Tesettür mucizesi

Bir 'türban anketi' demek, televizyon programlarının başörtülü yazarları hatırlama vakti demek. Cep telefonu susmak bilmez. Lakin düzenek aynıdır, insanın içini açmaz.

'Farklı görüşlerden' bir grup insan bir araya getirilecek ve grubun bir kısmı başörtüsünün erkek tahakkümünü tanımanın sembolü olduğuna, oradan tutturamazsa, siyasal sembol olduğuna dair kalıpları tekrarlayacak; bir-iki açık ama liberal kadın ya da erkek konuşmacı 'hayır, başörtüsü bireyselleşmenin simgesidir, başörtüsü geleneksel ortamlarda yetişmiş kadınların seküler-modern dünyaya katılımlarını kolaylaştırmaktadır, karşı çıkacağınıza canıma minnet demelisiniz' diyecek; ortaya alınan başörtülü kadın da, başörtüsünü 'isteyerek örttüm, vallahi' noktasından başlayarak savunmak durumunda olduğunun bilinciyle, 'kimse başını örtmüyor diye baskıya uğrayacak değildir' gibi, huzur verici cümleler sarf etmek zorunda kalacak. Pardon ama, aslında müsterih kılınması gereken benim kalbim, 'neden size gül bahçesi vaat etmesi gereken benim?' diye soramaz, rolün kadar kıpırda, hemen hızlıca oyna ve git denmektedir.

Hayatın TV programlarını taklit ettiği her an ve yerde de aynısı olur. Başörtüsünün neden emir ve tavsiye edildiği üzerine oturup kafa yormuş olan bir insan, tüm yorgunluklarından edindiği anlamı açmaya kalktığı an, Tarhan Erdem ve gibileri kalkıp 'bakın!' derler, "bakın, yaptığının 'değerli' bir iş olduğunu düşünüyor ve bu son derece tehlikeli!'

Yaptığınızın sıradan bir şey, bir alışkanlık mesabesinde olduğuna -yeter ki haklarınız verilsin- topluma faydalı insanlar olmaya çalışacağınıza and içmelere durursanız da, işler yoluna girecek değildir. O zaman da, 'madem başörtüsü o kadar basit bir şey, madem İstinye Park'ın orta katı sizden geçilmiyor, o zaman neden bu çaba?' gibi bir sorgulamayla karşılaşmanız olasıdır. Kendini çok yukarı, muhatabını çok aşağı koyan bu sorgulamaya verilecek en iyi yanıt 'cildime iyi geliyo...' deyip gitmektir. Fakat uysal olmanız gerekir; 'Bu, başörtülülerin hiçbir şeyi tehdit etmediğinin en açık göstergesi değil midir?' vs. Böylesi liberal bir sevecenlik yoluna sapmak da işin doğrusu, rejimi değilse bile 'kapitalist sistemi sahiden tehdit ettiğiniz' o eski günlerin anısına ihanet etmekten başka bir şey değildir. O günler: Giysinin, eşarbın, ayakkabının azlığı eşliğinde yaşanılan, ama bu seçilmiş yoksulluğun ne kadar anlamlı olduğunun henüz bilinmediği zaman dilimi.

Bir de, müntesipleri bir hayli değişken olan 'bu mu tesettür!?' ekürisi vardır ki, sayelerinde pardesü giymeyen bütün başörtülüler aleni dil uzatılır hale gelmiştir. Az ya da çok her dinî eylem Yaratıcı'yla bir bağ kurma çabasıdır ve bu çabayı küçümseyerek haddini aşan kişilerin içinizdeki yeri üzerinde topluiğneler bulunan bir bez bebek çekmecesi olacaktır doğal olarak. 'Çok da fifi' demeyi beceremezseniz, bu kinle zehirleneceksiniz demektir.

Ve tabii, cumhurbaşkanımızın, Kamer Genç'in 'Eh artık Çankaya'ya doldurursunuz başörtülüleri' salvosuna verdiği cevap da hatırlardadır. 'Benim eşimin arkadaşlarının çoğunun başı açıktır' mealinde bir cümle. Kamer Genç'in ciddiye alınmasına mı yanarsınız, yoksa 'başörtülü insan' profilinin açık arkadaşların çokluğu nezdinde değillenmesine mi?

Sonra, yüz binlerce mağdur, evine telefon açılan Tevhide Kütük nezdinde teselli bulmak ya da cam ayakkabısını baloda bırakmış Cinderella gibi bir gün evine telefon açılmasını ummak durumundadır şimdi, bu iyi midir, siz karar verin.

Dahası şahsen 'sonradan açılanların' 'sonradan kapananlardan' fazla olduğunu düşündüğüm ve türban ile başörtüsü arasına pantolon-gömlek gibi fark koyarak baştan ölü doğduğunu iddia ettiğim Konda anketi bulgularını camia olarak pek bir hevesle inkar etmemizi de bu listeye eklemek isterim. Anketi çok sahih bulsaydık da 'eh, iyi olmuş' diyecek durumda değildik sanki. İktidar yıpratılıyordu felan.

O halde 'inşallah Konda'nın verileri doğrudur' demek istiyorum.

Çünkü şu koşullarda başörtülü sayısı azalmıyor ve sahiden artıyor ise, hatta artmıyor ama azalmıyor da ise, bu olsa olsa, mucizedir.

Sizi bilmem, ama bir mucize bana iyi gelir.

 
Kaynak: Zaman