Kısaca NIE olarak bilinen Amerikan istihbarat tahmin raporları birçok yönden çok önemlidirler.
16 istihbarat kurumunun birlikte hazırladıkları bu raporların 2000 yılında çıkanı, hatırlanacağı üzere Irak Savaşı'na zemin hazırlamış, Kongre bu rapor sonucu Irak'a savaş açılmasına onay vermişti. Bu rapor ve vardığı sonuçların yanlış oldukları zaman içinde ortaya da çıkmıştı; ama olan da olmuştu. Bu da konunun bir başka yönü...
2007 yılı raporu da Amerika ve müttefiklerinin İran'ın nükleer programıyla ilgili politikalarını etkilemişti, konuyla ilgili pek çok şeyi değiştirmişti. Belki unutuldu; ama bu raporu bugün biz ilgisi dolayısıyla kısaca hatırlatalım.
NIE İran raporunun sonuç kısmı hem Bush yönetimini hem de İsrail'i görülmedik biçimde rahatsız etmiş, bunların uzun zamandır savundukları tezlere büyük bir darbe vurmuştu.
2007 Kasım ayında yazılan, yönetime sunulan, aralıkta ise 8 sayfalık kısmı açıklanan tahmin raporunun başlığı, 'İran: Nükleer Niyetleri ve Yetenekleri' şeklindeydi. Raporda Milli İstihbarat Başkanlığı Dairesi, Milli İstihbarat Konseyi, tahminlerin nasıl ve hangi süreçte yapıldığı, tahminlerin kapsamı ve raporda kullanılan dil anlatılıyor, daha sonra varılan anahtar hükümlere yer veriliyor ve sonunda da son tahminle 2005 yılı tahmininin karşılaştırılması yapılıyordu.
Okuması, anlaması gayet zor bu tahmin raporunu özetleyen medya, raporun sonucunu şu şekilde anlamış, anlatmış ve kamuoyuna duyurmuştu: 'İran nükleer programını 2003 yılında milletlerarası baskı ve tahkik sonucu askıya almış bulunuyor ve bu durum bugün devam ediyor. Diğer yandan İran uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam da ederken bunun sonucunda önümüzdeki 10 yılın ortalarına doğru nükleer silah yapımına yeterli olacak ham maddeyi elde edebilir.'
İşte bu tahminin birinci bölümü olan İran'ın nükleer programını 2003 yılında askıya aldığı yönündeki hüküm Bush yönetimi, yönetim dışı İran muarızlarını ve en çok İsrail'i rahatsız etmişti; zira bunlar bunun böyle olmadığını İran'ın nükleer faaliyetlerine devam ettiğini savunuyorlar, bunun durdurulamaması halinde İran'a karşı bir askerî müdahaleyi de bu sayede gündemde tutmayı başarıyorlardı.
Ne var ki, raporun ilk hükmü bu oyunu ya da planı devre dışı bırakmış, askerî müdahale ihtimali üzerine adeta soğuk bir duş etkisi yapmış, bu da hem Bush yönetimi hem de İsrail'i raporun bu etkisini giderecek yeni yol arayışlarına sevk etmişti. Zaten Bush, o zaman rapora karşı soğuk durduğunu açıklamış, İsrail ise Amerika'ya çeşitli heyetler gönderip Amerikalı istihbaratçılarla görüşmüş, onların görüşlerini kendi istihbarat raporları paralelinde değiştirmeye çalışmıştı. Bu arada Amerikalı istihbarat ve askerî yetkililer de aynı konuyla ilgili olarak İsrail'e gidip gelmişlerdi.
Diğer yandan, dönemin İsrail Başbakanı Olmert'in de NIE raporuyla ilgili olarak ülkesinin İran'ın gizli nükleer programını açığa çıkarmak, bunu başkalarına da anlatmak için çok güçlü bir çaba göstereceğini bakanlarına söylediği haberlerde yer almıştı. Bunun sonucunda İsrail'in dış diplomatik misyonlarının kollarını sıvadıkları, İsrail'in tezini her fırsatla yaymaya çalıştıkları da zaten biliniyor.
Bugün üç sene önceki bu İran tahmin raporundan burada söz ettim; çünkü bu ay içinde yeni bir İran tahmin raporunun açıklanması bekleniyor. Bunu en çok bekleyen de İsrail elbette. İsrail bu raporun 2007 yılı raporundan farklı çıkacağını, raporun 2007 raporunun sonuçlarını tersine çevireceğini ve böylece İran ile ilgili olarak yürüttüğü çabaları destekleyeceğini umuyor, bekliyor.
Rapor, şayet 2007 raporunun sonuçlarını tersine çevirirse bu aynı zamanda bugünlerde gündemde olan İran'a karşı yeni müeyyideler konulması sürecini de hızlandıracak. Rapor, ayrıca muhtemelen askerî müdahale taraftarlarına da güç katacak.
Yeni NIE raporu işte bu bakımlardan çok ama çok önemli. Biz bunu bugünden hatırlatıyoruz... f.ertan@zaman.com.tr
Kaynak: Zaman