Afganistan'daki karmaşayı sadece silahla çözemeyeceğini idrak eden ABD, Karzai'yi Taliban'la uzlaşı planı hazırlamaya zorluyor. Planın perşembe günü Londra'da açıklanması bekleniyor ancak Taliban hükümette pay almazsa savaşı sürdürecektir. Bu da Batı'nın kabul edemeyeceği bir bedel.
Uluslararası toplumun Afganistan'daki karışıklığın sadece silah zoruyla çözülemeyeceğini idrak etmesi neredeyse 10 yıl aldı. Şimdi ABD'nin askeri kayıpları 1000'e yaklaşmışken, savaş alanındaki durumu tersine çevirmek için Taliban'la uzlaşma sağlamak arzulanır bir seçenek haline geliyor.
Britanyalı ve Amerikalı diplomatlarla askeri uzmanlardan akıl alan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Taliban'ı müzakere masasına çekmek için iktidar, para, iş imkânı ve başka olanaklar vaat eden yeni bir girişim üzerinde çalışıyor. ABD 30 bin ilave asker göndermesine rağmen, bu takviyenin savaşın yakıp yıktığı ülkeye istikrar getirebileceğinden şüphe ediyor. Savaşın dünyadaki popülaritesini kaybetmesinden ve Afganların da sabırsızlığının artmasından ötürü, Amerikalı ve Britanyalı liderler İslami militanlarla uzlaşması için Karzai'ye baskı yapıyor.
Karzai Taliban'ı birçok kez anayasayı kabul etmeye çağırdı, fakat Molla Ömer'in müzakereyi yabancı askerlerin çekilmesi şartına bağlaması nedeniyle çağrılara olumsuz yanıt verildi. ABD Başkanı Barack Obama asker azaltmanın ülkeyi Kaide ve Taliban için sığınak haline getirebileceğine inanırken, 113 bin yabancı askerin bu kritik dönemde çekilemeyeceği de bir gerçek.
'Yeniden entegrasyon' planının perşembe günü Londra'da, 70 ülkenin temsilcisinin çıkmaza girmiş Afgan görevinin başarısı için yeni ölçütler belirleyeceği konferansta açıklanması bekleniyor. Türkiye de bu zirveden iki gün önce, Afganistan üzerine bölgesel bir toplantı düzenleyecek; Taliban'la uzlaşı bu zirvenin de ana maddeleri arasında olacaktır. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bir hafta önce ülkesinin bu uzlaşıda önemli bir rol oynayabileceğini söyledi. Suudi Arabistan'sa birkaç yıldır Taliban'ı silah bırakmaya ikna etmeye çalışıyor fakat ilerleme sağlanmış değil.
Afgan yetkililer, yeni girişimin Molla Ömer'in ve Taliban'ın yakın müttefiki olan militan lider Gülbeddin Hikmetyar'ın, BM'nin kara listesinden çıkarılmasını kapsamadığı iddiasını yalanlamadı. İki adam da Afganistan'da katliam yapmakla suçlandığı için, bu mesele uluslararası destek bulmuyor. Direniş saldırılarının sadece 2009'da 3 bin sivilin ölümüne yol açmasından dolayı, Afgan halkı Taliban'a imtiyaz verilmesine karşı.
Bir Taliban sözcüsü, hareketin Londra barış planı çerçevesinde uzlaşıyla ilgilendiğini reddetti; sözcü, Taliban yönetiminin Afganistan 'kâfir güçlerin işgali altındayken' görüşmelere izin vermediğini söyledi. Karzai'nin sarayının kapılarına dayanan Taliban daha da dirençli ve anlaşma istemediği açık. Pazartesi günü en az 7 Taliban direnişçisi hükümet binalarına saldırdı ve Afgan güçleriyle neredeyse sekiz saat boyunca savaştı. Tam da Londra konferansı öncesinde hükümete ve Batılı destekçilerine karşı bir 'güç gösterisi'ydi bu.
Anayasa değişikliği de istiyorlar
Eski Taliban yönetiminin elçilerinden olan ve birkaç yıl Guantanomo'da tutulan Molla Abdül Selim Zaif barış planının işe yarayacağından şüphe duyuyor. Zaif anlaşmanın ABD'nin ek asker göndermesiyle aynı zamana denk geldiğini, bunun da Batı'nın dürüst olmadığını ve plana güvenmediğini gösterdiğini söylüyor.
Cihat oyunu artık kabul görmediği için Taliban iktidar için savaşıyor. Dolayısıyla, tam iktidar değilse de en azından iktidar paylaşımına dayalı bir çözüm arayacaktır. Karzai'nin girişimine meydan okuyan ana meseleyse, masaya oturması durumunda Taliban'a garanti verilmemesi. Güvenlik garantileri sağlanmazsa, hükümette pay verilmezse ve anayasada değişiklik yapılmazsa (ki Batı'nın ödeyemeyeceği bir bedel bu), Taliban savaşmaya devam edecektir. (Afganistan'daki özel medya şirketi Moby Grubu'na ait Quknoos haber ajansında çalışıyor, Radikal'e özel)
Kaynak: Radikal