Yaptığı eylemin suç ve yüz kızartıcı olduğunu bilmesine rağmen, hırsızların gece karanlığında işe çıkması hırsızlığın adabındandır. Aradığı ya da araklayacağı şeyi bulma şansının azlığına rağmen hırsızların karanlığı tercih etmesi, olası bir suçüstünde el âleme rezil olma korkusundandır.
Hırsızlık; profesyonel bir meslek, bir kötü alışkanlık, bir hastalık (Kleptomani), bir ihtiyacın yarattığı son çare gibi sosyal ve psikolojik nedenlerin dışında intikam gibi bir duyguyu da içinde barındıran bilinçli bir eylem olabilir.
İntikam hesaplaşmalarının karanlık ve kuytuluk mecralarda tecelli etmesi, intikam peşinde koşanın korkusundan değil, kurbanını sessiz ve tanıksız harcayarak bir oldu-bittiye getirme ve olağan kuşkulu olarak yakalandığında da masumiyetini savunma kurnazlığındandır.
Kapalı devre güçlerin erketeleriyle çevirim içi bir iletişim kullanarak sağır ve sessiz harflerden tanklar yürütmesi ve muhtıraların tebliğ geleneğini değiştirmesi yeni trend darbeciliğin adabından mıdır yoksa? Yoksa psikolojik sindirmeyi soğuk ve dijital ortama taşıyarak canlı muhatap olmaktan kurtulmanın ya da masumiyetini kurnazca savunmanın bir gereği mi?
Durum ve gerekçe her ne ise, kullanılan yöntemin çağdaş iletişim kültürüne uygun bir gelişmişlikte olduğu söylenebilir. Web sitesine düşen her harfin, bilgisayar başındaki her adamın masasını sarsan bir yumruk gibi korku yarattığı ve yöneldiği örgütsel muhatapların dışında bireysel iradeleri de tehdit ettiği açıktır.
27 Nisan muhtırasının sosyolojik dinginlikte yarattığı depremin, kurumsal muhatapların dışında bireysel planda korku ve endişeler yaratması PC başında oturan herkesin kendisini direkt muhatap kabul etme psikolojisindendir.
Faylarla oynayarak depreme zemin hazırlayanların deprem sonrası enkazdan mal kaçırmaları muhatapların dışındaki kitlenin endişelerine haklılık kazandırmıştır.
Depremin yarattığı şiddetten değil eğreti yapıların mukavemetsizliğinden doğan bu enkazın, mal sahibinden çok yoksul ama onurlu kiracıların üstüne devrildiğini ve cesetlerin de nebbaşlar tarafından çıkarıldığını söylemek abes olmaz.
27 Nisanda iktidarı hedef alan muhtıranın TSK laik cumhuriyete sözde değil özde taraftır başlığı altında sunulması rejimin hassasiyetlerine sahip çıkmak adına anlaşılabilir. Ancak muhatabı belli olan bu muhtıranın kamuoyuna saygıyla arz olunması, faylarla oynayanların kamuyu taraflara bölme niyetlerine uygun bir akıbet hazırlamıştır.
Ulus"ta patlayan bombanın tozu dumanı altında, koşuşturmalar ve çığlıkları arasında halkını teskin etmesi ve onlara güven telkin etmesi gerekirken Genelkurmay Başkanı"nın Bundan sonra terör olayları artarak devam edebilir şeklinde bir açıklamada bulunması bombanın yarattığı korkudan daha vahim ve daha endişe vericiydi. Koruyucu ve güven verici açıklamaların yerine böyle bir ifadenin kullanılmış olması doğrusu anlaşılabilir değildi.
Ve 8 Haziran Muhtırası;
Dün gece yine harfler ihtilal yürüyüşüne çıktı. Ve çığ gibi masamızın tam ortasına düştü. Düdüğünü hırsız çocuklara kaptırmış bir bekçi kadar imdat çağrısından yoksun bıraktı herkesi. En azından web giriş sayfası www.tsk.mil.tr olan benim gibilerini. Çünkü gene gece yarısıydı ve kimse rahatsız olmasın diyeydi yeni trend usulünce... Nasıl olsa sabah fark edilecekti kayıp ya da çalınmış ne varsa.
Ancak bu muhtıranın diğerlerinden farkı kan kokusuyla yükselen milliyetçilik bilincini harekete geçirme dozuna fazlasıyla sahip olmasıdır. Ve muhataplarının Bağımsız adaylar olması ihtimalidir.
Giriş: Sayın Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar BÜYÜKANIT, 12 Nisan 2007 tarihinde yapmış olduğu basın toplantısında, terörün Mayıs 2007 tarihinden itibaren tırmanacağını, kamuoyuna açık bir şekilde açıklamıştır. Son günlerde ortaya çıkan terör olayları, bu açıklamaların gerçekçi olduğunu göstermiştir.
Burada haklı çıkmış olmanın nasıl bir olumlu tarafı olabilir ki haklılık verilsin. Bu öngörülerin gerçekleşmiş olması illa bir sorumlu bulmaya yönelik değilse bu aşamada, ciddi bir istihbarat ve koordinasyon zaafı değil midir?
Muhtıra Madde 1: Bu terör eylemleri, aynı zamanda bölücü ve ırkçı terör örgütünün gerçek niyetlerini de çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Nasıl yani? Diyesi geliyor insanın gayr-ı ihtiyari. Militanlar silahlarını bırakıp TSK"da askerlik yapma sözü mü vermişti? Böyle bir gizli sözleşme vardı da kamuoyu mu bilmiyordu?
Bu bölücü ve ırkçı terör örgütünün gerçek niyeti, 30 yılda döküğü 30 bin insanın kanından değil de mayıs ayında gerçekleştirdiği eylemlerle mi anlaşıldı?
Muhtıra Madde 2: Her fırsatta, yurt içinde ve yurt dışında barış, özgürlük ve demokrasi gibi insanlığın yüksek değerlerini, terör örgütüne paravan olarak kullanan kişi ve kuruluşların, bu olayların gerçek yüzlerini görme zamanı artık gelmiştir.
Düşük ve eksik cümle. Terör örgütüne paravan kabul ettiği kişilerin ve kurumların olayların gerçek yüzlerini görmeleri isteniyor. Tuhaf Zaten bilinen yüz, bu kişi ve kuruluşların bizatihi kendi yüzleri değil mi?
Ancak işaret ettiği noktalar açısından endişe verici. Yoksa bu düşük ve eksik cümleyle şu mu denmek istendi; Ey Türk milleti ve milliyetçileri!.. Terör örgütüyle duygusal ya da siyasal ilişkisi bulunan kişi ve kişiler, hazır seçim bahanesiyle ortaya çıkmışken icabına bakın mı?
Muhtıra Madde 3: Türkiye Cumhuriyeti, ulusal ve üniter yapısının, çağ dışı bir yapı olduğunu düşünen bir yaklaşım ile karşı karşıyadır. Ulusumuzun bu tehlikeli yaklaşımı fark etmek zorunluluğu vardır ve olmalıdır.
Yine düşük cümle. Eksik ve belirsiz ifade. Ama ulusa tehlikeli bir yaklaşımı fark etme zorunluluğunun açıkça dayatıldığı kışkırtıcı ve fakat hedefi meçhul bir muhtıra maddesi.
Muhtıra Madde 4: Ortaya çıkan ve giderek artan terör eylemlerinin, bu tür düşüncelerin ve bunları dolaylı ve doğrudan destekleyenlerin çarpık düşüncelerini çok açık bir göstergesi olduğu şüphesizdir.
Terör eylemini bir tedhiş ve vahşet olmaktan çıkarıp çarpık bir düşüncelerin göstergesi olarak ifade eden hayrete şayan bir cümle. Yoksa TSK terör örgütüne ve mensuplarına açıkça vahşi çapulcular, ırz ve vatan hainleri, aşağılık bölücüler, ermeni uşakları gibi bilindik sıfatları kullanmaktan bilinmedik bir nedenle imtina mı ediyor?
Muhtıra Madde 5: Türk Silahlı Kuvvetleri, terörle mücadele konusunda sarsılmaz bir kararlılığa sahiptir ve bu tür saldırılara gereken cevabı vereceği tartışılmaz bir gerçektir.
Amenna. Bu konudaki kararlılığı laiklik konusunda da gösterdikleri açık ve tartışılmaz bir gerçekliktir.
Muhtıra Madde 6: Türk Silahlı Kuvvetlerinin beklentisi; bu tür terör olaylarına karşı, yüce Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesidir.
Yani millete şehirde ve köyde, yaylada ve kırda ve tüm vatan sathında cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi toplanıp dağlara yürümesi mi emrediliyor? Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleksini kim, kimlere karşı örgütleyecek? Topyekûn milli seferberlik mi? Yoksa en yakınındakinin icabına bakmak mı isteniyor gizli cümlede, açıktan?
Kan kokusundan yükselen milliyetçiliği bu gibi muğlâk ve geniş hedeflere yönlendirmek eğer yanlış dil kullanımından kaynaklanmıyorsa, doğrudur. Ama eğer bilinçli bir tahrik oluşturmayı ve milliyetçileri harekete geçirerek ilgili ilgisiz kişi ya da kişilere karşı tepki geliştirmeyi hedefliyorsa, yanlıştır.
Sonuç: Kamuoyuna saygı ile duyurulur
Mesaj saygıyla mukabele görmüştür.
Kamuoyunun dikkatine saygı ile sunuyorum!..
Yazarın Notu: Muhtırayı destekliyorum. Ama bozuk ifadeler ve eksik cümlelerden oluşan dilini beğenmedim. Bu cümlelerle yanlış adamlar vurulur.