Türkiye ve Ermenistan üst düzey istişarelere başlamayı kabul ederek, ilişkileri üzerindeki korkunç cendereyi kırmaya çalışıyor. Daha iyi ilişkilerin, yıllardır kapalı sınırın her iki tarafında ve belki sınırın çok daha ötesinde gayet olumlu etkiler yapacağının farkındalar
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün cumartesi günü Ermenistan'a gideceğini açıklaması, bu iki komşu arasındaki uzun yıllara dayanan ve son derece hassas soğukluğun nihayet sona ediyor olabileceğini gösteriyor.
Bu, iki ülke için olağanüstü bir dönüm noktası olacak. Türkiye Ortadoğu ve Kafkaslar'da yeni ve umut verici bir arabulucu rolünü üstleniyor, fakat bir komşusuyla husumeti sürdükçe tam anlamıyla etkili olabilmesi zor. Ermenistan vahim derecede yoksul ve yalıtılmış durumda ve Türkiye ile yeni bir ortaklık üzerinden genel anlamda dünyayla yeniden bağ kurmaya başlayabilir.
Bu iki ülke arasında hiçbir zaman üst düzey görüşmeler olmadı, bu yüzden Gül'ün ziyareti rahatlıkla tarihi olarak nitelendirilebilir. Resmi olarak Türk ve Ermeni futbol takımları arasındaki bir futbol maçını izleyecek. Fakat ev sahibi Ermenistan'ın Devlet Başkanı Serj Sarkisyan ile bazı ciddi görüşmeler yapma niyetini de gizleme gereği duymuyor.
Gül'ün sözleri
Geçen ay İstanbul'da görüştüğüm Gül bana şunları söylemişti:
"Sarkisyan ile Kazakistan'da tanıştım. Ona 'bu toprakların çocuğu olduğumuzu ve sorunlarımızı düşmanca duygular olmaksızın çözmemiz gerektiğini, düşmanca duyguları beslemememiz gerektiğini' söyledim. Kendisini mantıklı gördüm."
Türkiye 1990'da bağımsız olduktan sonra Ermenistan'ı tanıyan ilk ülkeler arasındaydı, fakat üç yıl sonra Ermeni savaşçıları Azerbaycan'ın Dağlık-Karabağ bölgesini işgal ettikten sonra kara sınırını kapattı. Gül muhtemelen bu uzun süren ihtilafı çözmenin yollarını da istişare edecek.
Türkiye bugünlerde bölgesel güvenlik meselelerine büyük dikkat gösteriyor ve Rusya ile Gürcistan arasındaki son çatışma dikkatini daha da perçinledi. Çatışmanın hemen sonrasında Türkiye bölgedeki tüm ülkelere yeni bir Kafkaslar İstikrar ve İşbirliği Paktı'na katılma önerisi götürdü. Fakat böyle bir pakt, Ermenistan'ın katılımı olmaksızın muteber olmayacaktı.
Türkiye bölgesel bir güç olarak yükselişi, ancak komşularıyla ilişkilerini ciddi biçimde iyileştirmesiyle mümkün olabildi. Ermenistan bunun tek istisnası. On yılı aşkın bir süredir Türkiye Ermenistan'ı, bölgesel gruplaşmaların ve petrol boru hattı projelerinin dışında tutarak izole etmeye çalıştı. Ankara'da stratejistler bu politikanın işe yarar olmaktan çıktığı sonucuna varmış durumda. Görünen o ki artık uzlaşma arayışına girmek istiyorlar.
Gül'ün ziyaretini kuşatan belirsizlikler, iki liderin bu hafta sonu dişe dokunur bir ilerleme kaydedip edemeyeceğinden ibaret değil. Fanatiklik konusunda Türk muadillerinden farkı olmayan Ermeni milliyetçiler, ziyaretten dolayı infial halindeler. Bazıları maçı karıştırmaya veya stadyum içinde protestolar düzenlemeye kalkışabilir. Türkiye'nin iktidar partisi, önde
gelen üyelerinden bir grubun maça gitmesine güvenlik endişelerini gerekçe gösterip izin vermedi.
Bununla birlikte iki ülkeden gençlik grupları stadın içinde ve dışında barış yanlısı gösteriler yapmayı planlıyorlar. Erivan'da bu çabaların başını genç radyo programcıları çekiyor ve onlardan biri bir Türk gazetesine verdiği demeçte, "diyalog kurma ve acılarımızı paylaşma" vaktinin geldiğini söylüyor. Çabanın Türkiye ayağına önderlik eden Genç Siviller ise stadyumda barış pankartları açması planlanan 50 kişilik bir heyet örgütlüyor.
Grubun yaptığı açıklamada, "Artık resmi ideolojilere ihtiyacımız yok. Orada, o stada omuz omuza olacağız" ifadeleri yer alıyor.
Türkiye'nin güçlü ordusundan bazı komutanların, Ermenistan ile Türkiye arasında daha iyi ilişkiler olması fikrinden rahatsızlık duyduğu söyleniyor. Keza Türkiye'nin Osmanlı liderlerinin 1915'te Ermenilere yönelik yürütülen katliamlardaki rolünü kabul etmesini isteyen Ermeni diasporasının da. Ancak Ermenistan içinde ise halkın büyük bölümü kendi dertlerine odaklanmış durumda. Geçen yıl yapılan bir ankette, Türkiye'nin 93 yıl önce gerçekleşen katliam hakkında ne söyleyip söylemediğinin bugün de önemli olduğunu düşünen Ermenilerin oranı sadece yüzde 4 çıktı.
Diaspora zaptedildi
Erivan'daki yetkililer bu yaz diasporayı zaptetmek zorunda kaldı. Washington'da güçlü bir nüfuzu bulunan Ermeni-Amerikalılar ABD Senatosu'nun 1915'te olanları soykırım olarak nitelemeyi reddeden yeni Ermenistan büyükelçisine onay vermesini aylar boyu bloke etmeyi başardı. Ancak Ermeni liderleri Erivan'da bir Amerikan büyükelçisine ihtiyaçları olduğu kararına varıp Washington'daki arkadaşlarını kampanyayı sona erdirmeye ve yeni büyükelçinin onayına geçit vermeye ikna etti.
Türkiye ve Ermenistan üst düzey istişarelere başlamayı kabul ederek, tarihin ilişkileri üzerinde var olan korkunç cendereyi kırmaya çalışıyorlar. Daha iyi ilişkilerin, yıllardır kapalı olan sınırın her iki tarafında ve belki sınırın çok daha ötesinde gayet olumlu etkiler yapacağının farkındalar.
Kaynak: Radikal