Uzlaşmadaki bilgelik

Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan'ın Zürih'te bir masanın başında oldukları halde iki ülke arasında tarihî bir barış anlaşmasını imzaladıkları anın anlamı ve taşıdığı bayram havasını ne kadar abartsak azdır.

Her ne kadar Türkiye ile Ermenistan savaşta değilse de, aralarında, nefrete bulanmış yüz yıllık meşum bir ihtilaf süregidiyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin Osmanlı askerleri tarafından kitleler halinde katledilmesiyle başlayan bu ihtilaf, bu trajik olayların aktörlerinin soyundan gelenler arasındaki amansız bir kavga halinde devam etti. Ermeniler, Türkiye'nin suçunu kabul etmesini talep ederken, Türkiye, aydınların Ermenilerin acısını paylaştıklarını ifade etmelerini bile istemiyordu.

Türkiye, Ermenilerin savaş döneminde öldüğü ve sürüldüğünü; birçoğu öldürülmüş olsa bile, kurban sayısının 300.000'i geçmediğini iddia ediyordu. Ermeniler ise tüm yayınlarında, çalışmalarında ve sanat eserlerinde kitle katliamını, soykırımı ve hatta 1,5 milyon kurbanlı bir Holokost'u konu ediyordu.

İki ülke arasındaki ihtilaf, her ikisine de zarar veren geniş bir çatlağa sebebiyet verdi. Türkiye'nin Ermenilerin maruz kaldığı haksızlığı kabul etmeye yanaşmaması, kendisinin Avrupa Birliği'ne girme şansını azaltıp ABD ile ilişkilerine zarar verirken yoksulluğun pençesindeki Ermenistan'ın tecridinin de devam etmesine sebep oldu. Şimdi ise her ne kadar tarihî ayrıntılar üzerinde fikir birliğine varmasalar da, uzlaşma yolunda devasa bir adım attılar.

Uzlaşmanın kendisi, ileride şüphesiz yeni ihtilaflara sebep olacak olan ayrıntılarından daha önemlidir. Çok uzun süredir devam eden ihtilafların bile çözülebileceği gerçeğinin ve hakiki liderlerin, geleceği kurtarmak için algıları değiştirmeye hazır olanlar olduğunun ispatıdır. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, son derece dikkate değer bir bilgelikle Yunanistan'la ilişkileri geliştirmek ve Kıbrıs'ta çözüme ulaşılması için çalıştığı gibi, Ermenistan'la uzlaşmanın da başını çekti.

Gerçek çözüme giden yol halen uzun olsa da, taraflar, zehirli iğneyi, tarihî anlatının tek taraflılığını ve bunun daima kullanılmasını aralarından çekti. Velhasıl, Türkiye ile Ermenistan arasındaki barış anlaşması, mutlak adalet adına ve kanın son damlasına kadar kendi tek taraflı ve tek yönlü anlatılarına saplanıp kalan İsraillilerle Filistinlilere son derece güzel bir ders olma niteliğini taşıyor. Ataları Osmanlılar, bölgemizi yüzyıllarca yönetmiş olan Türkler, bizlere bir umut penceresi açtı.

Başyazı, Haaretz 12 Ekim 2009

Kaynak: Zaman