Körfezin sakin suları da Arap dünyasını sarsan dalganın etkisiyle dalgalanmaya başladı. Bunların biri Umman… Renkli ve sakin toplumsal yapısıyla bilinen Arap yarımadasının güneyindeki bu ülkede geçtiğimiz Pazar günü meydana gelen olaylarda altı gösterici öldü. Tabii bu durum hayretli bakışların bir anda Umman’a yönelmesine neden oldu.
Olaylar üzerine Sultan Kabus hemen harekete geçti ve elli bin istihdam sözü verdi. Bununla birlikte 390 dolar işsizlik aylığı ve daha geniş reformlar sözü de verdi. Bağlayıcılığı olmayan Şura meclisinin yetkilerinin geliştirilmesi de düşünülen yeni tedbirler paketi içerisinde.
Umman Sultanı Sultan Kabus Bin Said 1970 yılında babasına karşı yaptığı askeri darbeyle başa geldi. Ülkenin modernleşmesi yönünde politiklar geliştirdi. Ülkedeki refah düzeyi ve sosyal yapının çeşitliliğinden dolayı rahat bir yönetim sergiledi.
Umman’da siyasi parti kurmak yasak
Mutlak monarşiyle yönetilen ülkede 2003 yılında 84 üyeli Şura meclisini seçmek için genel oy hakkı verildi. Ancak şura meclisinin kararlarının bağlayıcılığı yok. Meclis Sultana karşı sorumlu ve en son 2007 de seçim yapıldı. Bu yılın Ekiminde seçimler yenilenecek.
Göstericiler Şura meclisinin kararlarına bağlayıcılık tanınmasını talep ediyorlar.
Ülkede karar verici tek otorite Sultanın kendisi. Bununla birlikte 71 üyeli Devlet Meclisi (Meclis-i Devle) adı altında kabile ve dini liderlerden atama yoluyla oluturulmuş konsül bir nevi bakanlar konseyi işlevine sahip.
Yönetici aileyle geleneksel politik elit (zengin aileler ve kabile şeyhleri) arasında ekonomik ve sosyal anlamda bir çıkar dengesi üzerine kurulmuş bir idari yapı var. Sultan Kabus’un yönetimi merkezileştirme çabaları bağlamında son yıllarda kabilelerin gücü büyük şehirlerde nisbi olarak zayıfladı. Ama kırsal kesimlerde güçlerini hala muhafaza ediyorlar.
Ülke 8 idari bölgeye ayrılmış: Maskat, Dofar, Musandam, El- Buraymi, El Batıina, El Dahira, El Dahliya ve El Vusta.
Yaklaşık üç milyon nüfusa sahip ülkede ana unsur Araplarla birlikte Beluçlar, Pakistan, Hindistan, Bangladeş ve Afrika kökenliler de bulunmakta. Bu çeşitlilik ülkede konuşulan dillere de yansımış.
Umman’da ana mezhep hariciliğin bir kolu olan İbadiye mezhebi. Bu mezhebe bağlı olmaları kendilerini İslam dünyasının diğer bölgelerinden izole etmişe benziyor.
İSLAMCILAR İKİ KEZ BAŞARAMADI
Ülkede siyasi partilerin yasak olması ve güçlü bir sivil toplumun bulunmaması nedeniyle yönetici aile çok büyük sıkıntılarla yüzleşmeden bu günlere geldi. Ancak bu hiç problem yaşamadığı anlamına gelmiyor.
1994 ve 2005 de İslamcılar muhalefeti organize etme çabası içerisine girdiler ama başarılı olamadılar. Bu renkli bir demografik yapı arzeden toplumun siyasal organizasyon konususunda çok da istekli olmadığı görülüyor. Tabi bunun sebepleri üzerinde ayrıca durmak gerekir. Ama ilk akla gelen ülkede bu anlamda teşvik edici bir zeminin olmaması.
Ülkedeki ilk ulusal bağımsız düşünce kuruluşu diyebileceğimiz (Merkezül Tavasul) 2008 Ağustosunda kuruldu. Bu bize toplumun yaşadığı apolitik durumun derecesini göstermesi açısından manidardır.