Trablus'ta Afrikalı göçmenler

Özgür Libya, diktatörün gölgesi olmadan ilk Ramazan Bayramı'nı kutladı.

Trablus'ta sevinç kahkahaları ve tören atışı vardı. Ama başkentin diğer bir kısmında Ramazan'ın bitişi çok farklı bir şekilde yaşanıyordu. Taşan çöplerin arasında birbirine sokulmuş, bezden yapılma çadırlarda düzinelerce insan, siyah göçmen işçiler, başlarına ne geleceği hakkında fısıldaşıyorlardı. Mülteciler korkutulmuşlardı. Devrime, Muammer Kaddafi tarafından tutulmuş paralı asker oldukları gerekçesiyle Sahra altı Afrikalıların öldürülmesi eşlik etmişti. Gerçekte ise kurbanlar, fakir ülkelerden petrol zengini bu ülkeye hayatlarını kazanmaya gelen ve kötü işlerde çalışanlardı. Uluslararası Af Örgütü, yeni Libya hükümetini saldırılara son vermesi yönünde uyardı ve ırkçı temellerle bu insanları taciz edenlerin yakalanmasını ve araştırılmasını talep etti. Ancak şüphelilerin kanun olduğu bir ülkede bu pek mümkün görünmüyor. Şu ana kadar Ulusal Geçiş Konseyi'ni Libya'nın yeni yönetimi olarak tanımayı reddeden Afrika Birliği Başkanı Jean Ping, "Aydınlatılmaya ihtiyacımız var; çünkü bunlar siyahları paralı askerlerle karıştırıyor gibi görünüyor." dedi.

Nijeryalı 43 yaşındaki duvar ustası Jefforson Baptist "Benimle birlikte çalışan ve kaçmaya çalışan üç kişi biliyorum. Bizi işe alan kişi çalıştığımız yerde saklanmalarına izin verdi. İsyancıların aldığı iki kişiyi daha biliyorum. Biri Çad'dan. Yolda yürüyorduk, ikimizi durdurdular. Elinde sadece işte kullandığımız bir bıçak vardı, o kadar. Ama onu dövdüler ve yakaladılar. Kaddafi için savaştığını söylediler. "Beni vuracaklar." dedi. İsyancılardan biri güldü ve "Evet bu doğru." dedi. Mali'den Abdul Abdullah Muhammed omuzundaki ve boynundaki morlukları gösterdi. "Kontrol noktasında hiçbir sebep yokken tüfekle vurdular. Kimlik kartımı alıp yırttılar ve eğer ülkeyi terk etmezsem beni öldüreceklerini söylediler. Ben bir Müslüman'ım. Allah'a inanırım. Gitmeme ve bayram kutlamalarında yer almama izin verilmeliydi. Ama yiyecek bir şeyim olmadan buradayım ve ülkeme sağ dönebilecek miyim bilmiyorum." Kuzey Nijerya'dan 55 yaşındaki elektrikçi Muhammed Ali İbrahim, "İsyancılar gelip bize bağırıyorlar ve gitmemizi söylüyorlar. Bazen gazetelere bakıp bu adam paralı asker, şu adam nişancı diyorlar, bu kişileri tutukluyorlar ve onları bir daha göremiyoruz." dedi. "Paralı asker olduğumuzu söylüyorlar ama neden? Silahımız yok, paramız yok. Biz sadece ailelerimizi geçindirmek için, yevmiyemiz için çalışıyoruz. Savaşmak için çok yaşlıyım." Üzerinde devrimcilerin bulunduğu bir kamyon iki kere yerleşkeden geçti. Üçüncüsünde içeri girdiler. İçlerinden bir tanesi özellikle sinirliydi. "Bu insanlar da kim? Defolun! Defolun!" diye bağırdı ve elindeki Kalaşnikof'la havaya ateş açtı. Glasgow Rangers tişörtü giyen genç bir devrimci "Neden gitsinler? Bunların bazıları katil. Kaddafi için çalışıyorlardı, insanlarımıza zarar verdiler." dedi. "Bunları sorgulamalıyız ve ne yaptıklarını bulmalıyız."

Göçmen işçiler masum olduklarını söylediler. Biraz itiş kakış yaşandı, kadınlar feryat etti. Sonra başka bir isyancı öne çıktı ve diğerlerine göçmenleri bırakmalarını ve burayı terk etmelerini söyledi. Ve öyle yaptılar. O komutan mıydı? "Hayır, ben sadece ülkesi için savaşan bir Libyalıyım. Devrime katılma nedenlerimden biri, böyle şeylerin yaşanmasını engellemekti. Biz Kaddafi gibi değiliz. İşler karışık ve insanlar çok gergin. İnsanlar sakinleşecek ve işler düzelecek. Bunun olması için bazılarımızın daha yüksek sesle konuşması gerekiyor." Independent 1 EYLÜL 2011

Kaynak: Zaman Gazetesi