WikiLeaks, CIA ve Recorded Future...

Geçen haftanın en enteresan iki haberinden ilki, 30’larında insanların internette kurduğu WikiLeaks grubunun ‘Afganistan Savaş Günlükleri’ başlığıyla açıkladıkları belgelerdi. İkincisi ise önde gelen arama motoru Google’un yatırım kolu Google Ventures ile CIA’in yatırım kolu In-Q-Tel’in ‘Recorded Future’ adlı bir şirkete yaptıkları yatırıma dair. İki vakıa da günlük yaşamımızda payı her gün artan sanal âlemin gidişatına dair insanı derin düşüncelere sevk edecek cinsten...

Atlamış olanlar için WikiLeaks olayını özet geçeceğim, zira haber genişçe çıktı. Lakin Recorded Future milletçe bu işlere ‘meraksız’ olmamızdan mıdır, nedir, küçük ve yetersiz çevirilerle geçiştirildi.

Sızıntılarda öngörülemeyecek ne var ki?
WikiLeaks, Afganistan işgalinde 2004-2009 yıllarına ait ‘çok gizli’ statüsündeki 93 bin belgeden 74 bin kadarını New York Times, Guardian ve Der Spiegel’e de sunup onların verdiği linkler eşliğinde manşetlere çıkmayı başardı. Peki ne vardı belgelerde? ABD ve NATO güçlerinin Afganistan’daki sivil katliamları; Taliban’ın yenilmesinin ‘imkânsızlığına’ dair raporlar; Pakistan istihbaratının bölgede ‘daimi oyuncu’ gördüğü Taliban’la derin işbirliği; ABD’nin Taliban liderlerine suikast için gizli birlik kurması... Sızdırma, Vietnam Savaşı’nın sonunu getiren ‘Pentagon Papers’la kıyaslanır oldu olmasına da bütün bunlarda pek bilinmeyen, öngörülemeyecek bir şey de yok. Bu işe kızan ABD Genelkurmay Başkanı Mike Mullen, Wikileaks’in Avustralyalı kurucusu Julian Assange’a, Amerikan askerleri ve işbirlikçi Afgan sivillerin ölümüne yol açabilecekleri iddiasıyla ‘Elinizde kan var’ ithamı dahi getirdi. Gelgelelim New York Times muhabirleri Mark Mazetti ve Eric Schmitt, belgelerin yayımı öncesi zaten Beyaz Saray’a gidip yönetime brifing vermiş, yayımlayacaklarını bir güzel anlatmış ve sorumlu davranıp ‘ulusal güvenliğe’ halel getirmedikleri için ‘takdir’ de toplamış. Yani konvansiyonel medyanın refleksleri ‘bildiğiniz gibi’. Dikkat çekici olan, dünyadaki ‘yeni medyanın’ tezahürü WikiLeaks. Sorulması gereken geleneksel soru elbette ‘Onlara bu belgeleri kimin, hangi amaçla sızdırdığı’...

Semantik arama...
İkinci gelişme internetin giderek bilginin ‘tek kaynağına’ dönüştüğü bir dünyada, çok daha düşündürücü yanlar içeriyor. Google’ın daha önce CIA ile işbirliklerini ve kişisel bilgi mahremiyetine dair aldığı eleştirileri biliyorduk. Fakat Noah Shachtman’ın 28 Temmuz’da Wired dergisinde çıkan haberi, bize CIA’in Google’la ortaklaşa ‘Recorded Future’ (Kayıtlı Gelecek) adında 16 kişinin çalıştığı küçük bir şirkete 10’ar milyon dolar yatırdığını müjdeledi. Google, ‘semantik search’ü (semantik arama) kullanıp siteler arasında kalite sıralamasına göre sonuçları döktüğünden hiçbir arama motoru eline su dökemiyor. Google, normalde siteler arasındaki haberleşme derecesini birkaç ayda bir güncellerken, Recorded Future bunu her an yapabiliyor. Bu şirket insanların internet faaliyetlerini, aralarındaki bağlantıları on binlerce site, blog, twitter hesabını hallaç pamuğu gibi atarak ortaya dökebiliyor. Herhangi bir vakıadaki kişilerin, olayın nerede, ne vakit gerçekleştiği ve bittiğine (uzamsal ve geçici analiz) ve metinlerdeki tona (dil bilgisinden yola çıkarak yapılan hissiyat analizi) bakılıyor. Veriler arasındaki bağlantılar didiklenerek istihbarat algoritmaları kuruluyor. Ve gelecek öngörülerinde bulunuluyor. 

Nasrallah, Peres, Scud...
Olaydan bahsettiğimde heyecanlanan Radikal Dış Haberler’deki ‘internet ve teknoloji gurum’ Osman Kaytazoğlu, hemen Recorded Future’un örnek istihbarat çalışmalarını bulup çıkarttı. Birisi İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Hizbullah’ın elinde Tel Aviv’i vurabilecek Scud füzeleri bulunduğu iddiasıyla ilgili... Recorded Future, Peres’in iddiasından bir ay öncesini temel alıp interneti taramış. Hizbullah lideri Nasrallah, Tel Aviv, Ben Gurion Havaalanı, Peres, Scud gibi kodlar girilmiş. Bu kodlar değiştirilerek yeniden ve yeniden tarama yapılıp belirli bir sürede siteler arasındaki haberleşmeler, link vermeler, kullanılan üslup izlenmiş. Sonuç: ‘Hizbullah Tel Aviv’deki Ben Gurion havaalanını tehdit ediyor. Burayı ancak Scud füzesiyle vurabilir’. Yani Peres’i teyit ediyorlar...

Gelecek öngörüsü örnek çalışması ise Somali’deki İslamcı Şebab hareketinden. Daha önce Fransız barış gücü askerlerine saldırıdan hareketle bir analiz yapan Recorded Future, Şebab’ın bir sonraki hedefinin bir Amerikalı barış gücü askeri olduğunu buluyor!

Osman’ın esprisi şu oldu: “12 aylık yazılarını çıkarıp Ceyda Karan’ın sonraki yazısında hangi konuyu işleyeceğini de bulabilirler!” İşte buna pes denir! 

Doğrusu bütün bunlar hem heyecan verici, hem de ürkütücü geldi bana. Zira sizi bilmem, ama benim yaşamaktan memnun olacağım, Lübnan’da Hizbullah’ın İsrail’le saldırı/misilleme sarmalından çıkacağı; Somali’de Amerikalıların öldürülmesine gerek kalmayacağı bir zihniyetin hâkim olacağı bir dünya...

 

 Kaynak: Radikal