Yeni bir dönem için yeni bir anayasa sözü

12 Haziran genel seçimi, Türkiye demokrasisinin tarihinde en önemli dönüm noktasını oluşturuyor. 1946’da çok partili sistemin başlangıcından bu yana ilk defa bir siyasi parti art arda üç seçimi, oylarını her defasında arttırarak kazandı. Bu, Türkiye’de demokrasinin ve demokratik kurumların sağlam biçimde tesis edildiğini gösteriyor.

2002 seçiminden beri iktidarda olan AK Parti, demokratikleşmeyi, ekonomik ilerlemeyi ve aktif bir dış politikayı dengeli biçimde yürütüyor. Türkler, 12 Haziran’da oyların yüzde 50’sini AK Parti’ye vererek, bu kalkınma ve istikrar modeline inandıklarını bir kez daha gösterdiler.

Darbe dönemi geride kaldı
1960’tan itibaren yapılan üç askeri darbenin ardından gelen demokratikleşme ve sivilleşme, ülkemiz açısından kolay olmadı. Türk siyaseti, temel hak ve özgürlüklerin ihlaliyle, anti-demokratik ve yasadışı örgütlerle, askeri vesayet altında bir parlamenter sistemle ve kendi vatandaşına şüpheli gözüyle bakan bir ulusal güvenlik tasavvuruyla maluldü.

Türkiye, darbeler dönemini artık geride bıraktı. Dünyadaki ileri demokrasilerin standartlarına ulaşmak için darbelerden yana olan ve demokrasiyi veya çoğulcu yönetimi tam manasıyla sindirememiş güçlerle mücadele etmeyi sürdüreceğiz. AK Parti’nin bu alandaki cesur ve kararlı liderliği, Türkiye’deki vatandaşların tam desteğini almıştır.

AB üyeliğimiz için geçirilen reform paketleri, 12 Eylül 2010 referandumunda kabul edilen anayasal değişikliklerle birlikte, bu dönüşümde kilit bir rol oynadı. AK Parti’nin üçüncü dönemi, Türkiye’nin dört başı mamur ileri bir demokrasi eşliğinde, anayasal bir devlet olması için -ki bu, AB üyeliğinin önkoşuludur- tarihi bir fırsattır.

Bu hedefe ulaşmak için, Türkiye’nin yeni bir anayasa hazırlaması gerekiyor. 1980 askeri darbesinin hemen sonrasında yazılan ve 1982’de kabul edilen mevcut anayasamız, Türkiye’nin cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 için önüne koyduğu hedeflere uygun değil. Devlet yerine bireyi koruyan ve güvenlik yerine özgürlüğü ve demokrasiyi teşvik eden bir anayasa, 21. asır için bir gereklilik.

Şimdi AK Parti’nin önceliği, yeni anayasa ve tüm vatandaşların hak ve özgürlükleri için mümkün olan en geniş konsensüsü aramak olacaktır –bu hususu, Başbakan Erdoğan ve diğer AK Parti yetkilileri (ben de dahil), sürekli olarak açıkça dile getiriyor. Bu konuda halka söz verdik ve muhalefet partilerine yardımcı olmaları çağrısında bulunduk. Sivil toplum örgütlerini, üniversiteleri, iş dünyasını, baroları ve çeşitli uzmanları, bu sürecin parçası olmaya davet ediyoruz. Ulusun bütün mensuplarının, temel bir metin mahiyetinde anayasayı kucaklaması noktasında, kesin bir inanç içindeyiz.

Hükümetimize yöneltilen haksız ve temelsiz eleştirilerden biri, basın özgürlüğüyle ilgili. Ergenekon ve Balyoz davaları doğrultusunda tutuklanan gazetecilere işaret etmek ve hükümetin muhalif sesleri bastırdığını öne sürmek, gerçeği çarpıtma raddesine varıyor. Bu soruşturmaların sonucunda tutuklanan kişiler, gazeteci sıfatıyla işlerini yapmakla değil, hükümete karşı darbe tezgâhlamakla suçlanıyorlar. Bu yasal süreçte hükümetin dahli, söz konusu bile değildir. Bununla birlikte söz konusu davaların beraberinde getirdiği uzun tutukluluk sürelerinden üzüntü duyuyoruz ve mahkemelerin hızla neticeye kavuşturulmasını ümit ediyoruz.

‘Uzlaşmaya açığız’
Bugün Türkiye’de hükümete muhalefet eden birçok yayın var. Sözgelimi cumhurbaşkanımıza ve başbakanımıza yönelik hakaretlerle dolu kitaplar, kitapçılarda satılıyor. Bazıları, onların aslında Yahudi veya Ermeni olduğunu iddia ediyor. Dahası, yüzlerce yerel ve ulusal gazete ve medya kuruluşu, her gün hükümete en keskin tehditleri savuruyor. Bunların hiçbiri yasaklanmıyor ve dava edilmiyor.
Halktan üçüncü kez aldığı yetkiyle tazelenen AK Parti, her tür işbirliğine ve uzlaşmaya açıktır. Modern, sivil, katılımcı bir anayasa; dinlerine, dillerine ve etnik kökenlerine bakmaksızın bütün vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak ve yasadışı, anti-demokratik örgütler ve faaliyetler dönemini sona erdirecek yeni bir anayasa, Türkiye doğrultusunda atılmış en önemli adım olacaktır.
Türk halkına ve dünyaya, Türkiye’de dört dörtlük işleyen bir demokrasi için yeni bir dönem açacak yeri bir anayasa sözü veriyoruz. (13 Haziran 2011)

The Guardian

Kaynak: Radikal