EVET, türbanlılar CHP'ye de girdi! Türbanlı kızlar 28 Şubat'ın zaptiyeleri tarafından üniversite kapısından kovulduklarında, okuyabilmek için başlarını açmışlardı. 28 Şubat'ın ünlü generallerinden Erol Özkasnak ne demişti?
"İrtica, türbanı çıkararak takiye yapıyor!"
Öyle ya, "bunlar" başlarını örtse de açsa da irticacıdır!
CHP'ye girenlere bakın, bir kısmı kara çarşaflı! Daha şehirli gözükenlerin tesettürü ise "ninelerimize, annelerimize" benzemiyor, "türbanlı" bunlar!
Danıştay, nefis Türkçesiyle ne buyurmuştu?
"Böyle geleneğimizde olmayan bir örtünme biçiminin siyasal amaçlı olduğunda duraksanamaz!"
CHP'ye girince 'resmi hidayet'e erip başlarını açmadıklarına göre sinsi bir plan uyguluyor olmalılar!
Değişimin yönü
Dahası, Atatürk'ün kurduğu CHP'nin lideri Baykal "oy uğruna irticaya ödün" veriyor ve diyor ki:
"Kılığımız kıyafetimiz şöyle olabilir, böyle olabilir kime ne! Bizi kimsenin etkilemesine, kimsenin bizi tasnif etmesine, bizi etiketlemesine izin vermeyeceğiz! Hepimiz eşitiz, eşit! Hiçbir ayrım yok! Bunu içimize sindireceğiz!"
Baykal bu kadınları "irticacı" diye etiketlemiyor, aksine, "muhafazakâr" diye niteleyerek "eşit vatandaş" olduklarını onaylıyor!
Aman Başsavcı duymasın! Aman Vural Savaş duymasın, ADD duymasın!
CHP'nin keskin 'miting takımı' da duymasın! Yakup Kadri'nin 1962'de İsmet Paşa'yı Atatürk'e ihanetle suçlayarak CHP'den istifa etmesi gibi bir 'çılgınlığa' kalkmasınlar...
Ya bir de üniversite kapısındaki zaptiyeler Baykal gibi "Kılık kıyafetten kime ne?" derler de fesli, şalvarlı, kara çarşaflı ucubeler üniversiteye dolarsa!
Fakat artık bu paranoyalar da miadını doldurmak üzere.
Bugün "28 Şubat bin yıl devam edecek" diyen bir general var mı?!
Dün, Ecevit "28 Şubat süreci bitti" dediğinde, Baykal "Hayır, 28 Şubat süreci bitmedi" diye tepki göstermişti. (Cumhuriyet, 27 Ocak 1999)
Bugün Baykal "Kılık kıyafetten kime ne?" diyor! Onları "muhafazakârlar" diyerek aklıyor!
Açılım mı, laf mı?
Baykal'ın bu tavrı doğrudur, hatta çok gecikmiştir bile!
Dün kolayca ve tepeden inme konulmuş olan yasakları bugün toplumun geniş kesimleri içine sindiremiyor.
Bugünkü Türkiye'de partilere düşen görev, kitleleri bu tür yasaklarla yabancılaştırmak değil, aksine, bunları hoşgörüyle kucaklayarak farklılıkları bir siyasi program etrafında birleştirmektir!
Demokrasi bu tür kitle partileriyle hem özgürlükleri hem uluslaşma sürecini geliştirebilir. Aksi halde toplumlar kültürel çatışmalarla debelenip durur!
Onun için, AKP'nin Kürtlerden oy almasını çok isabetli buluyorum; Alevilere açılım yapmasını istiyorum.
Onun için, CHP ve MHP'nin de Kürtlerden, CHP'nin türbanlılardan oy alabilir hale gelmesini diliyorum.
Siyasetin zamanla kimlikler ve kültürler değil, siyasi programlar üzerinden yapılır hale gelebilmesinin yolu budur.
CHP artık türbanın irtica değil, "çoklu-modernleşme" simgesi olduğunu anlamalıdır! CHP artık sözde değil özde sosyal demokrat bir parti olabilmelidir!
Fakat CHP'nin cevap vermesi gereken bir soru var:
Evet, muhafazakârlar CHP'ye de oy versin... Ama muhafazakârları hukuken ve insan onuru yönünden "eşit vatandaş" haline getirmek için CHP ne yapacak? Yoksa Baykal'ınki sadece seçim öncesi birkaç cümleden mi ibaret?
Kaynak: Milliyet