dünya nüfusunun %13"ünü ve bu günün küresel ekonomi gücünün %60"ını temsil eden bu ikili; sadece mal üreticisi ve tüketicisi olarak değil aynı zamanda değerlerin de üreticisi ve kullanıcısı olarak hareket etmeye hazır durumdadır.”  İlginç bir şekilde daha yakın Trans-Atlantik ekonomik bağları için Merkel, Ocak"ta gerçekleştirilen dünya ekonomik forumunda ana teması bu minvalde olan bir söylev gerçekleştirdi.

Açıkçası Washington; Avrupa"da, ABD füze savunma sistemi konuşlandırmalarına karşı hala var olan muhalefetin etkisiz olacağını düşünmek için gerekli olan nedene sahiptir. Bu arada Rusya"nın AB ile ilişkileri zor bir aşamaya girdi. Avrupa"da itidalin sesi olarak çok saygı duyulan AB Ticaret Komiseri Peter Mandelson, soğuk savaştan sonra AB ve Rusya arasındaki güvensizlik ve saygı eksikliğinin en kötü düzeyinde olduğunu söyleyerek üzüntüsünü dile getirdi. “Geçen yüzyılla birlikte arkamızda bıraktığımız farklı yaklaşım manzarasını geride bırakmazsak AB-Rusya ilişkilerinin daha da kötüleşme riskine katlanmak zorunda kalırız” dedi.

Haziran"daki AB Zirvesi"nde kabul edilen AB"nin yeni Orta Asya strateji planı Moskova"da; özellikle de Rusya"nın enerji taşıma rotalarını bypass ederek bölge ile enerji işbirliğine hız veren görüntüsüyle etki alanına nezaketsiz bir el uzatma olarak görüldü.

Son dönemlerde AB-Rusya anlaşmazlığı; Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye"yi birbirine bağlayan ve Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya"ya götürülmesi düşünülen Güney Kafkasya boru hattının uzantısı niteliğindeki 6 milyar dolarlık boru hattı projesine Kazakistan"ın katılımı üzerinde inşa ediliyor. Kafkasya boyunca Rusya"yı devre dışı bırakan, gelecek yılın başlarında inşaatına başlanıp, 2011 yılında devreye sokulması beklenen 3,400 kilometrelik boru hattı 30 milyar metreküp kapasiteye sahip projenin Rus Gazprom şirketinin Mavi Akım 2 projesine (2012"de devreye sokulması planlanan) rakip olması bekleniyor.

Moskova, AB"nin Orta Asya politikasının arkasındaki yürütücü ruhun Washington olduğunun farkındadır. Washington; Moskova"nın kaçınılmaz bir şekilde Avrasya"daki proaktif politikalarından dolayı AB ile çatışmaya gireceğini hesap ediyor.

Şüphesiz Trans-Atlantik ilişkilerinde de çelişkili eğilimler var. Tabi ki Avrupa"da soğuk savaş sonrası dönemde ABD"nin kıta üzerindeki gücü ve etkisinden midesi bulananlar var. Avrupa"nın çoğu kötümser İran tehdidinin varlığına karışmayarak ABD füze savunma sisteminin çalışacağını düşünmüyor. Polonya ve Çek Cumhuriyeti"nde bile ABD konuşlandırmalarına karşı yaygın bir halk muhalefeti var. Önemli Avrupa başkentleri; Washington"un sanki NATO"dan bağımsız ortak bir Avrupa güvenlik ve savunma politikası Avrupa için mümkün değilmiş gibi Varşova ve Prag ile ikili görüşmelerine içerliyorlar.

Avrupa hassasiyeti; süreci, sadece AB gibi büyük, huzurlu post modern bir federasyonunun geri geçilmesi değil fakat aynı zamanda yeni soğuk savaş benzeri bir bölünme heyulasının Avrupa"yı avlamasından dolayı ümitsizlikle seyrediyor. Gorbaçov füze savunma sistemi ihtilafı “tamamen etki ve hâkimiyet ile ilgilidir” dediğinde Avrupa da pek çok kişi ona katılmıştı.

Trans-Atlantik ilişkileri dönüşüyor. Ortak değerler ve benzer sosyal sistemlerle ilgili çokça konuşulmasına karşın, ABD artık Avrupa"nın entegrasyon projesinin bir destekçisi değildir. Doğru, Amerikalılar bir dönem Avrupa projesinin destekliyorlardı. Fakat onlar şimdi Avrupa"nın entegrasyonu düşüncesi için bir tür tiksinti geliştirdiler. Ve Avrupalılar, ABD"nin “tek taraflılığı” ile ilgili olarak huzursuz kalmaya devam ediyorlar.

Öte yandan Avrupa aynı zamanda bir kimlik krizi ile yüzleşiyor. Geçen ay Avrupa Ekonomik Topluluğu"nun 50. yıl dönümünde kabul edilen Berlin Deklarasyonu tamamen pan-Avrupa projesinin amacını göz ardı ediyordu. Bunu AB-Rusya ilişkileri bağlamında tercüme edersek bütün bunların anlamı her iki tarafta birbirinden ne istediğini bilmiyor. Bu şartlar altında bu yılsonunda süresi bitecek olan AB ve Rusya arasında 1999"da imzalanan Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması"nın uzatılmaması veya yerine başka bir anlaşma yapılmaması ihtimali çok yüksektir.

Silahlanma yarışına doğru mu gidiyoruz?

Gates'in Moskova görevinden sonra Rusya savunma bakan vekili Sergei Kislyak ihtilafın uzun süre ikili ilişkilerin gelişmesini engelleyecek problemler üretme potansiyeli taşıdığı konusunda uyardı. “Gelecek yıllarda bu ihtilaf stratejik bir tahriş edici olarak görev icra edecektir” dedi. Savunma bakanı Anatoly Serdyukov bir adım daha ileri giderek: “Rusya"nın bu meseledeki tavrı değişmeyecektir. Stratejik füze savunma sistemi; bölgesel ve küresel güvenliği önemli ölçüde etkileyecek dengesizleştirici bir faktördür.

Serdyukov'un “küresel güvenliğe” göndermede bulunması füze savunma sistemi ihtilafına tamamen farklı bir boyut kazandırıyor. Rus uzmanlar füze savunma sisteminin konuşlandırılmasını; soğuk savaş döneminde Rusya-ABD stratejik dengesinin temelini oluşturan karşılıklı stratejik caydırıcılığın üstesinden gelmek için dikkatlice düşünülmüş ABD stratejisinde ilk adım olarak hissediyorlar.

Onlar Washington'un 1972 ABM (anti-Balistik Füze) Anlaşması"ndan tek taraflı olarak çekilmesini; Birleşik Devletler"in saldırı kuvvetlerini oluştururken (sadece nükleer güçlerini değil aynı zamanda nükleer olmayan hassas saldırı sistemleri) eş zamanlı olarak füze savunma sistemini de içeren aktif savunma sistemlerini de inşa eden bir dizi tek taraflı hareketi mümkün kılan bir tavır olarak anladılar. Kısacası onlar ABD"nin "korku dengesini" toplam bir askeri üstünlük ile değiştirmeyi amaçladığını çok iyi anladılar.


Bunun yanında Rus uzmanlar Bush yönetiminin seçici bir silah kontrol durumu yarattığı yargısına vardılar. Rus askeri dergisi Nezavisimoye Voyennoye Obozreniye'de yazarlık yapan Rus Bilim Akademisinin ABD ve Kanada Enstitüsü"nün etkili direktörü akademisyen Sergei Rogov geçen ay yazdığı uzun makalesinde Bush yönetiminin, ABD"nin "askeri örgütsel gelişimini" engellediğini düşündüğü silah kontrol anlaşmalarını seçerek tek taraflı bir şekilde bu anlaşmalardan çekildiğini iddia etti.

Rogov, "fakat eğer anlaşmalar Moskova"yı Washington'dan daha fazla sınırlıyorsa bu anlaşmalardan çekilmiyorlar yani "karşılıklı nükleer caydırıcılık" temelinde oluşturulan stratejik denge aşamalı bir şekilde adım adım yok ediliyor." dedi. Yani Bush yönetimi "ABD askeri üstünlüğünü inşa ediyor ve Rusya"nın nükleer caydırıcı potansiyelini zayıflatıyor."

Bununla birlikte Rogov, "uzay merkezli silahların konuşlandırılması 2020"li yıllardan önce başlamaz. Genel olarak görece etkili kara merkezli, deniz merkezli ve uzay merkezli füzesavarlarında aralarında olduğu kademeli, çok çeşitli stratejik füze savunma sistemi 2020"lerde gerçek çerçevesini bulacaktır fakat sistemin oluşum süreci bu yüzyılın ortalarına kadar sürecektir. Biz bütün bunların; çok fazla ve çok zor bir dizi teknik problemin olduğu kadar artan finansman giderlerinin de bir çözüm gerektirdiğini tekrarlayıp duracağız" şeklinde bir açıklama da yaptı.

Rogov, Moskova"nın 100 adet füzesavar füzeleriyle kendi füze savunma sistemine sahip olduğunu vurguladı. S–300 ve S–400 gibi hava savunma varlıkları da füzeleri savmak için özel olanaklara sahip. Başka bir deyişle Rusya-ABD ilişkilerinin gelecek 10–15 yılında "karşılıklı kesin yıkım" durumu devam edeceğinden Moskova rahat olmaya devam edebilir. Rogov, kısa süre zarfında düşünmeden verilen tepkiler veya "yıkıcı silahlanma yarışına" başvurma yerine Rusya"nın; soğukkanlılıkla karşılıklı politik-diplomatik ve askeri-teknik aşamalardan geçerek "karşılıklı nükleer caydırıcılık" temelindeki ABD ile olan kapsamlı stratejik dengenin devam ettiğinden emin olmak zorunda olduğu tezini savunuyor.

Bu perspektiften hareketle Rogov, Rusya"nın Stratejik Nükleer Kuvvetleri"ni, ABD füze savunma sistemine nüfuz etme becerisine sahip olan silah sistemiyle donatmak için programı hızlandırmasına uygun bir kaç ölçü önerdi. O, Topol-M ICBM füzelerine MIRV"lerin (manevraya uygun çok başlıklı füzeler) monte edilmesini önerdi. Yine ona göre Rusya, havada ateşlenen cruise füzelerinin füze savunma tesislerini yok etme yeteneğinin hassasiyeti üzerine yoğunlaşmalıdır. Rusya"nın şu anki Tu-95MS hava filosu ve stratejik Tu–160 ve Tu-22M3 orta düzey bombalama uçaklarının potansiyel olarak 1,500 kadar havadan ateşlenen cruise füzesi taşıyabilir. Rogov, bu tarz ölçülerle; ICBM"lerin ve ALCM"lerin toplu üretimi için her yıl ödenecek paranın 1 milyar dolar olacağını ve buna değeceğini iddia etti—bu miktar füze savunma sistemi geliştirmede ABD"nin yaptığı masrafın küçücük bir küsuratıdır.

Rogov aynı zamanda Rusya"nın Sovyet döneminden miras aldığı silah kontrol anlaşmalarının bir “gözden geçirilme”si için çağrıda bulundu böylece bu anlaşmaların şimdiki şekillerinde korunmasıyla Rusya"nın çıkarlarına bu tavrın nasıl hizmet edeceğiyle ilgili soğukkanlı bir değerlendirme yapılmış olur. Rogov, “kim böyle seçici silah kontrolüne ihtiyaç duyuyor? Biz oyunu Amerikalıların oynadığı kurallarla oynayıp 1972 öncesi soğuk savaş düzeyinde "karşılıklı nükleer caydırıcılığı" destekleyeceğiz” şeklinde bir yorumda bulundu.

Gates"in Moskova"daki konuşmalarından sonra Rus medyasına konuşan Rogov, Rusya ve ABD “hala karşılıklı nükleer gözdağının rehineleridir…eğer biri bizim bu günkü ilişkilerimize yakından bakarsa biz yeni bir "soğuk savaş"ın eşiğindeyiz.” Rogov, Rusya-ABD ilişkilerinde negatif eğilimler hemen sonlandırılmazsa “ABD"deki 2008 başkanlık seçimlerinde hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların bir Rusya"yı çevreleme politikası için duyulan ihtiyaç üzerine tez ileri sürme ihtimallerini olanaksız görmüyorum” dedi.

Yeni soğuk savaş

 

Moskova son süreçte bıktırılacak kadar uyarıldı ve kenara itilmek için hazırlık yapmıyor. NATO"nun Moskova"ya verilen sözlerin tersine genişlemeye devam etmesi ile ilgili derin bir içerleme var. Fakat bu düzeyde Bush, 10 Nisan"da, Rusya"nın hassasiyetlerini görmezden gelerek Arnavutluk, Hırvatistan, Gürcistan ve Ukrayna"nın ittifaka girişini teşvik eden yeni bir kanun (2007"nin NATO Özgürlük Konsolidasyon Kanunu) imzaladı ve onları askeri eğitim ve teçhizatla desteklemek için fon oluşturdu.

Washington aynı zamanda eski Sovyet Cumhuriyetleri"nde Rus etkisinin temizlenmesiyle ilgili bir politikayı saldırganca sürdürüyor. NATO"nun genişlemesiyle ilgili kanunun imzalandığı gün ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice medyaya Washington “Rusya"nın, bu ülkelerin Sovyetler Birliği"nin birer parçası olduğu günlerin geride kaldığını ve onların geri geldiğini anlamasını sağlamaya çalıştı” dedi. 2007"nin sonuyla birlikte Gürcistan NATO üyelik programını başlatmak için hazırdır. Gürcistan devlet başkanı Mikheil Saakashvili “önümüzdeki birkaç ay içerisinde NATO için resmi aday statüsünü elde etmeyi bekliyoruz” dedi

Yine Washington'un Sırbistan"ın eyaleti Kosova"nın ayrılma durumuyla ilgili planı çok katı. Önemli ABD yetkilileri Rusya"nın muhalefetini önemsememeleri için yıldırıldılar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi"nin onaylayıp onaylamayacağını dikkate almadan Washington planını takip ediyor ve Kosova"nın bağımsızlığını tanıyor. Aynı zamanda Washington"dan finanse edilen Kırgızistan"daki politik kargaşada belirgin bir şekilde her zamanki tarz vardı. Kırgızistan"daki dengesizlik, Şangay İşbirliği Örgütü"nün gelecek zirvesine ev sahipliği yapması beklenen Bişkek"in önemini Rusya için biraz daha arttırdı.

Moskova hareketsizlik havasını devam ettiriyor fakat bu olaylarla derinden ilgilidir. Ortak Güvenlik Anlaşması Örgütü"nün genel sekreteri General Nikolai Bordyuzha, 19 Nisan"da Almatı"da gerçekleştirdiği bir konferansta ABD"nin “renk devrimlerine” verdiği desteğe açıkça göndermede bulunarak “bu gün sadece Afganistan değil bütün Sovyet sonrası bölge kaygı vericidir. Bir devrim ihracı problemi var—unsurlarına kasten neden olmak için yapılan girişimlerin problemi. Biz bunu görebiliyoruz. Bu gün çok iyi bilinen bazı insanlar, devrim ihracatçıları, çağdaş sözde devrimciler, Sovyet sonrası alanda yeni Che Guavara"lar var” dedi.

Türkmenistan"daki liderlik değişimi Aşkabat"a öneride bulunması için ABD"ye bir fırsat penceresi açtı. Yeni Türkmen lider Gurbanguli Berdimuhammedov ilk yurt dışı gezisi için Suudi Arabistan"ı tercih etti. AB yeni Türkmen liderliğine, Türkmen gazının Rusya üzerinden ihraç edilmesi zorunluluğunu ortadan kaldıracak olan Trans-Kafkasya doğal gaz boru hattı projesi ile ilgili fizibilite çalışmaları yapması için 1.7 milyon avro (2.3 milyon dolar) önerdi.

ABD, Özbekistan"ın gözüne girip şöyle yada böyle geçmişi unutmak için AB"yi kullanıyor. AB yelkenleri suya indirme ve Mayıs 2005 Andican olaylarından sonra Özbekistan"a uyguladığı yaptırım rejimini tavsiye etme işaretleri gösteriyor. Yine ABD, Rusya"nın Güney Kafkasya"daki—Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan"dan oluşan—pençesini çözmek için acımasızca çalışıyor.


ABD"nin, onunla Ukrayna"daki Rus etkisinin canlanmasına tepki verdiği canavarlık emsalsizdir. Ukrayna"daki gelişmeler Washington"un, Rusya"yı ne pahasına olursa olsun ona düşman olan ülkelerle çevrelemeye azimli olduğunu gösteriyor. Washington anayasal süreci alt üst ederek ve (aslında “portakal devriminin” bir mirası olan) politik kuruluşları itibarsızlaştırarak Kiev"de “rejim değişikliği”ne neden olabileceği yargısına vardı.

Şimdiki kargaşa iki ay önce Washington"u ziyaret eden ve aralarında Rice"ında olduğu önemli ABD yetkililerince karşılanan “portakal devrimi”nin sevgilisi Yulia Timoshenko"dan hemen sonra başladı. Ukrayna"da bahisler gerçekten yüksek. Kiev, Amerikan yanlısı itaatkar bir ülke haline tekrar getirilmezse Ukrayna nasıl NATO  üyesi olur veya ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun itiraz ettiği füze savunma sistemi Ukrayna topraklarında nasıl konuşlandırılabilir?

Saygıdeğer ve duayen bir sovyetolojist olan profesör Stephen Cohen, son dönemde Rusya-ABD düşmanlığında taze kazılmış siperlerin toprağını tetkik etti. O, “Rusya ve ABD arasındaki ilişkiler şu an çok kötüdür. Yeni bir soğuk savaşın içinde olduğumuzu düşünüyorum. En azından Amerika"nın Rusya"ya karşı uyguladığı politikalarda bu böyle görünüyor. Sizin ülkeniz (Rusya) açıkça pasif duruyor. Anlaşılabilir bir şekilde Kremlin tansiyonu yükseltmek istemiyor. Fakat Kremlin"in tansiyonun yükselmesini engellemeye gücü yeter mi bu açık değil. Bu NATO"nun Ukrayna ve Gürcistan ile ilişkilerinin gelişmesine bağlıdır. Bu; yeni soğuk savaşın yeni cephesidir” dedi.

Putin ve Bush tarafından büyüyen bu tansiyon zeminlerine karşı iki büyük gücün arasındaki ilişkilere odaklanması için ortak bir inisiyatif olarak Perşembe günü kurulan çalışma grubuna soğuk savaş döneminin müthiş emektarı—Henry Kissinger ve Yevgeny Primakov—nın eş başkanlık yapması gelişmelerle tam bir uygunluk arz etmektedir.

Geçen hafta farklı ve küçümseyici bir tonla durumu yorumladığında People's Daily şimdiye kadar söylenenlerin en iyisini söyledi: “ABD—Rusya ağız dalaşının özü çıkar çatışmasıdır. Doğal olarak her iki ülke maksimum kar istiyor. Bu ABD"nin Rusya"daki hükümet karşıtı güçleri niçin desteklediğini, yabancı topraklarda—tek tarafın istediği—"demokrasi" reklamını niçin yaptığını, NATO"nun doğuya genişlemesini desteklemeye niçin devam ettiğini ve Rusya dengeli bir ABD politikası güderken Doğu Avrupa"da füze savunma sistemini neden konuşlandırmak istediğini   açıkça anlatıyor. ABD saldırılarıyla yüzleşen Rusya-ABD bağlarının; çekişme ve işbirliği karakteri kısa sürede değişmeyecektir.”

 

Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.