Suriye'de Rus – Amerikan mücadelesi

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Şam'a gerçekleştirdiği ziyaretten doğacak sonuçları, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşmesi sonrası düzenlediği sınırlı basın toplantısında yaptığı açıklamalara bakarak tahmin etmek zor olabilir. Ancak kesin olan şu ki Suriye krizi fiili olarak uluslararası aşamaya taşınmıştır. Bundan böyle Suriye bir yandan Amerika, Avrupalı ve Arap müttefikleri ile Rusya, Çin ne Hindistan, Güney Afrika, Brezilya gibi müttefiklerinin mücadele alanı olacaktır.

Açıkçası Amerika Birleşik Devletleri cephesi Suriye rejimini değiştirmek istiyor. Bunun için de ekonomik kuşatmayı Libya ve Irak'ta daha önce olduğu gibi İran'da ise önümüzdeki günlerde olacağı üzere askeri müdahalenin öncülü olarak görüyor. Rusya – Çin cephesi ise rejimin devrilmesini veya en azından bu değişime uluslararası yasallık kılıfın sağlanmasını engellemek konusunda ısrarlı gözüküyor.

Mesele, Rusya'nın Tartus'taki askeri üsleri meselesi değildir. Mesele bundan daha büyüktür. Meselenin birinci derecede petrolle ilgili ve İran'ın nükleer silah elde etme hevesleriyle ilgili yönleri vardır. BM Güvenlik Konseyi'nde Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın görevi bırakmasını talep eden Arap karar tasarısına karşı "veto" kullanan Çin'in Suriye'de askeri üsleri yoktur. Yine Çin'in Suriye'yle ticareti herhangi bir Körfez ülkesiyle ticaret hacminin yarısından daha da azdır. Ayrıca Çin, otuz yıldır Suriye'ye tek parça bir silah dahi satmamıştır!

Geçtiğimiz yirmi dört saat içerisinde Suriye dosyasına ilişkin iki önemli gelişme olmuştur. Bunlardan birincisi Arap – Amerikan – Avrupalıların aldığı karar doğrultusunda Şam'dan büyükelçilerin çekilmesidir. İkincisi ise Cumhuriyetçi eski başkan adayı Senatör John Mc-Cain'in ülkesinin Suriye muhalefetini kendi ifadesiyle Suriye halkının karşı karşıya kaldığı katliamlara karşı koyabilmesi için silahlandırmasını istemesidir.

Büyükelçilerin çekilmesi Suriye büyükelçiliklerinin kapatılması için bir ön adımdır. Bu Suriye rejiminin yalnızlaştırılması ve diplomatik olarak kuşatılması şeklinde ilan edilen hedeften daha büyüktür. Bu rejimin Arap ve uluslararası anlamda meşruiyetini bitirmek ve askeri yollarla değişime bir hazırlık planının bir parçasıdır. Öncülü muhalefetin silahlandırılması ve rejimin uzun süreli bir yıpratma savaşına çekilmesi olabilir.

Senatör Mc-Cain, Amerikan yönetimindeki karar mekanizmalarına oldukça yakın bir isimdir ve konumu itibariyle bu derece kritik bir açıklamada bulunması Amerikan Başkanının dolaylı yollardan Suriye krizine askeri müdahale kararı noktasındaki niyetini bilmesinden kaynaklandığı kuvvetle muhtemeldir.

Rusya ve Çin tarafından desteklenen Suriye'deki rejim bu gerçeği iyi bilmektedir. Bu nedenle de Humus'ta kanlı katliamlara imza atarak işleri askeri olarak çözme yoluna gitmiştir. Rejimin burada ümidi bu yöndeki bir çözümle Amerikan planlarının önünde olası bir kapıyı kapatmaktır. Suriye önümüzdeki aylarda Rus ayısı ile Amerika'nın mücadele alanı olacaktır ve bundan tüm Arap bölgesi zarar görecektir. Zarar görecek ülkelere Suriye'nin tüm komşuları da dâhildir. İngilizlerin deyimiyle, Filler tepişmeye başladığında bunun kurbanı çimenler olur.

 

Dünya Bülteni için Tahir Akdeniz tarafından tercüme edilmiştir.