Talabani'nin 'hayalini' bir de Barzani'ye sormak gerek

'Bağımsız Kürt devleti bir hayal.' Kürdistan'ın tarihi lideri olan ve neredeyse eski lider Molla Mustafa Barzani dışında en fazla şöhret bulmuş Celal Talabani, bir asırdan uzun süredir Kürdistan'ın ulusal şahsiyetlerinin hayalini süsleyen tarihi Kürdistan projesinin öldüğünü böyle ilan etti.

Bağımsız Kürt devleti projesini Britanyalılar, Fransızlar ve emperyalist askeri güçlerin desteklediği bazı bölge ülkeleri, hasta adam Osmanlı'nın haritasında yeni haritalar çizmek için hayata geçirmeye çalışmışlardı. Tarihi Kürdistan ve tarihi Filistin bu projenin en önemli kurbanlarından oldu. Kürdistan dört komşu ülkeye dağıldı, ancak hayal sürdü ve Kürtlerin kalbinde büyüdü.

Bazı Kürtler silaha sarıldı, bazısı siyasete girdi. Diğerleriyse ülkedeki iktidar trenine katılmayı tercih edip demografik ve özellikle de coğrafi dokunun parçası oldular. Büyük ancak etkisiz Kürt nüfusu iç ve bölgesel çekişmelere sokuldu. Kürt ve keza tarihi Kürdistan projesi, hesapların görülmesi, yangınların ateşlenmesi, yeni haritaların çizilmesi, taraflara yük olmuş eski enkazların üzerine yeni denklemler ve koalisyonların kurulması için kötü niyetli milletlerin oyun sahası oldu.

Ülkelerin ulusal bağımsızlığı sonrası süreçte derinleşeyen coğrafi bölünmelerle birlikte patlak veren tarihi Kürdistan savaşlarını birer isyan savaşı olarak niteleyebiliriz.

Bu savaşlar önce zirveye çıkıyor ve ardından gerileyip dağlara gizleniyordu. Çünkü komşu ülkeler arasındaki anlaşmalar daimi olarak Kürtlerin aleyhineydi. Kürdistan'ın modern sürecinde dikkat çeken noktaysa, Kürtlerin kendilerinin sürekli olarak birbirlerine karşı olmasıydı. Yani Irak Kürtleri, Bağdat'taki merkezi hükümetle mücadelede İran desteğinden yararlanmak amacıyla Şah rejimiyle derin işbirliği yapıyordu. Dolayısıyla İran'daki Kürt kardeşlerinin taleplerine karşı bir konumda bulunuyorlardı. Türkiye'yle ilişkiler de böyleydi. Abdullah Öcalan'ın tutuklanmasından önce ve sonra, Irak işgalinin öncesinde ve sonrasında, Kuzey Irak'a ve özelikle de PKK'nın ana sığınağı olan Kandil Dağı'na yönelik Türk saldırıları sırasında Kürtlerin alıdğı tavır için de aynı şey söylenebilir.

Gençliğinde Molla Mustafa Barzani'nin temsil ettiği aşiret liderliğine isyan etmiş Talabani, şu an Irak'ın cumhurbaşkanı ve tekrar aday olmayacağı yönünde işaretler veriyor. Birçokları bu adamın siyasi olarak ve parti bağlamında bittiğine, 60 yılı aşkın süredir devam eden siyasi ve askeri direnişinin yanı sıra, Kürdistan sahnesinde isyancı ve demokratik şekillerde yer almasının ardından dinlenmek istediğine dair yorumlar yaptılar.

Acaba karşımızda, Türkiye, İran, Irak ve Suriye'ye dağılmış Kürt kalabalıklara 'bağımsız ve yaşayabilir bir Kürt devleti gerçekleşemez bir hayaldir; somutlaşması mümkün veya mantıklı değil' yollu gerçekçi bir söylem yaymayı hedefleyen, nihai bir Kürt geri adım atışı mı var?

Sadece bu dört ülkede değil, Irak Kürdistanı'nda da Kürt halkının ezici çoğunluğunun temsilcisi olamayacak Talabani'nin sunumu gerçekçi. Ancak bu söylemin doğruluğundan yine de şüphe edilebilir. Peki buradan hangi noktaya geliyoruz? Bu hayalden bir gün bile ödün vermeyen Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'ye sorun... Her ne kadar kendisi
"Bağımsız Kürt devleti kurulsa bile güç yoluyla kurulmaz" dese de... (Ürdün gazetesi Rey, 18 Mart 2009)

Kaynak: Radikal