2011 seçimleri bir bakıma kazananın belli olduğu bir seçim dönemi. Bu açıdan bakılınca heyecanın fazla olmadığı, sonucu belli gibi görünen bir süreçten söz ediyoruz demektir. Ne var ki gerek iktidar gerekse muhalefet ülkenin bir yol ayrımına geldiğinin de farkında.
Dünya Bülteni olarak dış habercilikte gösterdiği performansı seçimlerde de gösterdiğini söylemek editöryal bir övünme olmasa gerek. Seçim kampanyaları sürecinde sahaya inerek önemli merkezlerin dolayısıyla memleketin nabzını tuttuk. Bu çerçevede Okan Haksever’in il il dolaşarak Dünya Bülteni okurları için yaptığı analizleri internet medyasında önemli bir kalite farkına imza attı.
Bu süreçte bir Türkiye fotoğrafı çekmeye çalıştık. İktidarı da muhalifi de siyasal görüş olarak Dünya Bülteni’ni çizgisine zıt siyasal partilerin etkinlikleirini de önemsedik, yansıtmaya çalıştık. Türkiye’de yaşanan seçim sürecini hem İngilzice hem Arapça sitelerimizin çabalarıyla dünyaya doğrudan aktarmayı başardık. Türkiye’yi Arapça ve İngilizce konuşan dünyaya doğru aktarılmasında Dünya Bülteni’nin önemli bir yer edindiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ortadoğu’da tansiyon hala düşmedi. Suriye kanayan bir yara ve burada yaşananlar sadece İslami duyarlılık sahiplerini değil vicdan sahibi olan herkesi ilgisiz bırakmayacak düzeyde. Baas rejimi kan akıtmaya devam ederken muhalefet de siyasal ve ideolojik olarak ortak tavır sergilemekten uzak. Ve Suriye’de olup bitenler propaganda savaşlarını alabildiğine kızıştırıyor. Bu hengamede tarafımız çok net olmakla birlikte manipülatif haberlerin bolca piyasaya servis edildiği bir enformatik kirlilik de söz konusu. Biz bu kirliğin yanıltıcı, kafa karıştırıcı bilgilerden ayıklayarak Suriye’de olup bitenleri aktarmaya çalışıyoruz. En son Antalya’da yapılan Suriye muhalefetinin toplantısını da en yakından takip edip doğru bilgiyi aktaran ender haber kaynaklarından biri olduk.
Bakü, Bişkek, Kahire, Hartum, Açe sumatra, Berlin, Üsküp, Washington gibi bölgelerden doğrudan haber almanın güveniyle dünyayı yorumlama imkanı sunmaya devam edeceğiz.