Britanya Başbakanı Gordon Brown'ın, 28 Ocak'ta Londra'da yapılacak Afganistan konferansıyla eş zamanlı olarak Yemen ve terör konusunda uluslararası bir toplantı düzenlenmesi çağrısına temkinli yaklaşıyorum. Gerçi Somali'deki El Şebab hareketinin Kaide'yi desteklemek için savaşçı göndereceği tehdidinin baskısı altında bulunan Yemen bu çağrıya vakit kaybetmeden olumlu yanıt verdi.
Benim temkinli yaklaşmanın sebebiyse şu: Yemen'in Hutiler, Kaide ve güneydeki hareketlilikle mücadelesinin uluslararası boyut kazanması çözümsüzlüğü artırır ve kanayan yaralara yenilerini ekler. 'Uluslararası boyut' genelde sınırlı ve kontrol altında başlıyor, ancak birçok ülkede görüldüğü üzere kontrol edilemez yönlere ve dış müdahaleye gidebiliyor.
Yemen'in desteğe ihtiyaç duyduğu açık. Bu desteğin özellikle de Arap bölgesinden ve Körfez'den gelmesi gerekir. Fakat endişe şu ki, 28 Ocak'taki Londra konferansı Yemen'in iç işlerine daha fazla müdahaleye kapı açabilir. Dahası, Taliban'ın düşürülmesi sonrası ve öncesinde bu bağlamda yaşanan Afganistan deneyimi cesaret verici değildi. Dolayısıyla Yemen'de aynı deneyimden sakınmak gerekir.
Yemenlilerin tıpkı Afganlar ve Iraklılar gibi içişlerine müdahale konusunda epey hassas olduğu biliniyor. Yemen'e mali yardımın yanı sıra eğitim ve istihbarat işbirliği desteği sunmayacak olan bir toplantı Kaide'ye, Hutilere, güneydeki hareketliliğe ve burada çıkarı olan herkese halkı kutuplaştırmak için istedikleri gerekçeleri sunacaktır.
Bu konferansın Yemen'e ve hükümetine ne vereceği bilinmiyor. Yemenli yetkililer, Taliban'ın devrilmesinin ardından Afganistan için yapılan bütün toplantılardan çıkan yardım vaatlerinin yerine getirilmediğini dikkate almalı. Sana'nın İngiliz çağrısına net şartlarla karşılıkk vermesi gerekirdi. Yemen'e Afganistan'daki orduların bir benzeri yollanmamalı. Asıl istenen acil ekonomik destektir. Zira Husiler, Kaide ve güneydeki hareketlilik ekonomik şartların kötüleştiği bir ortamda canlandı. (Kuveyt gazetesi Ceride, 5 Ocak 2010)
Kaynak: Radikal