Suriye'nin zayıflatılması meselesi

İç karışıklıkların yönetimleri zayıf düşürdüğü, özellikle yabancıların bu karışıklıkları bahane ederek müdahale ettikleri, etmekte oldukları "devletliler katında" sıkça kullanılan bir argümandır.. Yabancı güçlerin iç sorunları tahrik ettiği gerekçesi, ideolojisi ne olursa olsun hemen her otoritenin gerektiği zamanda kullandığı bir yöntemdir. Dış güçlerin bir ülkeyi sıkıştırmak için içerdeki kimi unsurları, sorunları kullanmak istediği, kullandığı kimi zaman doğru olsa buna dayanarak başvurulan baskı yöntemleri genelde sorunların çözmez...

Bu duruma en tipik uygulaması Suriye'de yaşanıyor. Muhtemelen Tunus'ta başlayıp Mısır'da devam eden toplumsal hareketlilik Yemen ve Bahreyn'den sonra Suriye'ye geldi. Suriye'nin gerek stratejik konumu gereği Arap ülkelerinden onu ayrı tutan İsrail'le olan ilişkileri bir yana siyasal yapısı ve bunun yaslandığı toplumsal-mezhebi zemin ülkenin durumunu alabildiğine hassaslaştırıyor.

Komşularının aksine İsrail'le barış yapmamış ülke olarak Suriye'nin teorik olarak savaş halinde olması içpolitik gerilimleri meşrulaştıran bir işlev görüyor. "Suriye'yi İsrail karşısında zayıf düşürecek" gerekçesiyle her türlü talep, girişim rejimin gözünde ihanetle eşdeğer görülerek en acımasız şekilde bastırıldı. Bu nedenle 1982 de vatandaşı olan onbinlerce insanın katledilmesi meşrulaştırıldı. İsrail'e karşı iç düşmanı bastırmakta çekince görmeyen aynı rejim Lübnan'da Filistinli savaşçılarla da savaşacaktı ne hikmetse... Yaser Arafat en büyük darbelerden birini Suriye'den almıştı. Ayrıca bu zamana kadar da bir karış toprağın bile kurtarılamamış olması da bir realite olarak duruyor. Demek ki İsrail'e karşı zayıf düşme argümanı çok tutarlı bir gerekçe değilmiş.

Suriye'deki baskı rejiminin batı karşıtı bir kampta yer almasına rağmen batılılar tarafından hoş görülmesinin en önemli gerekçesi Baas ideolojisinin yaslandığı katı laiklik uygulaması oldu. Bu sayede, muhtemel bir İslamcı iktidarın önü kesilmiş oluyordu. Bunun karşılığı olarak onbinlerin katledilmesi olsa da sessiz kalmaya değerdi.

Ne var ki Akdeniz'deki sosyal dalgalanmalar Suriye kıyılarını çoktan vurmaya başladı. ve üstelik bunu dalganın doğrudan "gerici bir ayaklanma" görüntüsünden çok genel bir özgürlük talebi söz konusu...Rejimin etrafında kenetlenmiş belli kesim ise tamamen farklı bakıyor...

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...