Uluslararası düzenin bozulması Türkiye için kötü haber

 

ABD'nin Irak'ı yasadışı bir şekilde işgal etmesi uluslararası düzeni sarstı. Rusya'nın,  uluslararası yasaları yok sayarak Gürcistan'ı işgal edip bölmesi ise durumu daha da kötüleştirdi.
Oysa içinde bulunduğumuz tehlikeli coğrafya, yasal uluslararası düzenin korunmasını dış politikamızın temel taşlarından biri yapmıştır. Ankara bu nedenle, Kıbrıs harekâtında veya PKK'ya karşı Kuzey Irak'ta yapılan operasyonlarda görüldüğü gibi, hep yasal çerçevede kalmıştır. 
Türkiye aleyhtarları bunu sevmeseler de, Ankara'nın Kıbrıs'taki garantörlük statüsü neticede anlaşmalarla "kodifiye" edilmiştir. Ankara, sınır ötesi operasyonlarını da ülkelere kendilerini koruma hakkını tanıyan BM Şartı'nın 51'inci maddesine dayandırmıştır.

Türkiye akılcı davrandı
CHP bunu bir "zafiyet" olarak gösterse de, TSK sonuçta Kuzey Irak'taki kara operasyonunu tamamladıktan hemen sonra bölgeden çekilmiştir. Böylece niyetinin ne işgal ne de Irak'ı bölmek olduğunu göstermiştir. Bu sayede bu operasyonlar dünyada anlayışla karşılanmıştır.
Ankara, PKK saldırıları nedeniyle gerekli olacak yeni operasyonlar açısından doğacak kuşkuların önünü de bu şekilde kesmiştir. Özetle, Türkiye, Kuzey Irak'ta "zafiyet" göstermemiş, "akılcı" davranmıştır.
Rusya'nın Gürcistan'ı işgal etmesi ise Türkiye'nin görmek istediği uluslararası düzen açısından son derece olumsuzdur. Moskova'nın, "Gürcistan'ın toprak bütünlüğü üzerine bir bardak su için" anlamına gelen kaba açıklamaları ise "toprak bütünlüğü" ilkesine hayati derecede önem veren Ankara için vahimdir.

Türkiye için hayırlı değil
Keza, Moskova'nın Gürcistan'ın demokratik yollardan seçilmiş liderini "deli" ilan ederek kendisini iktidarda görmek istemediğini beyan etmesi de, "iç işlerine karışmama" ilkesini ayaklar altına almıştır. Bunun da Türkiye için hayırlı bir gelişme olduğu söylenemez.
Buradan hükümetin "Kafkas Birliği" fikrine gelirsek, mevcut konjonktürde bu fikrin gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Bunun olması için sadece Azerbaycan ve Ermenistan'ın barışmaları değil, Rusya ile bölgede çıkarları artan ABD'nin ortak bir vizyonda birleşmeleri gerekiyor.
Dahası, İran'ın da projeye dahil edilmesi gerekiyor ki, Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın İstanbul'daki açıklamaları bile Iran ile ABD'nin herhangi bir konuda ortak bir vizyonda buluşmalarının imkânsızlığını tekrar gösterdi.

Zorlu günler bekliyor
Ancak Türkiye'nin, coğrafi konumu nedeniyle, ABD ve Rusya arasındaki bu yeni soğuk savaşta çıkarlarını kollamak için çok hassas diplomasi yürütmesi gerekeceği de kesin. 
Polonya'nın, Rusya'nın Gürcistan'a saldırısından hemen sonra ABD ile "füze kalkanı" anlaşmasını imzalamasından da anlaşılacağı gibi, yeni soğuk savaşta saflar belirginleşiyor.
Bu çerçevede gözlerin NATO üyesi olan ve çok önemli stratejik konuma sahip olan Türkiye'ye döneceği de aşikâr. Bu nedenle "Kafkas Birliği" fikrini, Ankara'nın, ABD ve Rusya tarafından bozulan düzenin yeniden tesis edilmesine verdiği önemin bir göstergesi olarak görmek lazım.
Uzun lafın kısası,  önce ABD'nin, şimdi de Rusya'nın yasal uluslararası düzeni bozmaları Türkiye için hiç de iyi olmadı. Bu nedenle Türk diplomasisini zorlu günler bekliyor.

Kaynak: Milliyet