Türkiye'de İslamcı hükümetle ordu arasındaki sürtüşme, liberal İslam'la laikliğin beş yıllık başarılı 'evliliği' sonrası bekleniyordu. Bu durum hem doğal hem de sağlıklı
Türk ordusu İslamcılara çullanıyor, laikler 'demokrasinin tamamlanmasıyla birlikte şeriatın uygulanmasına karşı' Ankara ve İstanbul'da yüz binlerce kişilik gösteriler yapıyor. İslamcılar Gül'ü Atatürkçü cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmakta ısrarlı.
Bu yaşananlar ne demek? 'Osmanlı ülkesi'nde ideolojik iç savaş mı, yoksa Doğu'nun başörtüsüyle Batı'nın şapkası arasındaki bir siyasi çekişmeden mi ibaret? Ne o ne de öteki. Atatürkçü rejim İslamcıların meclis ve diğer yönetimleri ele geçirmesi sonrası son kalesini savunuyor. Bu beklenen bir tepkiydi. Zira rejim Türkiye'nin Batılılaşması ve Avrupalılaşması düşüncesi üzerine kuruldu. Hatta Avrupa'nın Avrupalılaşmasından çok zaman önceydi bu rejimin Batılılaşması. Bu kimlik ortadan kaldırılırsa, Atatürkçülük kartondan bir yapıyı çağrıştırır.
Kendisini laikliğin koruyucusu sayan ordu bu gerçeğin farkında. Bu yüzden bir yandan AB'nin üyelik için koştuğu demokrasi şartlarına muhalefet ederken, diğer yandan AB'ye aidiyet düşüncesini destekliyor. Bu şartlar da aslında İslamcılara siyasi sahneyi silip süpürme imkânı veriyor.
Erdoğan güçlü ordunun endişelerinin farkında. Ayrıca ordunun birçok kez yaptığı gibi kendisini iktidardan devirmeye kadir olduğunu biliyor. Dolayısıyla ya ordunun eğilimlerine uyum gösterecek ya da sistemin dışında kalacaktı. Erdoğan 1990'ların sonundan beri sistemin içinde kalmaya, yani Türkiye'nin Avrupasız Avrupalı, İslamsız İslamcı ve tarihsiz bir coğrafya olarak kalması 'oyunu'nu oynama ve uyum gösterme kararı aldı
Fakat bu tuhaf oyunun sürmesi mümkün mü? Türkiye'nin Batı'yla İslam medeniyeti arasında acı verecek biçimde muallakta kalması mümkün mü? Laik Kemalist sistem sürdükçe bu oyun da sürecek.
Erdoğan bu tuhaf zeminde eldeki oyunu oynamaktan başka bir şey yapmıyor. Bu durum bir şey ifade etmese de halihazırdaki krizin kontrolden çıkması muhtemel değil. Ne Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Avrupa ve ABD'yle bağları nihai olarak koparmaktan korktuğu için aşırı laikliğine rağmen bunu ister, ne de Erdoğan çatışmaya çabalar. Çünkü Erdoğan çatışırsa başını sert bir kayaya çarpar. Türkiye çalkalanıyor.
Bu doğru. Fakat bu çalkalanma liberal İslam'la ılımlı laiklik arasındaki beş yıllık başarılı evlilik deneyimi sonrası gayet doğal ve sağlıklı.