Suriye'nin öfkesinin odak noktası; Ürdünlüler ve Türkler

Suriye, perşembe günü Suriye'deki isyanı kışkırtmaya yönelik entrikalı olarak adlandırdığı çalışmalarından dolayı Türkiye ve Ürdün'ü sert şekilde eleştirdi, Türkiye başbakanını kronik yalanlar söylemekle suçladı, Ürdünlülerin de topraklarında isyancıların silahlanıp eğitilmelerine müsaade etmek suretiyle "ateşle oynadıklarını" ifade etti – ki bunda misilleme iması da vardı.

Devlete ait haber kuruluşlarındaki eleştiriler, iki senelik ihtilafta isyancıların yeni kazançlarına karşılık, yoğunlaştırılmış propaganda kampanyasının bir parçası ve Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın daha da tecrit olmasının göstergesi olarak görüldü.

Bu durum, Sayın Esad'ın bir Türk televizyonuna verdiği, Arap Birliği'ni Suriye'ye ait koltuğu kendisini devirmeye çalışan muhalefete vermesinden dolayı kınadığı mülakattan parçalar da ihtiva etti.

Bir zamanlar Sayın Esad'a yakın olan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, hararetli bir düşmana dönüşmüş ve defalarca Esad'ın görevden ayrılması çağrısında bulunmuştu. Türkiye, aynı zamanda 250.000'den fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor ve her ne kadar Türkler silah tedarik etmediklerinde ısrar etseler de isyancı grup Özgür Suriye Ordusu'na yardım ediyor.

Türkiye'yle 550 millik bir sınırı paylaşan Suriye, sık sık Türkiye'yi isyancıları silahlandırmakla suçladı.

Sayın Esad, Türkiye'de Ulusal Kanal isimli televizyon kanalına verdiği mülakatta, "Erdoğan, Suriye'de kriz başladıktan bu yana tek bir doğru laf etmedi" dedi. Mülakatın kısa bir özeti YouTube'a gönderildi.

Sayın Esad, asıl eleştirilerini Kasım 2011'de Suriye'nin birliğe üyeliğini askıya alan ve 26 Mart'ta resmi bir törenle Suriye halkının meşru temsilcisi olarak Suriye Muhalif Ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'(SMDK)nu boşalan koltukla ödüllendiren Arap Birliği'ne ayırmış göründü.

Esad, "Gerçek meşruiyet, örgütler ya da yabancı yetkililer tarafından verilmez" dedi. "Bu teyatral olayların gözümüzde bir değeri yoktur."

Associated Press'in tercümesine göre Suriye devlet televizyonu, The New York Times ve diğer Batılı haber kuruluşlarından Ürdün'ün isyancılara yardımlardaki rolüyle ilgili haberleri aktararak, bunların Ürdün'ün "teröristleri eğitme ve daha sonra bunların Suriye topraklarına girişlerini sağlamada eli olduğunu" gösterdiğini söyledi. Ajans, devlet radyosunun Ürdün'ün "ateşle oynadığını" aktardı.

Yine Batı'daki haberleri aktaran Suriye gazetesi Et-Tavra da birinci sayfadaki başyazısında Ürdün hükümetinin isyancıları aktif bir şekilde destekler ve Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan ve Sayın Esad'a düşman olan diğerleriyle işbirliği yaparken tarafsızlık iddiasında bulunamayacağını ifade etti. Başyazıda, "Yanardağdaki kratere gerçekten çok yakın oldukları için, bunların sızan bilgilerin yol açtığı yangını söndürme teşebbüsleri, ikili oynamaya devam edebilmelerini sağlamada başarısız olacaktır" denildi.

Başyazıda ayrıca, örtülü bir misilleme tehdidi olarak görüldüğü üzere, "Kıvılcımların sınırın öte tarafına geçmesini önleyebilmek zordur" denildi.

Suriye'nin güneyinde Ürdün sınırı yakınında isyancı faaliyetlerinin arttığı ve orada Esad bağlılarına yönelik yeni bir tehdit teşkil ettiği bir zamanda gelen bu ikaz hakkında Ürdün hükümetinden herhangi bir yorum gelmedi. Son birkaç haftada isyancılar güneyde Sayın Esad'a ayaklanmanın ilk olarak başladığı Dara'a şehri yakınında topraklar ele geçirdiler.

Bu sırada Ürdün de Suriye'deki ihtilaftan dolayı kronik bir mülteci kriziyle karşı karşıyadır. Birleşmiş Milletler'e göre ülkede en az 320 bin kayıtlı mülteci var. Kayıt dışı olarak Ürdün'e girenler ise bundan çok daha fazla.

Birleşmiş Milletler yetkilileri, mülteci krizinin Suriye'nin komşularını mahvedeceği uyarısında bulundular. İhtilaf başladığından bu yana komşu ülkeler toplam 1,3 milyon Suriyeliyi barındırıyor.
Perşembe günü 500.000 civarında Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Lübnan'da Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Örgütü'nün genel sekreteri Filippo Grandi, ihtilaftan kaynaklanan mülteci akımının "idare edilemez ve tehlikeli" olmaya başladığını ifade etti.

Sayın Grandi'nin örgütü, Arap-İsrail ihtilafının mirası olan Filistinli mültecilerden sorumludur. 4 milyon nüfusa sahip Lübnan, zaten 460.000 Filistinli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Lübnanlılar, giderek Suriye'deki 530.000 Filistinli mültecinin, çoğu mültecinin yaşadığı Şam bölgesindeki çatışmaların yoğunlaşması halinde Lübnan'a akın edeceğinden endişe ediyorlar. Bununla beraber, Sayın Grandi bunların yüzde 90'dan fazlasının Suriye'de kaldığını söyledi.

Kaynak: The New York Times
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas