Türkiye kendi tarihiyle zıtlaşıyor

İnsanlık bugünlerde tarihte maruz kaldığı en iğrenç katliamlardan birini anıyor. Bu katliam Osmanlı Devleti'nin 1915-1917 arasında 1,5 milyon Ermeni'ye karşı yaptığı soykırım. Bu bağlamda Osmanlı Devleti'nin vârisi Türkiye, yıldönümünün gelmesiyle eşzamanlı olarak ilişkilerin İsviçre kanalıyla doğallaştırılması için bir yol haritası çizilmesi üzerinde Ermenistan'la anlaştığını ilan etmekte gecikmedi.

Ermeni katliamının iki devlet arasındaki anlaşmazlıklardaki en önemli tarihi sebeplerinden birini oluşturduğuna ve bu anlaşmazlıkların Karabağ bölgesi etrafındaki Türk-Azeri-Ermeni ihtilafına uzandığına işaret ediliyor.

Aslında birçokları Türkiye'nin açıklamasını olumlu karşıladı. Zira Ankara ilişkileri doğallaştırma ve 1993'ten beri kapalı olan Ermenistan sınırını açma kararlılığına dair doğru bir işaret verdi. Fakat Türkiye hükümetinin aynı gün Kanadalı yetkililerin Ermeni katliamlarından Osmanlı Devleti'nin sorumlu olduğuna dair işaretler içeren açıklamalarına tepki olarak Ottowa büyükelçisini geri çağırması da soru işareti oluşturan bir ironi.

Obama yoğunluğu işe yaradı
Türkiye gazetelerinin Osmanlı'nın katliamlardan sorumlu olmadığına dair propaganda başlatması da bu ironiyi artırıyor. Gazeteler Osmanlıların katil olmadığı, Ermenilerin Türklere katliam yaptıkları için kurban oldukları üzerinde durdu. Osmanlı Devleti'nin 1.Dünya Savaşı'nda yaklaşık 1 milyon Ermeni vatandaşına karşı korkunç katliamlar yaptığına işaret ediliyor. Bu katliam Ermenistan ve Ermenilerle Türkiye arasındaki ilişkilerde büyük engel oluşturdu. Ayrıca Türkiye'nin Osmanlı'nın bu katliamdaki sorumluluğunu tanımayı reddetmesi, AB yolunda birçok engelin çıkmasına da yol açtı.

Türkiye'nin Ermeni soykırımını tanımayı reddetmesi Fransa'yla ilişkilerinin de dikkat çekici bir sarsılmaya maruz kalmasına yol açmıştı. Fransa parlamentosu 2006'da, Osmanlıların Ermenilere soykırıma yaptığını inkâr etmeyi suç sayan bir yasa sunmuştu. 2007'de ABD'de Kongre soykırımı tanıma yönünde karar almıştı, ancak başkan George W. Bush ülkesinin Türkiye'yle stratejik ilişkileri daha fazla gerginliğe sürüklememek için kararı imzalamayı ertelemişti.

Sonrasında Barack Obama seçim kampanyası sırasında Ermenilerin 1. Dünya Savaşı'nda öldürülmesini 'soykırım' diye nitelemişti. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da senatörlüğü sırasında Ermeni soykırımı üzerine bir yasa tasarısı sunulmasına katılmıştı. Fakat tasarı Kongre'nin çekmecelerinde kaldı.

Obama Ankara ziyaretinde Türk yetkililerle Ermeni katliamını ele aldı. Fakat Ankara'yı Ermenistan'a karşı iyi niyetini göstermeye teşvik etmekle yetinerek gerginliği artırmaktan kaçındı. Ankara ve Erivan'ın bir yılı aşkın bir süredir Cenevre'de gizli ikili görüşmeler yaptıklarına ve Türk siyasilerin soykırımı tanımayı reddetmesinin ardından görüşmelerin sekteye uğradığına işaret ediliyor. Obama'nın ziyareti sonrasında görüşmeler yeni bir yoğunluk kazandı. Türkiye'nin açıklaması Obama'nın karar tasarısının Kongre'ye oylama için sunulmasını bir yıl ertelemesine destek olabilir.

Ankara'nın katliamları tanımayı reddetmesi Türkiye sokaklarını yatıştırmak ve geleneğini Atatürkçülük'ten alan muhalefet partilerini susturmak noktasında yararlı olabilir. Fakat Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkileri doğallaş-tırma girişimi konusundaki kararlılığını açıklasa da soykırımı tanımaması, Erdoğan hükümetinin reform programına, içeriye ve dışarıya yönelik uzlaşma çağrılarının doğruluğuna büyük zarar verecektir.

Bir ileri bir geri gidiliyor
Zira Ermeni dosyasında çelişki söz konusuyken, ABD, Avrupa ve Türkiye içinden birçoklarının şu soruları yöneltebilir: Türkiye'deki Rumlara sınırlamalar sürerken Ankara'nın Kıbrıs'la sözünü ettiği doğallaşma nedir? Türkiye Rumların mülkiyetinde olan okul, kilise ve gayrimenkullerin üzerindeki haczi kaldırma niyetinde değilken, Yunanistan'la doğallaşma nasıl olacak? İçeride kendi Kürtlerinin sorunlarını çözmek için barışçıl araçlar bulma kararlılığına dair karışık işaretler verirken, Irak Kürdistanı'yla nasıl bir doğallaşma olacak? Yeni anayasa çıkarma kararlığına ne oldu? Kemalist ideolojik miras hâlâ kendisini Türk siyasetine dayatırken, bölgesel komşular ve Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerin doğallaştırılmasına dair tekrarlanan konuşmalar ve iç reformlar ne olacak?

Bütün bu sorular ve diğerleri, Ankara Ermenistan'la ilişkileri doğallaştırmak için bir ileri bir geri adım atarken ve hatta Ermeni katliamındaki sorumluluğu tanımayı reddederek sıfır noktasında dönerken, aciliyet içeriyor. (Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 26 Nisan 2009)

Kaynak: Radikal