Türkiye-Suriye ilişkileri derinleşiyor



Türkiye açısından Suriye’nin, sorunlu bir ilişkiden sorunsuz bir ilişkinin de ötesine geçilip işbirliğinin hızla arttırıldığı ülkeler arasında özel bir yeri bulunuyor. Bunu Başbakan Erdoğan ile Suriye Başbakanı Naci Otri’nin dün Asi nehri üzerinde kurulacak olan Dostluk Barajı’nın temelini atmaları sırasında yine gördük.
Haliyle aklımız bundan sadece 13 sene öncesine gitti. O sırada Şam’ın PKK’ya verdiği dolaylı ve dolaysız destek nedeniyle ilişkilerin ne denli limoni olduğunu, hatta 1998’de iki ülkenin sırf bu nedenle savaşın eşiğine nasıl geldiklerini anımsayanlar ne demek istediğimizi daha iyi anlar.
O yıllarda iki ülke arasındaki ilişkileri bozan diğer temel unsur ise su meselesiydi. Şam’ın “suyumuzu çalıyorlar” gerekçesiyle Atatürk Barajı’nın kurulmasına karşı çıkması ile PKK’ya verdiği desteğin aynı zamana rastlaması bir çok kişi açısından manidardı.

Hatay iddiası ve Dostluk barajı
Tüm bunları anımsayanlar için dün Hatay’da temeli atılan Dostluk Barajı projesi ve ardından Erdoğan’ın Suriye Başkanı Beşar el Esad ile Halep’te yaptığı sıcak görüşme,  bölgede yeni bir dönemin açılıyor olmasının en somut işaretiydi.
Bu ilişkin gelişmesinin her iki ülke açısından bir “kazan kazan” durumunu ortaya çıkardığı inkar edilemez.  Türkiye açısından bakılırsa, 1990’lı yılların sonun kadar sıkı bir şekilde korumak zorunda kaldığı uzun Türkiye-Suriye sınırında bu vesileyle bir rahatlama sağlanmış oldu.
Dostluk barajının temel töreni için Hatay’a giderken Erdoğan’ın uçağında bizimle birlikte oturan Suriye kökenli gazeteci dostumuz Hüsnü Mahalli’nin anlattığına bakılırsa,  Dostluk Barajı projesinin bu açıdan da önemli bir anlamı var.
Bilindiği gibi Suriye yakın zamana kadar açık açık Hatay ilimizin kendisine ait olduğunu iddia ediyordu. Bununla da kalmayıp ülkede yayınlanan tüm haritalarda Hatay’ı kendi toprağı gibi gösteriyordu. DEVAMI>>>