Türkiye Ergenekon'u alt etmeli


 
Eğer Ergenekon'a dair dedikoduların sadece yarısı bile doğruysa, Türkiye'nin geleceği için bu gizli şebekenin tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor. Otoritelerin, korkuya yenilmeyip bu tezgâhı gün ışığına çıkartmaları alkışa şayan. Ancak, Türkiye sadece savaşın ilk raundunu kazanmış durumda. Hükümet, "derin devlet"i alt etmek için sebatla devam etmek zorunda.  

Bir yıl önce Türkiyeli Ermeni gazeteci Hrant Dink İstanbul'da vurularak öldürüldü. Dink, Türklerle Ermenilerin uzlaşması için mücadele ediyordu. Dink'i hain ve Türkiye'ye tehdit ilan eden milliyetçi kesimi çileden çıkartan bu uzlaşma fikriydi. Dink, bu acımasız milliyetçiliğin kurbanı oldu. Onu öldüren genç fanatik çabucak yakalandı; ama bu korkunç cinayetin arkasındaki beynin o olmadığı da açıkça ortaya çıktı.

Ergenekon üyesi olduğundan şüphelenilen kişilerin bir kısmı Dink'e karşı yürütülen milliyetçi savaşa bir şekilde bulaşmış durumda. Avukat Kemal Kerinçsiz utanç verici 301. maddeyi ihlal ettiği gerekçesiyle Dink aleyhine dava açmıştı. Şebekenin lideri olarak adı geçen emekli Tümgeneral Veli Küçük'ün Dink'i tehdit ettiği iddia ediliyor. Avukat Fuat Turgut, Dink'in katilinin savunmasını üstlenmiş durumda ve mahkeme binasının önünde maktulün ailesine tehditler savurdu.

Kendisi yeterince üzücü olan bu cinayet, tahminen ancak bir kısmı göze görünen bir şiddet sarmalının tek bir trajik halkası. Komplo teorileri gayet makuldü; ama şimdiye kadar hiçbiri doğrulanamamıştı.

Şimdi ise Dink cinayetinin entrikanın bir parçası olduğu açıkça ortaya çıktı. Meğer, 2009'da Türkiye'yi darbeye götürecek bir dizi korkunç olay hazırlanmaktaymış. Ne kadar hayrette bırakırlarsa bıraksınlar, iddialar oldukça inandırıcı. Örgüt korkunç Malatya cinayetleri gibi eylemler aracılığıyla, İslamcı şiddeti korükleyerek, Türkiye'nin İslamcılaşmakta olduğu korkusunu yaymayı amaçlıyordu. Medyayı korkutarak Türk milliyetçiliğine getirilen eleştirileri susturmak istiyordu. Ergenekon'la bağlantılı suçlar genelde korku atmosferi yaratmaya yönelik.

Son raporlar yirmi civarında tutuklama olduğunu doğruluyor. Tutuklular arasında, entelektüel açıdan eylemleri titizlikle planlayabilecek kapasitede olmaları beklenilen iyi eğitimli kişiler var. Bunlar, maalesef kamuya mal olmuş, halkı etkileme kapasitesine sahip kişiler. Ancak aralarında önde gelen isimler yok, hiçbiri siyasette, ekonomide ya da genel olarak toplumda yüksek bir mevkide değil. Kısacası, şebekenin üyesi olduğundan şüphelenilen kişilerin hiçbiri şu anda tutuklanan isimlerin işbirliği ile bir darbe tezgâhlanabileceğini aklına bile getirmezdi.

Polis incelemelerinin Ergenekon'un tertiplerinin kuru gürültüden mi ibaret olduğunu, yoksa gerçekten başarı şansının olup olmadığını ortaya çıkartması gerekiyor. Eğer bu ikinci şık geçerli ise devlet kurumları içinde mutlaka işbirlikçileri olmalı. Türkiye'nin seçilmiş hükümetini bir kenara atmak ancak devlet aygıtı içinde etkili kişilerin yardımıyla gerçekleşebilir. Bu kişilerin isimleri ve şebekeyle bağlantılarının düzeyi ortaya çıkarılmalı. Türk demokrasisini korumak için bu soruların mutlaka cevap bulması gerekiyor.

Neyse ki, Türkiye'deki mevcut ortam örgütün kökünü kazımaya müsait görünüyor. Başbakan Erdoğan, Ergenekon'la mücadeleye devam edileceği konusunda teminat verdi. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da sevindirici bir açıklama yaparak hem suç şebekesiyle arasına mesafe koydu, hem de komplocuların mahkeme önüne getirilmesi gerektiğini vurguladı. Milliyetçi güçler tarafından ifade özgürlüğünü frenlemek için kullanılan 301. maddenin reformu ilk başta Hrant Dink'in öldürülmesinin birinci yıldönümüne rastlayacak gibi görünüyordu. Dink öldürülmeden hemen önce bu maddeden hüküm giydiğinden, bu rastlantının sembolik değeri çok yüksek olacaktı. Ancak Dink'in ölümünün yıldönümüne reform yerine Ergenekon tutuklamaları damgasını vurdu. Bu, onun hatırasını onurlandırmak adına daha da kıymetli olay. Çünkü Türkiye'nin sonunda şiddet yanlısı milliyetçilik ve meşhur derin devletin gizli şebekelerinin karşısında durduğu anlamına geliyor. Umarım adlî mercilerin, hükümetin ve diğer otoritelerin Ergenekon'un sonuna kadar üstüne gidecek kuvveti, sebatı ve cesareti vardır.
 
Kayna: Zaman