Yeni Filistinli

 

Mısırlı yazarlardan Fehmi Huveydi'nin ' Yeni Kızılderili Filistin'de kopyalanıyor' başlıklı yazısı ilginç olduğu kadar da öğreticiydi. Yazıyı analiz ettiğinizde ve yapı bozumculuk üzerinden giderek söktüğünüzde iki unsurdan mürekkep olduğunu görüyorsunuz. Birincisi, ABD'nin Filistin'e atadığı Güvenlik Koordinatörü Keith Dayton'un Türkçe bazı sitelerde de yayınlanan konuşması. İkincisi de bu konuşmanın Suriye asıllı Amerikalı yazar Münir Akeş'in kitaplarının ışığında analizi. Bu analiz sonucunda Amerikalı görevli Keith Dayton'un Türkiye ve İngiltere ve Kanada ile ortaklaşa veya onların taşeronluğunda kapsamlı bir proje yürüttüğünü görüyorsunuz. Amerikalılar bu iş için Keith Dayton'u atadıkları gibi aynı zamanda da bu işe yaklaşık 161 milyon dolar ayırırlar. Münir Akeş'in de iki kitabında belirttiği gibi üç asır boyunca beyaz Amerikalılar yerlileri ve diğer ifadesiyle Kızılderilileri hem fiziken hem de ruhen yani kimlik olarak katlederler. Hem maddi hem de manevi olarak onları katliama uğratırlar.

İşte Keith Dayton'un Filistin'le alakalı misyonu da bundan ibaret. Dayton, Filistinlileri hafızası silinmiş; ne geçmişe bağlayan tarihi ne geleceğe bağlayan rüyası ne de bağlanabileceği bir ümidi olan bir millet haline getirmenin peşindedir. Kızılderililer beyaz adam tarafından içkiyle hafızası dumura uğratılan bir millet haline getirilmiştir. Esasında bu proje sömürgecilik döneminde İslam alemine yönelik olarak toptan uygulanmıştır. Sözgelimi, Mısır'da Müslüman fatihler ve Halit İbni Velit gibi komutanlar yerine okul kitaplarında Napolyon ve maceralarının öğretilmesine ağırlık verilmiştir. Filistinlilerle de İslam kahramanları arasına set çekilmiş ve Macid Arsan Geylani'nin deyimiyle Salahaddin Eyübi gibi geçmiş üzerinden geleceği yeniden üretecek ve köprü kuracak modeller unutturulmaya çalışılmıştır. Bugün Salahaddin Eyyübi'yi unuttukları için Kürtler kimlik sapmasına uğrarken Filistinliler de ( en azından bir kısmı ) kimlik erozyonuna uğratılmışlardır.

*

Batılıların ve Rus ve Çinliler gibi gayri Müslim müstevlilerin ortak politikası üretilmiş kimlikler oluşturmaktı. Mehmet Doğan'ın deyimiyle sentetik kimlikler. Bu bağlamda, Sovyet ve Yugoslav tipi yeni üretilmiş kimlikler ve insan tipleri dayatılmış ise de tutmamış ve sonunda bu siyasi mühendislik ürünü modeller çöküntüye uğramıştır. Türkçemizde bunu en iyi ifade eden kavramlardan birisi Cengiz Aytmatov'un belirginleştirdiği mankurtlaştırma eğilimi ve siyasetidir.  Bu eğilimi sosyolojik olarak kavramlaştıranlardan birisi de Malik Binnebi'dir. O sosyolojik literatüre, 'kabiliyetü'l hezime/ mağlubiyete ve yenilgiye yatkınlık' kavramını hediye etmiştir. Türklere karşı Çinlilerin ve Rusların uyguladığı bu politikayı şimdi Filistin'de İsrail ve onun hamisi ABD uygulamaktadır. Filistin'de bu proje Arafat'la birlikte yürürlüğe konulmuş ve Mahmut Abbas'la birlikte yoluna devam etmektedir. Keith Dayton en azından güvenlik bazında epey mesafe alındığını da söylemektedir. Yeni Filistinli kimliğiyle yetiştirilen güvenlik güçlerinin kimlik yerine profesyonelliği esas aldığını söylemektedir. Bu anlamda, Rabin'in ifadesiyle bu projedeki ilk taşeron şahsiyet maalesef Yaser Arafat idi. Onunla ilgili olarak İzak Rabin ' Subcontractor/ taşeron' ifadesini kullanmaktan çekinmemiştir. Yeni Filistinli projesi 1993 yılından beri yol almaktadır. Dolayısıyla milletleri ellerindeki hamur gibi yeniden yoğurmak isteyen istilacı güçler bunun için ya fiziki arındırma politikası güdüyorlar ya da kimlikleri aşındırıyorlar. Kimliksizleştirme soykırım çeşitlerinden sadece birisidir. Kimliksizleştirmenin farklı boyutlarından birisi de yanlış veya sentetik kimlikler üretmektir. Böylece istilacı milletlere düşman ve rakip konumda olan milletler, vassal ve işbirlikçi milletler haline getirilebilmektedir.

*

Filistin'deki bu proje ile üretilen yeni güvenlik gücü kuşağı kimliği olmayan profesyoneller haline getiriliyor. Amerikalılar yeni kimlik inşasına güvenlik güçlerinden ve idareci takımdan başlıyorlar. Sonra sıra toptan halka geliyor. Dolayısıyla bu kimliksizleştirme politikası kademe kademe yürütülüyor. Yeni Filistinli, İsrail'e yönelik düşmanlık hislerinden arındırılmış ve işgalcisine hami gözüyle bakan kimliktir. Amerikalılar bu programı Kızılderililer üzerinde uygulayarak üç yüzyılda sonuç alabildiler. Bu hususta vaktiyle Filistin'i de ziyaret etmiş olan Amerikalı yazar Mark Twain (1867) şunları söylemektedir :" Kızılderiliyi eğitimle ve sabunla yıka ve sonrasında da (manevi)ölümünü bekle…" Mark Twain gibiler yeni kıtayı İsrail veya Ken'an diyarı olarak görmüşlerdir. Ve Kızılderililere de İbranilerin Ken'anilere davrandığı gibi davranmışlardır. Onlar İngiltere ve Avrupa'dan yeni kıtaya göçü Mısır'dan Ken'an diyarına huruç olarak algılamış ve yeni kıtanın yerlilerine de buna göre davranmıştır. Şimdi de Amerika görmüş kadim projeyi tekrarından Filistin'de yürürlüğe koyuyorlar.   

Lakin son tahlilde, Filistinli, köksüz bir Kızılderili halini alır mı? Katiyetle…
Müslüman öldürülse bile İslam kimliği öldürülemez ve Cenab-ı Hakk, iptidai putperest milletlere karşı Hıristiyanlara tanıdığı üstünlüğü Müslümanlara karşı tanımamıştır ve Müslümanlar üzerine gayri Müslimlere kalıcı bir biçimde yol vermemiştir.