Türk-ABD ilişkisi: NE OLUR?

Son sözü, baştan söylemekte yarar var: Keyfe keder hiç bi'şey olmaz... Hemen, 'ne diyorsun sen kardeşim, Barack Obama seçim kampanyasında Ermeni soykırımını tanıyacağını söyledi, yardımcısı Joseph Biden zaten o yoldaki bir senatör olarak biliniyor, eh, bir de yanlarında şimdi Hillary Clinton da var, kim tutar bu insanları' demeyin...

Amerikan Kongresi'nin koridorlarında volta atmakla, Beyazsaray'ın toplantı salonunda bulunmak farklı işler...

Birinde, ağzına geleni istediğin gibi söyleyebilirsin...

Diğerinde, 'bütün dünyanın meseleleri omuzlarındadır', kendini bir anda 'strateji dehalarının' masalarında bulursun...

Bunun da ötesinde, seçimi karşısında 'Amerikan İhtilali' türünden başlıklara şahit olduğumuz, sanki Oval Ofis'e bir Afrika kökenlinin seçilmesiyle Amerikan sisteminin kökten değişeceğine dönük 'boş inançların' yükseldiğini izlediğimiz Barack Obama'nın Washington'da hiçbir şeyi değiştirmeyeceği şimdiden belli oldu...

Amerikan Başkanları'nın 'Ulusal Güvenlik Konseyi' kadrosu önemlidir... Bakalım: Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, görevinde kalması istenilen 'Cumhuriyetçi' Savunma Bakanı Robert Gates ve Ulusal Güvenlik Başdanışmanlığı'na getirilen emekli general James L. Jones...

Bu üç ismin 'Ermeni soykırımı' iddiasını desteklemek gibi günümüz dünyası dengeleri açısından hayli 'fantezi' görülebilecek görüşlerin çok ötesinde ortak bir yapıları var: Amerika'nın karşılaşacağı bütün tehditleri, güçlendirilmiş bir ordu ile bertaraf etmek, 'Amerikan enerji güvenliği' açısından gereken her şeyi yapmak!..

Barack Obama
, Demokrat Parti başkan adaylığı yarışındaki güçlü rakibi Hillary Clinton'u, sürekli Bush yönetimine Irak Savaşı'nda destek vermek, hatta bu konudaki tüm Kongre oylamalarında 'Bush'tan yana oy kullanmakla' suçlamıştı... Şimdi Dışişleri Bakanı yaptı!..

'Cumhuriyetçi' Savunma Bakanı Gates'ten söz etmeye gerek yok, o, Irak'taki rejim değişikliği tam olarak gerçekleşse bile bu bölgeden çekilmeye pek niyetli olmadığını yıllar önce söylemiş bir siyasetçi... (Zaten bu tür bir seçim, Obama'nın, Irak başta tüm dünyada barış isteyen seçmeninin yüzüne attığı kocaman bir tokattır...)

Zaten, Amerikan politikalarının Barack Obama döneminde değişmeyeceğinin en önemli işaretlerinden biri de Avrupa'daki Ortak Kuvvetler Komutanlığı'ndan emekli, 'tipik deniz piyadesi' (teğmen olarak ilk görevi Vietnam'daydı, düşünün) James L.Jones'un güvenlik başdanışmanı olarak seçilmesi... General Jones Brüksel'de yaptığı NATO Komutanlığı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve Türkiye'yi çok iyi tanıyan bir isim. Yaptığı görevler arasında 1991 yılında, Kuzey Irak'taki Kürtler'i Saddam saldırılarına karşı korumaya dönük 'Provide Comfort' harekatının olması ve bölgeyi çok iyi tanıması da dikkat çekici...

Zaten, Washington'un Ankara'ya, James F. Jeffrey gibi, 30 yıllık diplomasi kariyerinde tam üç kez Türkiye'de görev yapmış, 2005 yılında Bağdat'ta Amerikan Maslahatgüzarı olarak bulunmuş bir 'gerçek Ortadoğu uzmanı' diplomatı ataması da gelecek günlerin önemli işareti...

1. Amerika'nın Türkiye'yi yakından ilgilendiren bölge politikalarının değişmeyeceği,

2. Özellikle Başkan Yardımcısı Joseph Biden' in İsrail'in güvenliğini bir numaralı gündem maddesi haline getirip, Türkiye-İsrail ilişkilerine özel önem vereceği,

3. Amerikan yönetiminde Başkan Obama hariç, Türkiye'yi çok yakından tanıyan ve Amerikan stratejisi içindeki yerini çok iyi bilen önemli beyinlerin yer alacağı yeni bir döneme giriyoruz...

Böyle bir Washington'dan 'Ermeni soykırımı' bahsinden yola çıkarak Türk-Amerikan ilişkilerinin rotasını değiştirecek bir adım beklemek yanlış olur...

Türkiye'nin 'stratejik' atağı

'Süper güç' Amerika'nın, neden, Beyazsaray'a bir Afrika kökenli devlet adamını yerleştirmeye çalıştığı artık çok belli: Afrika, önümüzdeki dönemin bir numaralı güçler mücadelesinin gerçekleşeceği kıta... Hep elalemin stratejileri ile uğraşıp gidiyoruz, ama burada, kendi bahçemizde de iyi işler yapıldığında söylemek lazım... Türkiye'nin, 2009 yılında açmayı planladığı yeni temsilcilikler, Türk diplomasisinin 'dünyayı çok iyi okuduğunun' ipuçlarını veren önemli bir liste... Arada kaynadı gitti... Türkiye, önümüzdeki yıl Tanzanya, Gana, Mozambik,Madagaskar, Fildişi Sahili, Kamerun, Angola, Mali, Nijer, Çad büyükelçiliklerini açacak... Anladınız... Hepsi Afrika ülkesi... Üç büyükelçilik planlaması daha var: Peru, Kolombiya, Malta...

Ankara ayrıca, Basra (Irak), Gence (Azerbaycan), Haydarabad (Hindistan), Aktau (Kazakistan), Juba (Sudan), San Paulo (Brezilya), Guangzhou (Çin) gibi son derece ustaca seçilmiş stratejik kentlerde başkonsolosluklar açıp, bayrak gösterecek... Bu arada, Irak'a, Basra'ya karşılık Gaziantep'te bir başkonsolosluk açma yetkisi verildiğini de hatırlatalım... Yapılan atak önemlidir...

Kaynak: Star