Orta yaşlarda, yumuşak huylu, sakallı bir sürü adam -iran askeri burjuvazisinin teknokratları-en azından Washington'un bakış açısıyla resmi olarak şimdi "terörist" statüsündeler.
İran'ın şeytanlaştırılması kampanyası; İran Devrim Muhafızları resmi olarak kitle imha silahları üreticisi ve onun seçkin Kudüs Gücü bir terörizm destekçisi olarak damgalanırken acımasızca sürüp gitmektedir. Kudüs Gücü aylardır ABD askerlerini öldüren Irak'taki milislere silah sağlamakla suçlanmaktadır.
Üç önemli İran bankası, Irak'taki Şii milisler, Filistin'deki Hamas ve söylenmesi bile saçma olsa da Afganistan'daki Taliban gibi "olağan şüphelileri" finanse etmekle suçlanırken yeni ABD yatırımları aynı zamanda İran Savunma Bakanlığı'nı hedeflemektedir. Suçlanan bankalar Bank Milli, Bank Mellat ve Bank Saderat'tır.
ABD Dışişleri ve Hazine bakanlığı, İslam Cumhuriyeti'nin nükleer programını devam ettirme meydan okumasına ve terörist örgütlerle işbirliği yaptığı iddialarına vurgu yaparak yeni yaptırımları ortak bir açıklamayla bildirdiler. Yeni yaptırımlar tek taraflıdır ve Amerika'da iş yapan hem ABD içindeki hem de dışındaki ticari ve diğer grupların adı geçen bankalardan, aralarında İDM'nin de olduğu İran'daki askeri güçler ve örgütlerden birileriyle ilişki kurmasını önlemeyi hedeflemektedirler.
Bu yaptırım kararı başkan George W Bush'un, İran nükleer güç elde etmesi III. Dünya Savaşı'na götürür imasında bulunan yorumlarından ve başkan yardımcısı Dick Cheney'in Pazar günü yaptığı konuşmada eğer İran istekleri yerine getirmezse "uluslararası toplum ciddi sonuçlar empoze etmeye hazırdır" uyarısından sonra geldi.
Yaptırımlar bazı İranlı muhafazakârların açıkça kabul ettiği gibi darbe vurdu. Fakat Tahran, Washington'a bir razı oluş seferi gerçekleştirmek için acele etmeyecektir. Küba elli yıldır bir ABD blokajı ile kavga etmektedir ve haysiyetli bir şekilde varlığını devam ettirmede başarılı oldu.
Devrim Muhafızları ile yakınlıklarından dolayı şimdi Amerikan finansal sisteminden--ve uluslararası bankacılık sisteminin kavşaklarından--çıkarılan 20'den daha fazla kişi ve şirket Rusya, Çin veya Arap monarşileri ile iş yapmanın sayısız fırsatına hala sahip olacaklardır. Değiş tokuş yapabilirler. Mal ve hizmet değişimi yapabilirler. Ve kara borsaya başvurabilirler.
Moskova ve Pekin'e gelince dışişlerinin Çin'in İran'a yatırım yapmaması ve Rusya'nın silah satmaması ile ilgili yinelediği "uyarılar" ile yüzleşmeden çok az etkilendiler.
Bu yeni yaptırım raundu sadece tek taraflı İran'ı şeytanlaştırma kampanyasının bir yönüdür--tıpkı ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice'ın bir kez daha "dünyanın en kötü rejimini dünyanın en tehlikeli silahlarını elde etmeden" alıkoyma şeklinde bir zamanlar örüyor olduğu kampanyanın diğer yönü gibidir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı hala İran'ın askeri kullanım için bir nükleer program geliştirdiği ile ilgili bir delil bulamadı ve İran'ı izole etmektense onunla görüşmeleri devam ettirme çağrısında bulundu.
Teröristlerle Görüşme
Devrim Muhafızları, İslam Devrimi'nin lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin bir kararnamesiyle Mayıs 1979'da kuruldu. Başlangıçta, saf devrimci tarzda, Devrim Muhafızları; devrimin "gözü kulağı"ydı ve devrimci komploya göre tahtından edilen şahın destekçileri, komünist militanlar, kuzeybatıdaki Kürtler ve petrol zengini Kuzistan eyaletindeki Araplar gibi etnik azınlıklar veya batıda eğitim görmüş etkili entelektüeller gibi olabilecek iç düşmanlarla savaşının güvenilir yaygın ordusuydu.
1979'daki ilk devrimcilerin iki korkusu vardı: varlıkları devam eden şah taraftarları tarafından gerçekleştirilecek bir askeri darbe veya ABD tarafından gerçekleştirilecek bir saldırı. Gerçekleşen şey batının ve ABD'nin gizli desteğiyle Saddam Hüseyin tarafından başlatılan İran-Irak (1980-1988) savaşı oldu. Böylelikle halk ordusu hızlıca ve fazla sürmeden çok güçlü bir savaş ordusuna dönüştürüldü.
Yaklaşık bir milyon Devrim Muhafızları üyesi--pasdaran (askerler) ve besicler (Devrim Muhafızlarının kontrolündeki genç milisler)--bu korkunç savaşta öldü ve bu gün şehitler olarak hürmet görüyorlar.
Devrim Muhafızları'nın sayısı Tahran'daki bürolarına göre 130.000 civarında. Kara kuvvetleri 105,000 askere sahip--dört birlik, altı mekanize birliği ve bir de deniz tugayı. Hava kuvvetleri 5,000 askere sahip ve deniz gücü gemi-savar füzelerle donatılmış sayıları açıklanmayan gemilerle birlikte 20,000 asker kadardır. Üç ayrı birlik
Devrim Muhafızları'nın, ABD kızgınlığının ana hedefi halindeki Kudüs Gücü 15,000 kadar askere sahip. Bu askerler gözetim ve özel operasyonlarda uzmanlar. ABD müttefiki Abdulaziz el-Hekim'in partisi Irak Yüksek İslam Konseyi'nin paramiliter kanadı Bedir Tugayları'nı eğiten de bu Kudüs Gücü'dür. Bedir Tugayları, Irak İçişleri Bakanlığı'na sağlam bir şekilde yerleşmiştir--çok sayıda ürettiği ölüm mangalarına sahiptir ve Bağdat'taki etnik temizliği hızlandıran da Bedir Tugayları'ydı. Kanıtsız İran'ı suçlama yerine Washington Iraklı müttefiklerinin neyin peşinde olduklarına iyi bakmalıdır.
Kudüs Gücü'nün Meşhed, Kum ve Tebriz'deki üslerinin yanı sıra Tahran'da dört ana üssü ve doğu Lübnan'da yarı-gizli bir üssü var. Bu üsler bir Amerikan--veya İsrail--saldırısı durumunda kesinlikle vurulacaklar. 2006'nın yazında Güney Lübnan'ın İsrail tarafından istilası sırasında tahribata neden olan roket ve tank-savar füzeleri Hizbullah'a veren Devrim Muhafızları'ydı.
İş çevreleriyle iç içe
İran-Irak savaşından sonra Devrim Muhafızları hızlıca muharebe alanından gayrı menkul geliştirmeye yöneldi. Bu işi gerçekten ileri götüren sonradan başkan olan ve bu gün Ayetullah Ali Hamaney'den sonra rejimin iki numarası olan kurnaz, yok edilemez Haşimi Rafsancani'ydi.
Ticari kafalı Devrim Muhafızları, 1990'larda gelişti. Bu gün telekomünikasyon, yol ve baraj yapımı, lüks hotel ve otomobil endüstrisi (İran'daki Mazda montaj hattı) ve en önemlisi büyük Güney Fars alanında petrol ve gaz işletmeciliği alanlarında faaliyet gösteren 100'den fazla büyük şirketi kontrol etmektedir.
Devrim Muhafızları'nın güç gösterisi, devrim kurumları (Bünyad) tarafından kullanılan lüks kuzey Tahran'daki yüksek güvenlikli binalarda görünür haldedir. Buralar aynı zamanda Devrim Muhafızları elitinin su çeşmeleri ve çay odasıyla Talaie benzeri restoranlarda kendilerini eğledikleri yerlerdir. Çoğu Devrim Muhafızları üyesi tarafından yönetilen Bünyad kurumları vergi ödemiyorlar ve bütçeleri Ruhani Lider'in doğrudan denetimi altındadır. Böylelikle DM aslında İran Merkez Bankası'na bağlı kendi ağları tarafından finanse edilen hem kamu hem de özel şirketlerin bir bölümünü kontrol etmektedirler. Onlar aynı zamanda, ABD yaptırımlarının Amerikalıların inandığı kadar etkili olamayacaklarının bir nedeni olan, kara borsa ile kapsamlı bağlara sahipler.
Başkan Ahmedinecat'ın kendisi de eski bir devrim muhafızıdır--yani aynı zamanda Bush yönetiminin mantığına göre aynı zamanda bir "terörist"tir. İran meclis üyelerinin üçte ikisinden fazlası aynı şekilde böyledir. İçişleri Bakanlığı'ndaki liderliğin çoğu da eski pasdarandır. Beş Devrim Muhafızları generali İran'ın nükleer ve füze programından sorumluyken halihazırda BM'nin yaptırımlarına muhataptırlar.
Aslında çok büyük bir milis gücü olan Besiçler, Devrim Muhafızları'nın sokak düzeyidir. Sayıları 100,000 civarındadır fakat teoride hemen 20 milyona ulaşabilirler--bu yüzden onlar İran'da "20 milyonluk ordu" olarak bilinmektedirler. Besiçlerin en hoşlanmadıkları arasında özellikle batıyı cazip bulan öğrenciler, modaya uygun yaptırdıkları saçlarını, makyajlarını ve örtülerinin altından beden ölçülerini göstermeye azimli batı zihniyetli kadın ve kızlar var. Besiçlerin ana üsleri nerdeyse Tahran'ı kuşatmış durumda; yarım saatten daha az bir sürede bütün şehri blokaja alabilirler.
Sizi küçük parçalara bölmek için bombalayacağız
Reformcu başkan Muhammed Hatemi'nin yönetim yıllarında (1997-2005) Ruhani Lider Devrim Muhafızları'nı akıllıca politik çıkarlar için manipüle etti ve böylece Ahmedinecat ve onun Devrim Muhafızı dostlarının gücü ele geçirmelerine zemin hazırladı. Tahran'daki neşesiz reformcular, Devrim Muhafızları'nın her şeyi yani gücü, zenginliği ve silahları kontrol ettiklerine yemin ediyorlar.
Devrim Muhafızları, Irak'a petrol kaçakçılığından Afganistan'daki afyon trafiğine kadar kaçakçılığın her türüne bulaşmakla suçlanmaktadırlar. Bu iddialarla ilgili kesin delili elde etmek çok zor. İran'da, soruşturma raporu çaresiz arazi pratisyenlerinin hapishanede olduğunu haber veriyor. Açık olan şey şudur; Devrim Muhafızları büyüyor: Sadece 2006'da aralarında büyük bir boru hattı ve Tahran metrosununda olduğu 12 milyar dolarlık sözleşmeler yaptı. Birkaç İranlı bakanlık yetkilisi sıkıştırdığımda kayıt dışı olmak kaydıyla Devrim Muhafızları'nın ABD'ninkilere tam olarak benzemeyen daha çok eski Sovyetler Birliği'ndekiler gibi hayali ve Kafkacı büyük bir askeri-endüstriyel kompleks olduğunu kabul etti.
Üst düzeyde yönetici olan İranlılar bile aralarında Ruhani Lider'in, Devrim Muhafızları'nın, Besiç yığınlarının ve iş ve ulusal güvenlik çevrelerinin olduğu geniş ağda kimin kimi manipüle ettiğini açıkça belirleyemiyorlar.
Gelişmekte olan herhangi bir ülke ABD endüstriyel-askeri kompleksini "teröristler" olarak damgalarsa nelerin olabileceğini herkes hayal edebilir ve pek çok ülke böyle bir damgalama için çok fazla nedene sahiptir. "Teröre karşı savaş" mantığını fiilen adı konmuşu adlandırmaya doğru gererek Bush yönetimi, kendisinin İran'da rejim değişikliği dışında hiç bir alternatife sahip olmayacak şekilde kapatmaktadır.
Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.