Türkiye'nin ABD için önemi tartışılmaz

Türkiye hükümeti Ortadoğu'da daha fazla istikrara yönelik akıllıca adımlar atıyor. Carter yönetiminin milli güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski, güneydoğu ve güneybatı Asya'yı bağlayan geniş coğrafi yaydan 'kriz yayı' diye söz ederek, bugün tanık olduğumuz İslami köktencilik kaynaklı açık meydan okumayı öngörmüştü. Türkiye'nin olumlu girişimlerinin bu bölgede doğrudan sonuçları olacaktır.

Irak Ulusal Güvenlik Bakanı Şirvan el Vaili ve Türkiye İçişleri Bakanı Beşir Atalay 28 Temmuz'da yaptıkları ortak basın toplantısında, terör örgütü PKK'ya karşı işbirliği üzerine anlaştıklarını vurguladılar. Etnik Kürt nüfusu hem Irak'ta hem de Türkiye'de iç politikayı çetrefilli hale getiriyor.

İki hafta önce Bulgaristan, Macaristan ve Romanya temsilcileri yeni bir doğalgaz boru hattının inşasına yönelik bir anlaşma için Türkiye'de Türk meslektaşlarıyla biraraya geldiler. Nabucco projesi Hazar Denizi'nden Avusturya'ya Türkiye üzerinden uzanıyor. Boru hattının inşa edilmesi Türkiye'yle AB arasındaki pürüzleri hafifletecektir. Diğer yandan, Nabucco projesi başarıyla tamamlanması halinde Rusya'nın Avrupa üzerinde enerji tedariki açısından sahip olduğu nüfuzu da ciddi miktarda azaltacak.

Türkiye'yi yöneten AKP'nin dini temelleri başta endişe yaratmıştı. Dindar bir Müslüman olan eski dışişleri bakanı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi, İslami aşırılık ve istikrarsızlık yaşanacağına dair korkuları güçlendirmişti. Gül'ün eşi, kamu kuruluşlarında yasak olan başörtüsünü takıyor ve modern Türkiye'de dinin yükselişi açısından bir ikon haline geldi. Atatürk'ün 1920'lerde gerçekleştirdiği başarılı devrimden bu yana, Türkiye hükümeti anayasal olarak sıkı biçimde laiktir.

Ordu dini uzakta tutmak için bekçi görevi görür. Generaller son 50 yılda laikliği korumak için dört kez darbe yaptı ve bunlardar bazıları kanlı bitti.
Fakat gerçek şu ki, mevcut hükümet ılımlı ve teröre karşı. Türk halkının desteğinin, Kaide'ye ve diğer aşırılıkçı hükümetlere karşı etkili olduğu görüldü. Türkiye'deki terörist saldırılar geri tepti, bu tür suç eylemlerini gerçekleştirenlere karşı gösle görülür bir düşmanlık söz konusu. Ordu müdahalesine yönelik endişeler de yok değil, fakat AKP şimdiye dek üniformalı bir baskıdan kaçınmak için dikkatli davrandı. Dolayısıyla Türkiye'de her şey yerli yerine oturmuş.

ABD ve diğer uluslar açısından, Türkiye'nin jeostratejik önemi de ağır basıyor. Ankara İsrail'le iyi ilişkilere de öncelik veriyor. Türkiye Boğazların yanı sıra Kafkasya'dan potansiyel petrol ve doğalgaz hatları gibi hayati önemdeki deniz ve ticaret rotalarına hâkim. ABD'nin Irak'ı işgal etmesi ikili ittifaka büyük zarar verdi ama bunu tümüyle de koparmadı.

Ankara-Washington işbirliğinin kökleri çok sağlam. Türkiye, önemli askeri komuta sorumululukları da dahil olmak üzere Afganistan savaşında aktif roller aldı. Ankara ilk Körfez Savaşı'nda da riskli bir adım atmış, ABD'nin B-52 savaş uçakları Türkiye topraklarında konumlanmıştı. Kore savaşında da Türkiye'ye kilit rol biçilmişti; BM'nin Pusan'daki bir askeri mezarlığında çok sayıda Türk'ün mezarı bulunuyor. ABD Başkanı Barack Obama Türkiye'yle ilişkilerin hayati önemini teslim edip bunları güçlendirmeye çalıştığı için övgüyü hak ediyor. Obama, geçen baharda Avrupa'ya yaptığı bir ziyareti Türkiye'de sonlandırarak bir mesaj vermiş oldu. Boru hattı ve Irak'ta işbirliği girişimleri, Türkiye'yle bağları güçlendirmek açısından Washington'a ideal bir fırsat sunuyor. (Çin'de İngilizce yayımlanan gazete, 31 Temmuz 2009)

Kaynak: Radikal